Oy birliği ile hukuksuzlukla başlayan seçime giderken…

Oy birliği ile hukuksuzlukla başlayan seçime giderken…

Yüksek Seçim Kurulu adaylara dair yapılan itirazları inceledi ve oy birliği ile karar verdi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden aday olabilir.

Karar, Resmî Gazetede de yayınlandı ancak henüz "hukuki" gerekçelerini bilmiyoruz.

YSK''nın eski başkanı Muharrem Akkaya, "Konu YSK önüne gelir gelmez bakacağız. Belki aday olmaz, belki başka bir şey olur" demişti.

Başka bir şey oldu.

Akkaya ve bazı üyeler yakın tarihte değişti ve YSK, oy birliği ile Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın üçüncü defa aday olmasını kabul etti.

Kamu gücüne karşı yarış

Biliyorsunuz, seçim kanununda yapılan değişiklikle, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum çerçevesinde ilgili hükümde "başbakan" ifadesi kaldırıldı ve seçim yasaklarına yalnızca bakanlar ve milletvekilleri tabi tutulur oldu.

Bu durumda cumhurbaşkanı seçimlerdeki propaganda yasağından muaf hale geldi.

Hem de cumhurbaşkanı aynı zamanda bir siyasi partinin başkanıyken…

Hem de parti başkanlığı sıfatını cumhurbaşkanlığı sıfatına yeğ tutuyorken…

Bu da cumhurbaşkanının propaganda süreci boyunca gezilerinde resmî makam araçlarını kullanabileceği, resmî tören ve açılışlara katılabileceği, her türlü devlet imkanını kullanarak davetler verebileceği anlamına geliyor.

Yani, YSK''nın Resmî Gazetede yayınlanan kararına göre adaylığı kesinleşen dört isim var ancak aynı yarıştaki bu adaylardan birinin imkanları diğerlerinin çok daha üzerinde.

Hukuku savunmak

Şartların eşit olmadığı böyle bir yarışta, ıslak imzalı tutanakların toplanmasından fazlasına ihtiyaç var.

Seçim güvenliği yalnızca sandık güvenliği ile ilgili bir husus değil.

YSK''nın hukuksuz kararının üzerinde durularak, bu gibi yetkili kurullara ve yargıya mensup olanların rehavete kapılması da keyfi karar alması da engellenmelidir.

Şu da unutulmasın, hukuka aykırı eylemlerin gerçekleşmiş olması veya hukuka aykırı kararların alınması, hukukun ve Anayasanın önemini azaltmaz.

Türkiye halen bir hukuk devleti ve demokratik kurumlara sahip.

İstanbul seçimlerinde gördük ki, istenmese de sandıkta ortaya konulan irade er ya da geç kabul ediliyor.

Ancak bu kabulleniş için ortaya koyduğumuz irademizin ve demokrasinin değerlerinin arkasında kararlılıkla durmak gerekiyor. Bu kararlı duruş için dayanağımız ise, elbette ki, hukuk olacak.

Bu yüzden, yarış adil olmasa da dikkatle ve özenle yürütülen süreç, kaçınılmaz bir şekilde adil sonuca ulaşmayı sağlayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları