60 bin kişi üzerinde yapılan araştırmalar kolesterol, tansiyon ve şeker seviyesi normal bile olsa vücuttaki fazla yağın sağlık a
60 bin kişi üzerinde yapılan araştırmalar kolesterol, tansiyon ve şeker seviyesi normal bile olsa vücuttaki fazla yağın sağlık açısından risk oluşturduğunu gösterdi.
Araştırmalar, sağlıklı obezlik düşüncesinin bir efsaneden ibaret olduğunu ortaya koydu. Daha önce ise bireyin sağlıklı olması halinde fazla kilonun sağlık açısından tehdit teşkil etmediği düşünülüyordu. Araştırma Annals of Internal Medicine adlı dergide yayımlandı. Araştırma kapsamında bin kadar yayımlanmış araştırmanın bulguları incelendi.
Toronto’daki Mount Sina Hastanesi’nden araştırmacılar, kalbin 10 yıldan uzun süre gözlenmesi durumunda aşırı kilo bakımından sağlıklı bir durum sözkonusu olmadığını gördü. Fazla kilolu olup da metabolik olarak sağlıklı görünen kişilerin zamanla artan bir risk unsuru barındırdığı düşünülüyor. Araştırma lideri Dr. Ravi Retnakaran, bu durumun sağlıklı obezite diye bir olgunun varlığı konusunda kuşku yarattığını belirtti. Retnakaran, “Bu veriler obez olup da sağlıksız olan kişiler kadar obez olup da metabolik olarak sağlıklı olan kişilerde de kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinin arttığını gösteriyor” dedi. İngiltere Kalp Vakfı, obezitenin kalp hastalıkları açısından bilinen bir risk unsuru olduğunu ve araştırmanın da sağlıklı obezlik diye bir şeyin bulunmadığını gösterdiğini vurguladı. Kiloya dikkat etme, sigara içmeme, düzenli fiziksel aktivitede bulunma ve kolesterol ve tansiyonu sağlıklı bir seviyede tutma yoluyla kalp hastalıkları riskinin büyük oranda azalacağı ifade edildi.
Ölüme yol açıyor
Lancet Tıp dergisinde yayımlanan araştırmaya göre 2010 yılında 3 milyonu aşkın kişi aşırı kilonun yol açtığı hastalıklardan dolayı öldü. Bu sayı, dünyada aynı yıl açlık yüzünden ölenlerin 3 misli. Küresel sağlık ile ilgili olarak bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma yüksek tansiyon ile sigara ve alkol kullanımının da dünyanın en büyük sağlık tehditleri arasında olduğunu ortaya koydu. Bir zamanlar gelişmiş Batılı sanayi ülkelerle özdeşleştirilen hastalıkların kalkınmakta olan ülkeler geliştikçe yaygınlaştığı anlaşılıyor. Yoksul ülkelerde açlıktan ve salgın hastalıklardan ölenlerin sayısı giderek azalırken, Asya ve Latin Amerika’nın hızla gelişen ekonomilerinde giderek genişleyen orta sınıflar, varlıklarının artmasıyla koşut yeni sağlık sorunlarıyla tanışıyorlar. Şeker, kanser ve kalp hastalıkları eskiden görülmeyen ülkelerde yaygınlaşmaya başlıyor.
Gates’ler finanse etti
Masrafını Bill ve Melissa Gates’in karşıladığı “2010 - Küresel Hastalıkların Yükü” başlıklı 287 ülkeyi kapsayan dev araştırmaya 500 uzman katkıda bulunmuş ve 650 milyon kişi hakkındaki bilgilere ulaşılmış. Lancet dergisi editörü Richard Horton bunun, insanın genetik kodunun haritalanması çalışması kadar kapsamlı bir araştırma olduğunu söylüyor. Beş yıllık bir çalışma ile hazırlanan araştırma, insanlığın karşı karşıya olduğu hastalık ve sağlık tehditleri konusunda şimdiye kadar yapılan ikinci çalışma. Bu tür bir araştırma ilk defa 1990 yılında Dünya Bankası tarafından yaptırılmıştı. Ama son araştırmanın kapsamı hesaba kattığı faktörler, incelediği insan sayısı ve ele aldığı hastalık ve riskler bakımından çok daha geniş. 2010 yılında ölen insan sayısı 52 milyon 800 bin.
Kronik hastalıklar
46,5 milyon insanın öldüğü 1990’a göre artış var ama dünya nüfusunun genel sağlığı, araştırmaya göre 20 yıl öncesine göre çok daha iyi. Erkeklerde ve kadınlarda ortalama ömür artıyor ve beş yaşın altındaki çocuklarda ölüm oranı artık çok daha az. Sıtma ve HIV-AIDS geriliyor, bulaşıcı hastalıklar giderek daha sıkı kontrol altına alınıyor. 2010 yılında hâlâ 2,4 milyon insanın yarı yarıya tüberküloz ve sıtmadan ölümü, kanserden ölümlerin yirmi yıl öncesine göre üçte bir artış göstererek 8 milyona çıkması bunlar arasında sayılabilir. Araştırmaya göre her 4 ölümden biri kalp hastalığı ya da beyin kanaması nedeniyle meydana geliyor.
Kemik erimesi riskini artırıyor
Bir araştırma, obezitenin, halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz için risk faktörü oluşturabileceğini ortaya koydu. Amerikalı araştırmacılar, aşırı kilolu bazı insanların kemikleri içinde yağ saklı olabileceğini ve bunun kemikleri zayıflatarak kırılmayı kolaylaştırabileceğini gördü. Boston’daki Harvard Tıp Fakültesi ekibi, obez olup da herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan 106 kadın ve erkeğin vücudunda tarama yaptı. Araştırmanın sonuçları Radiology dergisinde yayımlandı. Tarama sonucunda, bazı insanların karın ve kalça bölgeleri dışında karaciğer, kaslar ve kemik iliğinde de gizlenmiş bir şekilde yağ bulunduğu görüldü. Çalışmayı yürüten Dr. Miriam Bredella, yağları vücudun üst kısmında toplanan elma vücutlu insanların en riskli grubu oluşturduğunu belirtti.
