Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı koltuğuna oturduktan sonra hayata geçirdiği politikaların sonu reddi mirasa kadar varacak cinsten!

Öyle çok uzağa gitmeye gerek yok. Yakın geçmişe bir göz atmamız yeterli!

Kılıçdaroğlu kendisine danışman olarak Ekonomist Daron Acemoğlu’nu seçti. Acemoğlu, “Dar Koridor” adlı kitabında şapka yerine fes takmakta ısrar edenlerin infaz! edildiğini yazacak kadar ileri gidiyor.

Diğer taraftan Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığına seçilen bir başka isim Hacer Foggo ise Türk Silahlı Kuvvetlerine “Çocuk katili” diye iftira atıyor.

Kılıçdaroğlu’nun kendisine genel başkan yardımcısı olarak seçtiği eski Fazilet Partili Mehmet Bekaroğlu ise Atatürk ve İnönü dönemlerine “Tek parti faşizmi” diyor.

Atatürk’e hakaret edenlere onun partisinde koltuk verildi.

Atatürk’e Gazi Mustafa Kemal diyerek onu sıradan bir Osmanlı subayı gibi göstermeye çalışan iktidarın ekmeğine yağ sürer gibi parti “Atatürk demeyi tercih etmiyorum” diyenlerle doldu taştı ve bu isimler partide makam mevki sahibi yapıldı!

Kılıçdaroğlu CHP’yi dönüştürme projesi kapsamında neler yapmadı ki?

Yurtdışında FETÖ ve PKK destekçisi Amberin Zaman’la poz mu vermedi, PKK destekçisi Nuşirevan Elçi’yi kendine danışman mı atamadı?

Hatta bu zat Barzani’nin yayın organı Rudaw’a CHP Genel Merkezi’nde Kürtçe röportaj verirken Türk Bayrakları da kaldırıldı.

Ne dedi bu zat o röportajda biliyor musunuz?

Özerkliğin getirilmesi gerektiğini açıkladı ve CHP’nin bu yönde projeleri olduğundan bahsetti!

Vatandaş açlıktan kırılırken “geçmişle barış” adı altında hiç yoktan bir başörtüsü sorunu attı ortaya Kılıçdaroğlu.

Siyasi iktidarını bu mazlumiyet üzerine kuran AKP’ye öyle bir top attı ki AKP’nin o haftaki grup toplantısını izlemek lazımdı. Kaybettiği oyları konsolide etme fırsatı verdi AKP ve Erdoğan’a.

Tüm bunlar son birkaç ayda yaşanan gelişmeler!

Şimdi böyle bir ortamda ve cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimlerinden birinde.

Tam 11 seçim kaybetmiş bir Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor!

Seçmenin belli kısmı CHP’nin dönüşüm sürecine karşı geldiği için belli kısmı da 11 seçim kaybetmiş birinin bu kritik seçimi de kaybetmesinden korktuğu için Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek olmuyor!

Bu insanların söylediği tek bir şey var “Tek bir kişinin fantezilerine kurban edilemeyecek bir seçim bu”

Şu ekonomik koşullarda bile AKP’nin yüzde 30-32 bandında bir oyu varken Erdoğan karşısında belirli kesimin oyunu alamayan Kılıçdaroğlu’nun bu seçimde oy alabileceğini hesap etmesi ve aday olma arzusu anlaşılabilir değil!

Türkiye Cumhuriyeti’nde biz demokrasiyle yönetildiğimizi sanıyorduk. Demokrasilerde de halkın beklenti ve istekleri gerçekleştirilmeye çalışılır benim bildiğim Sovyetvari diktatörlüklerde olduğu gibi tepeden kararlar topluma dayatılmaz!

Sanki bir halk bir kişiye oy vermek zorundaymış, ondan başka kurtuluş imkanı yokmuş gibi yapılmaz!

Halkın isteklerine kulak tıkanmaz, onlar dinlenir ve istekleri başüstü edilir.

Ama görüyorum ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemeyenler suçlu ilan ediliyor belirli bir cenah tarafından.

Hem de ellerine almışlar kızılcık sopasını sallaya sallaya tehdit ediyorlar.

Yok Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemezseniz sokakta gezecek yüzünüz olmaz!

Yok masayı biz kurduk, kararımıza saygı duyacaksınız demeler.

Bu tepeden bakışta neyin nesi.

Birileri yeni Cem Küçükler, Abdülkadir Selviler olmak istiyor anladığım kadarıyla!

Yeni dönemde istiyorlar ki televizyonlara onlar çıksın, gazetelerde onlar yer alsın yoksa bu tehditvari açıklamaların başka bir açıklaması olamaz.

Bugün de çıktı eski bakanlardan Yaşar Okuyan, açık açık Akşener''i tehdit etti "Masayı dağıtırsa İçişleri Bakanlığı dönemine dair elimde belgeler var açıklarım haaa" diyerek!

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği, sizin bencil ve vurdumduymaz tavırlarınızdan daha önemlidir beyler!

Bu beyefendilere kalsa seçmen Kılıçdaroğlu’na oy vermek zorunda.

Hee Kılıçdaroğlu aday oldu ve seçilemedi mi suçlu hemen hazır!

Kılıçdaroğlu’na oy vermek zorunda olup da oy vermeyen seçmen suçlu!