PKK bildirisine imza atan Gürsoy'dan ilginç savunma

PKK bildirisine imza atan Gürsoy'dan ilginç savunma
2015 yılında 1.100 akademisyenin imzaladığı sözde barış bildirisinde cezalar belli olmaya başladı. TTB eski genel başkanı Gençay Gürsoy 2 yıl 3 ay hapis cezası aldı. PKK’yı aklayan bildiriyle ilgili Gürsoy’un “sadece barış istedim” demesi dikkat çekti.

2015 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarını eleştiren ve örgütü aklayan sözde "barış bildirisi"ni imzalayan isimlerin cezaları belli olmaya devam ediyor. Son olarak, Türk Tabipleri Birliği eski genel başkanı Gençay Gürsoy'a 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 

Kararla ilgili Artı Gerçek sitesine açıklamalarda bulunan Gürsoy'un "Biz sadece barış istemiştik" ifadelerini kullanması dikkat çekti.

Gürsoy'un "Barış istedik" olarak değerlendirdiği bildiriye birçok üniversiteden 1.100'ün üzerinde akademisyen imza atmıştı. Bu isimlerin birçoğunun PKK ile bağlantılı çıkması ve 15 Temmuz sonrasında üniversitelerden uzaklaştırıldıklarını biliniyor.

"BARIŞ İSTEDİK" DEDİKLERİ SKANDAL BİLDİRİ!

İşte o skandal bildiriden bazı bölümler:

"Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz..

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz."

DAVUTOĞLU AKADEMİSYENLERE SAHİP ÇIKMIŞTI

TSK ve güvenlik güçlerinin verdiği şehitleri görmezden gelen açıklamaya toplumun birçok kesiminden tepki gelmişti. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ise "Akademisyenlerin tutuklanmasına karşıyım" diyerek bildiriye imza atan isimlerin görevlerinden uzaklaştırılması ve yargılanması süreçlerine etki etmişti.

15 Temmuz Darbe girişimine kadar bu akademisyenlerden hiçbirisine dokunulmamış ve üniversitelerde ders vermeye devam etmişlerdi.