PKK istedi bir göz Binali verdi iki göz!

Abdullah Öcalan’ın bildirisiyle adem-i merkeziyet ve bir kesimin çok arzuladığı anayasa maddelerinin değişmesi gerektiğine dair sözleri örtüşüyor. Yazık!

Çok açık söyleyeceğim... 27 Şubat 2025’te, PKK/DEM’cilerin, üstelik mahallî dili ilk sıraya koyarak okudukları PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın bildirisinin hiçbir surette Türkiye’ye getireceği bir şey yoktur.

Silahı bırakmaktan bahsediyor ama araya soktuğu öyle cümleler var ki, sözlerinin hiçbir şey ifade etmediğini gösteriyor.

Zaten hiçbir şeyin değişmeyeceğini Kandil’dekiler de söylüyor. PKK’yı lağvedeceğiz, diyorlar sonra şart koşuyorlar.

1970’yi yıllardan beri başımıza belâ ettirilen Apocular/PKK, çok kan döktüler. Türkiye’ye çok zarar verdiler.

Hapisteki adamdan medet umanlara insan ne diyeceğini bilemiyor.

Abdullah Öcalan’ın, “bildiri”sine eklemeyip Sırrı Süreyya Önder’e not ettirdiği “barış(!)” şartı “Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nın kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.” sözleri her şeyi ortaya koyuyor.

PKK’nın talebi hiçbir surette değişmeyecektir.

Abdullah Öcalan’ın bildirisinde: “Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.” diyor.

Binali Yıldırım ne diyor?

“Yeni yapılacak anayasada yapılması gereken önemli konulardan bir tanesi, yerel yönetimlere adem-i merkeziyetçilik. Her şeyi Ankara'dan kontrol etmek yerine, yetki devrinin yapılması.”

PKK istedi bir göz, Binali verdi iki göz!

Adem-i merkeziyet nedir biliyor musunuz?

“Modern mânada adem-i merkeziyet ise vatandaşın millî meselelerde olduğu kadar mahallî konularda da ağırlığını koyabilmesi anlamına kullanılıyor.” (Şerif Mardin, “Adem-i merkeziyet”, TDV İslâm Ansiklopedisi, Adem-i Merkeziyet, C.1)

“Adem-i merkeziyetçilik” deyince Prens Sabahattin (1879-1948) akla gelir.

Prof. Dr. Şerif Mardin İslâm Ansiklopedisi’nde aynı maddede, adem-i merkeziyetçiliği ayrıntılarıyla ele alırken, Prens Sabahattin’in görüşüne temas eder:

“Prens Sabahaddin’e göre bütüncü, kamucu, her şeyi devletten bekleyen, kaderine razı Osmanlı toplumunun, gelişebilmesi için ferdiyetçi bir yapıya geçmesi gerekiyordu. Adem-i merkeziyetçilik, ferdiyetçi yapıya geçilirken devlet düzeninin yenilenmesinde temel ilke olacaktı. Yeni yetişecek burjuva sınıfının teşebbüsçülüğünü engellemeyecek bir yönetim biçimi, ancak İngiliz ve Amerikan örneğine uygun bir adem-i merkeziyet modeli olabilirdi. Buna göre, ıslahat bütün tebaayı kapsayacak, adem-i merkeziyet uygulanacak, seçimle gelecek belediye meclisi üyeleri mahallî idarede söz sahibi olacak, vilâyet meclislerinde azınlıklar, nüfusları oranında temsil edilecek, Osmanlı tebaası arasında imtiyazlı hiçbir grup bulunmayacak, jandarma teşkilâtında her azınlık, nüfusu oranında yer alacak, yalnız vali, mutasarrıf, defterdar, mahkeme reisleri merkezî idare tarafından tayin edilecekti.

Prens Sabahaddin’in Avrupa’da iken şekillenen bu fikirleri, ilk defa “Teşebbüs-i Şahsî ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti”nin programında yer aldı. Adem-i merkeziyetçi görüş, devleti bölünmeye götürecek bir ilke olarak değerlendirilerek pek çok Jön Türk tarafından tepkiyle karşılandı.”

Adem-i Merkeziyetçilik eğer bütüncü ideal bir sistem olsaydı, yenilikçi Jön Türkler kabullenirler ve kavgasını da verirlerdi.

Allah’tan devletin içinden isimler, hemen tavırların koydular. Yoksa herkes, PKK’nın isteği mi karşılanacak, diye kaygılanırdı.

Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından Mehmet Uçum ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Binali Yıldırım’ın açıklamalarına dolaydan karşı çıktılar.

Mehmet Uçum X hesabında “Türk Vatandaşlığı ırki ya da etnik değil Cumhuriyetle kazanılmış; içeriği Cumhuriyet vatandaşlığı olan, eşit vatandaşlığa dayanan ve Devletle kurulan hukuki bağdır. Sonraki vatandaşlıklar da Milli Devletin ve ulusal bilincin temel unsurlarının kabul edilmesi esasına dayandığı için aynı kapsamdadır.” cümlelerini kurarken, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız “Sayın Uçum, Bazı kişiler fonksiyonsuz kalınca seri şekilde saçmalamaya başlıyor. Vatandaşlık; birey ile devlet arasındaki hukuki bağı ifade eden bir kavramdır ve siyasal bir aidiyet biçimidir. Saçmalayanları İzliyoruz … not ediyoruz.” diyerek Mehmet Uçum’a destek çıktı.

Türkiye’nin dirliği birliktir!

***

Not: Ziya Gökalp belgeseli cuma 21.00'de ilk gösterimi ile yayında olacak.

Yeni Ufuk dergisi tarafından 2024 Ziya Gökalp Yılı münasebetiyle hazırlanan “Büyük Mürşit Ziya Gökalp” belgeseli, YouTube'da yayınlanacak.

X: https://x.com/YeniUfukDergisi/status/1897343044137206181?t=tNk3lFJyk0a-51x1CXpRkA&s=19

Yazarın Diğer Yazıları