Reklam Kapına Kadar Geldi

Düşünsene… Kapına bir kargo geliyor. Hani şu klasik kahverengi kutular var ya, üstünde kargo fişi, barkod, adres vs. Tamam da… Başka ne var? Hiç. Koca bir boşluk.

Bir saniye! O kutu, aslında sana doğru gelen mini bir reklam panosu olabilir. Hatta olmuş bile.

Amazon Türkiye ile Philips’in geçtiğimiz haftalarda başlattığı “On-Box Advertising” projesi tam da bu fikri gerçeğe dönüştürdü.

Kargo kutusunun üzeri artık boş değil. Philips reklamlarıyla dolu. Ve bu sadece bir başlangıç gibi görünüyor.

Her gün Türkiye’de yüz binlerce, hatta milyonlarca kargo dağıtılıyor. Her biri potansiyel bir reklam alanı. Klasik billboard gibi ama çok daha kişisel.

Çünkü o kutu senin eline geliyor. Ve sen o kutuya ister istemez bakıyorsun. Üstelik evinde. Reklam sana misafirliğe gelmiş oluyor resmen.

Taco Bell işi kargo kutusundan alıp bambaşka bir noktaya taşıdı. Takeaway poşetlerini reklama çevirdiler. Mağazalarında paketleme istasyonları kurdular.

Hatta bir şubelerinde geçici postane deneyimi sundular. Yani gidip birini görmeyecek olsan bile Taco Bell reklamı seninle eve kadar geldi.

Diyelim ki Kürşad, yeni kulaklık siparişi verdi. Kutusu geldi, ama bu sefer kutunun üstünde “Philips ile Sesin Gücünü Keşfet” yazıyor. Hatta QR kod da var, tıklayınca ürün videosuna yönlendiriyor.

Kürşad kutuyu açmadan önce zaten reklamla tanışmış oluyor. Bu kötü mü? Hayır. Tam tersine yaratıcı bir dokunuş.

Yani artık reklamlar ekranlara değil, kapımıza kadar geliyor. Hem de rahatsız etmeden, doğal bir akışla.

Bir taşla iki kuş! Markalar görünürlük kazanıyorlar. Kutular da boşa gitmiyor, hatta işe yarıyor.

Kim bilir, belki yarın öbür gün kargo kutusunu gördüğümüzde içindekinden önce üstündekine bakar hale geliriz.

Kutu açma videoları bitti, sıra kutunun kendisine geldi.

Kimi kutu taşır, kimi fikir!

Yazarın Diğer Yazıları