Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi Büyükşehir Belediyesi'nden az olursa...

Üç gündür bütün meselem bu;

Nasıl olur da, Sağlık Bakanlığı'nın her gün binlerce bebeğe ücretsiz dağıttığı kan/demir takviyesi paraben içerir?

Nasıl olur da, Sağlık Bakanlığı, el kadar bebeklere "doktorların önermediği" bir ilacın verilmesine aracı olur?

Bakanlığa da güvenemeyeceksek kime güveneceğiz?

Aklım bir türlü al(a)madığı için bir doktor arkadaşıma daha sordum;

Bakanlığın "bütçe sıkıntısı"ndan dolayı o ilacı vermek durumunda kaldığını söyledi!

"Bütün ülke için "hayati" kararlar alıp uygulaması beklenen Sağlık Bakanlığı'na -diğer bakanlıklarla kıyaslamayı geçtim- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bile az bütçe ayırırsanız olacağı bu" diyerek, bu defteri kapatanlar da olabilir; vicdanları bilir...

Ben yapamam.

Gerekçe sahiden buysa; madem bütçen yok bedava ilaç dağıtma!

Bebekler için uzun süreli kullanımda -ki 4 aylıktan 1 yaşına kadar da hayli uzun bir süre sonuçta- risk oluşturan bir ilaçtan ücretsiz olarak milyonlarca dağıtacağına; daha maliyetli ama ailelerin gönül rahatlığıyla kullanabileceği, hiçbir katkı maddesi içermeyen, doğal bir ilacı sadece "almaya gücü olmayan ailelere" ücretsiz olarak versen, alım gücü olanlar da parasını verip alsalar halel gelmez herhalde "sosyal devlet"e?

***

Farklı düşünen hekimler de var...

Bir kişinin ağzından her çıkana emme basma tulumba gibi kafa sallamak yerine tartışmayı, tartıştırmayı yeğlerim... Atasözü bile var;

Akıl akıldan üstündür...

Velhasıl, şu paraben içerikli bebek ilaçları mevzunda farklı düşünen hekimler de var(mış). Onlardan biri okurumuz Dr. Osman Ünal.

Diyor ki:

"İçiniz rahat olsun. Verilen damlayı gönül rahatlığıyla kullanın. Benim de ellerinizden öper 6 aylık torunum var ve bahsettiğiniz damlayı kullanıyorum.  Damlanın içindeki Paraben mide asidinde çok çabuk bozulup etkisiz hale geldiğinden bir zararı yok. İçindeki tatlandırıcı minimal oranda... 35 yıllık hekimlik hayatımda süte bağlı anemi hiç görmedim. Süt alerjisi ise çok nadir. Bunlar günümüz ticari tıbbının abartılmış halleridir. Mama var, hazır meyve püresi var, devam sütü var, demir damlası yerine ikame edeceğiniz  ''Gıda-Tarım ve Hayvancılık (!)" Bakanlığından ruhsatlı demir ihtiva eden gıda takviyesi(ilaç değil) var. Birisi bedava veya 8 TL, zararsız diye reklâmı yapılan demir preparatı 40 TL. Mesele tamamen duygusal. Tabii süt yasak, fabrikadan gelen devam sütü serbest. Garip olan da bu. Gıda takviyesi demir preparatları gelene kadar -ki geçmişi 3-4 senedir- söz konusu doktor arkadaşlar ne kullanıyorlardı acaba ?"

Dr. Ünal'a bilgilendirmesi için teşekkür ediyorum.

Doğal sütü yasaklayıp, bebeklerin fabrikasyon devam sütü ve mamalara boğulmasını ben de hiç anlayabilmiş değilim; bu konuda kendisine katılıyorum...

Sorununun en önemli ayağının "tamamen duygusal"lıktan kaynaklandığının da farkındayım...

Ve fakat...

Bebeğimin, çok sınırlı oranlarda bile olsa "paraben" katkılı ilaçların desteğiyle "sağlıklı" büyüyebileceğine inanmıyorum...

***

GÜNÜN SÖZÜ

"Şu düşündürücü çağımızda, daha da düşündürücü olan, bizim hâlâ düşünmüyor olduğumuzdur."

Martin Heidegger

***

Kır kalemi Hâkim Bey!

28 Şubat davasında yargılananlardan Emekli Albay Alican Türk, son savunmasını göndermiş.

İlgilileri biliyordur, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava 6 yıldan sonra nihayet karar aşamasında... Tıpkı Ergenekon etiketli Ümraniye, Balyoz ve Oda TV davalarında olduğu gibi 28 Şubat Davası devam ederken de son nefesini "sanık" olarak verenler oldu;

Emekli Orgeneral Teoman Koman, Emekli Korgeneral Tevfik Özkılıç, Emekli Albaylar Mehmet Haşimoğlu, Eser Şahan, Salih Eryiğit...

Hâlâ direnenlerin ise bakın "adalet"e güveni artık ne düzeyde:

"Sayın Başkanım, tabii ki bu duruşma sonunda kararı verecek olan heyetinizdir. Ancak; usule uygundur veya değildir -çok da umursamıyorum-, bu noktada öncelikle ve özellikle muhatap olarak İddia Makamını kabul ediyorum. Buna göre Cumhuriyet'in adalet terazisi eline teslim edilmiş devletin koskoca savcısı hakkımdaki mütalâasından vazgeçmediği takdirde, onun dediği gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmamı talep ediyorum.

Savcı mütalâasından vazgeçmediği ve siz de bana böyle bir ceza verdiğiniz takdirde bunu temyiz yoluna gitmeyeceğimi de mahkemeniz ve bu salondaki tanıkların huzurunda beyan ediyorum!.."

Anlayana, "ellerini semaya açıp adalet çığlığı atmak"tan çok daha okkalı bir tokat aslında!

Yazarın Diğer Yazıları