Bir sabah telefonu elinize alıyorsunuz kahvenizi yudumlarken WhatsApp’tan mesaj geliyor. Belki çocuğunuz okuldan yazıyor, belki işten toplantı bildirimi…
Normal bir gün gibi görünüyor. Fakat o sırada telefonunuzdan geçen her şey dünyanın öbür ucundaki bir veri merkezine akıyor olabilir. Çin bağlantılı Salt Typhoon grubu tam da böyle bir ihtimali gündeme taşıdı.
ABD ve müttefikleri saldırının 80’den fazla ülkenin telekom, ulaşım, devlet ve askeri ağlarını etkilediğini söylüyor. İddialara göre Trump’ın ve JD Vance’in seçim kampanyasına ait telefonlar bile radarın içindeydi.
Eski FBI siber güvenlik şefi Cynthia Kaiser, “Hiçbir Amerikalının bundan kurtulduğunu hayal edemiyorum” dedi. Doğrusu bu söz Amerika’dan ziyade hepimiz için bir uyarı niteliğinde.
Türkiye’de tablo nasıl olurdu?
Telefonlarımızdan geçen veri, baz istasyonları ve telekom şirketlerinin omurgası üzerinden akıyor. Eğer orada bir açık varsa, Salt Typhoon benzeri bir grup bütün ülkenin iletişim trafiğini görsel olarak haritalandırabilir.
Akıllı şehir uygulamaları, trafik ışıkları, otobüs kartları, hatta bazı su sayaçları artık internete bağlı. Küçük bir güvenlik açığı koca bir şehrin hayatını felce uğratabilir.
Hepimizin kimlik bilgileri, vergi kayıtları, sağlık geçmişi aynı portalda toplanıyor. E-Devlet sistemine doğrudan girilmesi kolay olmaz ama çevresindeki zayıf halkalara saldırarak veriler oradan da sızdırılabilir.
Bazı kurumlarda hâlâ güncel olmayan yazılımlar, eski bilgisayarlar ve açık ağlar kullanılıyor. Siber saldırganlar için davetiye anlamına geliyor.
Sandık sonuçları elektronik ortamda toplanıyor, siyasi partiler dijital kampanya yürütüyor. Bu kanallara erişim sağlanırsa sadece veriler çalınmaz; toplumun güveni de ağır yara alır.
Bana ne benim verimden ne çıkar?
Türkiye’de sık duyduğumuz cümlelerden biri bu. Oysa asıl mesele kişisel sırlar değil. Milyonlarca vatandaşın kim, kiminle, nerede, ne zaman konuştuğu bir araya geldiğinde, ülkenin sosyal ve siyasi nabzı ortaya çıkar. Bu da yabancı bir devlet için stratejik bir hazine olur.
Salt Typhoon bize savaşların artık tanklarla, tüfeklerle başlamadığını bazen görünmez bir “enter” tuşuyla başladığını gösterdi. Biz telefonumuzu açıp sosyal medyada gezinirken başka bir yerde biri aynı anda bizim üzerimizden bilgi topluyor olabilir.