Sanayimiz kan kaybediyor

Gelişmiş ülkelere aynı zamanda sanayileşmiş ülkeler de deniliyor. Zira sanayileşme bir ülkenin üretim gücünü, ihracat ve istihdam kapasitesini gösterir.

Türkiye’nin en hızlı sanayileşme dönemi, 1933-1938 birinci sanayi planı dönemidir. 1963 sonrası birinci ve ikinci kalkınma planlarında da sanayileşme teşvik edildi.

1980 sonrası iktisat politikalarına parasalcı yaklaşım hâkim olunca bütün dünyada finans sektörü kutsandı, Türkiye 2012 yılına kadar sıcak para ve spekülatif piyasa tuzağına düştü. Spekülatif piyasa bugün de devam ediyor.

Eğer kalkınma hedefimiz varsa, bugün sanayimizin nereye geldiğini çok iyi tespit etmek zorundayız.

1.Açıklanan TÜİK verilerine göre ve 2015 temel yılı mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, iki yıl önce 2022 Şubat ayında 149,4 idi. 2023 Kasım ayında 143,6 oldu. Sanayi sektörü iki senedir yerinde sayıyor. Aşağıdaki grafikte sağ eksen sanayi üretim endeksini sol eksen, sanayi üretim endeksinde yıllık değişmeyi gösteriyor. Sanayi üretim endeksi yerinde sayıyor. Sanayi üretiminde yıllık değişme oranları da son aylarda eksi değerdedir.

sanayi-uretim-endeksi.jpg

2. Öte yandan, bu sene 3 çeyrek hariç, son bir yıldır sanayi sektöründe eksi büyüme var.

sanayi-sektorunde-buyume.jpg

3.İmalat sanayiinin sanayi sektörü içindeki payı yüzde 87’dir. İmalat sanayiinde sabit fiyatlarla üretim hacmi de son iki yıldır düşüyor. Aşağıdaki grafikte GSYH İmalat Sanayii Zincirleme Hacim Endeksi eğim çizgisinin düştüğü görülüyor.

hacim-endeksi.jpg

Aslında bütün dünyada ekonomide yavaşlama var; ama Türkiye ekonomisi o kadar kırılgan ki, dünya aksırınca biz nezle oluyoruz. Enflasyon da aynen böyle oldu. Şimdi de dünyada büyüme oranları düşüyor ve fakat bizde seçim sonrası daralma hızlanacaktır. Bunun iki nedeni var;

2003 yılından beri ekonomi yönetimi başarısızdır. Çünkü yönetim ekonomiye yalnızca finans gözlüğü ile ve kısa vadeli bakıyor

Siyasi baskılar; sanayi sektörünü, iş adamlarını, Odalar Birliği ve sanayi odalarını sindirdi. Kimse gerçeği göremiyor. Söz gelimi Sayın Cumhurbaşkanı TOGG dedi, Odalar Birliği, fizibiliteye, yerli katma değere bakmadan seferber oldu. Sloganla sanayileşme sağlayamazsınız.

Sonuç Türkiye sanayisizleşme dönemine girdi.

Sanayisizleşmeyi genel anlamda, sanayi sektörünün terk edilmesi olarak algılarsak, sanayi ötesi topluma geçmek, söz gelimi bilgi teknolojilerinin ağırlıklı olması, daha da önem kazanacaktır. Ancak bilgi teknolojileri için de sanayi sektörüne ihtiyaç vardır.

Türkiye’de 2001 krizi nedeniyle IMF ile yapılan stand-by gereği üç yıllık güçlü ekonomiye geçiş programı hazırlandı. Aslında erken sanayisizleşme dönemi de bu programla başladı. Zira program; bankacılık sektörünün yeniden yapılanması, mali disiplin, özelleştirme üstüne inşa edilmişti. Reel sektör ve özellikle sanayi sektörünün teşviki ve geliştirilmesi için bir satır bile yoktu.

AKP iktidarı bu programı 3 yıllık bir program olmasına rağmen bugüne kadar aynen uyguladı. Önceleri sanayileşmenin önünü açan planlamaya uyulmadı. Sonradan planlama tamamıyla kaldırıldı. Teşvikler sanayi sektörü yerine konut sektörüne aktarıldı.

Türkiye neden erken sanayisizleşmeye girdi?

1-Erken sanayisizleşmede, finans sektörünün spekülatif kâr cazibesi etkili oldu. 2004 sonrası sıcak para girişi, yüksek reel faiz-düşük kur cazip geldi ve sanayiciler de tasarruflarını kendi alanlarında değil, finansal yatırımlarda değerlendirdi.

2-Yukarıda çeşitli vesilelerle değindiğimiz gibi, 2012 öncesi TL’nin aşırı değerli olması üretimin ithal girdiye bağımlı olmasına neden oldu. Söz gelimi iplik fabrikaları kapandı. İplik ithal edilmeye başlandı.

3-2015 ve 2016 FETÖ olayları ve darbe teşebbüsü ile başkanlık sisteminin uyum sorunları, hukuk ve demokrasi tartışmaları reel sektör güven endeksini güven sınırının altına düşürdü.

4-Siyasi iktidar, ekonomide geçici ve fakat hızlı büyüme sağlayan konut yatırımlarına ağırlık verdi. Bu alanda kamu kurumlarını görevlendirdi. Çünkü aynı zamanda kamuya rant geliri elde ederek, bütçe açıklarını düşürmeyi planlıyordu. Kamu kredilerini, teşvikleri bu alana yöneltti. İmalat sanayisi daha az destek gördü.

5-Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da terör sorunu imalat sanayisi yatırımlarını engelledi.

6-Planlamanın kaldırılması ile imalat sanayiine yapılan destekler azaldı. Bazı destekler ilan edildi ve fakat özellikle Doğu ve Güney Doğu’da yatırım yapılmadı.

Elbette sanayisizleşmek hiçbir zaman kader değildir. Ama Türkiye’nin çıkış yolu zor ve zahmetlidir. Çıkış yolunu “Derin Göçük” ve “Türkiye için kalkınma modeli” kitaplarımda detaylı açıkladım.

Yazarın Diğer Yazıları