Savaşın Yeni Yüzü: Silahlar değil algılar ve ekonomi
Savaş dediğimizde aklınıza ne geliyor?
Tanklar, uçaklar, cephede çarpışan askerler mi?
O günler artık geride kaldı. Bugün savaşlar, hiç fark etmeden ekranlarımızda, cebimizdeki telefonlarda ve ekonomilerin içinde yürütülüyor. Doğrudan kurşun sıkmadan, algıları yönlendirerek ve ekonomik baskılarla sonuç almayı hedefliyor.
Evet, artık savaşı kazanan silah değil; zihinler, ekonomi ve teknoloji.
Politik Savaş Artık Ekranlarda
Sosyal medyada gördüğünüz tartışmalara, gündemlere bir göz atın. Sahte haberler, kışkırtıcı paylaşımlar, bot hesaplarla yapılan algı operasyonları... Tüm bunlar politik savaşın bir parçasıdır.
Bir ülkenin seçimlerini etkileyen sahte içerikler ya da toplumda kutuplaşma yaratmaya yönelik kampanyalar... Çoğu planlı ve organize işlerdir.
Amaç; insanların güvenini sarsmak, zihinlerini bulandırmak. Artık savaş, topla tüfekle değil; tweetlerle(X), YouTube videolarıyla, hatta WhatsApp gruplarındaki söylentilerle yapılıyor.
Bir de kara propaganda var. Modern savaşın daha sinsi bir yüzü. Düşünsenize, bir ülkenin içindeki toplumsal fay hatlarını kaşıyorsunuz; etnik grupları birbirine düşürüyor, inanç farklarını sorun hâline getiriyorsunuz. Böylelikle o ülke içeriden zayıflıyor. Sosyal medya bunun için bulunmaz bir araçtır.
Bugün, birkaç sahte hesapla bile büyük krizler çıkarabilirsiniz. İşin bir de siber boyutu var: Bankaların sistemlerini çökertmek, enerji hatlarını devre dışı bırakmak ya da bir seçimi manipüle etmek. Artık fiziksel savaş kadar, belki de ondan daha yıkıcıdır.
Ekonomik Savaş: Havuç ve Sopa Yöntemi
Gelelim ekonomik savaşa. Ekonomik savaş da en az diğerleri kadar etkilidir. Bir ülkeyi dize getirmek istiyorsanız, onun ekonomisini hedef alırsınız. Ambargolar, yaptırımlar, kara listeye alma gibi yöntemlerle düşmanınızı köşeye sıkıştırabilirsiniz.
Ekonomik yardımlarla da bağlar kurabilirsiniz. Hani "havuç ve sopa" deriz ya; işte tam olarak böyle. Bir yandan cezalandırırken, diğer yandan ödül vadedersiniz.
Mesela, Çin’in “Kuşak ve Yol Projesi” diye bir girişimi var. Kalkınmakta olan ülkelere büyük yatırımlar yapıyorlar, krediler veriyorlar.
Amaç sadece ticaret mi? Tabii ki hayır.
Bu ülkeleri ekonomik olarak kendilerine bağımlı hâle getiriyorlar. Ekonomik savaşın bir başka yönü de döviz manipülasyonları, borsa spekülasyonları gibi finansal araçlarla kaos yaratmaktır. Yani savaş artık finansın ve ekonominin kalbinde de sürüyor.
Savaşın Hedefi Değişti
Daha dikkat çekici olan ne biliyor musunuz? Savaşların hedefi artık sadece hükûmetler ya da ordular değil. Hepimiz, yani sıradan insanlar da bu savaşın hedefindeyiz. Halkın moralini bozmak, korku yaymak, kaygı ve öfke yaratmak... Bunlar artık savaş stratejisi. Sosyal medyada yayılan bir video, bir haber, bir söylenti; toplumun tamamını etkileyebiliyor.
Hedef alınan gruplar arasında gençler, kadınlar, azınlıklar var. Onların üzerine oynanan oyunlar, toplumsal çatışmaları körüklemek için yapılıyor. Kadın hakları savunucuları, çevreciler ya da sosyal hareketler üzerinden yaratılan algı operasyonlarıyla toplumsal düzeni bozmak mümkün. Üstelik bunu yapmak için fiziksel bir varlık göstermenize bile gerek yok.
Teknoloji Savaşın Kalbinde
Yeni nesil savaşların en büyük cephesi teknolojidir. Siber saldırılar, hacker grupları, "deepfake" videolar... Artık bir liderin sahte görüntüsünü hazırlayıp milyonların önüne koyabiliyorsunuz. İnsanlar buna inanıyor, güven kayboluyor. Ya da bir ülkenin elektrik altyapısını hedef alıyorsunuz; koskoca şehir karanlığa gömülüyor. Düşünsenize, bir bilgisayar ve birkaç iyi hacker ile neler yapılabilir?
Görünmez Bir Savaşın İçindeyiz
Farkındalık önemli. Çünkü modern savaş, eskiden olduğu gibi meydanlarda değil; ekranlarımızda, cebimizdeki telefonlarda ve ekonomilerin derinliklerinde yapılıyor. Bu savaşta hepimiz hedef olabiliriz. Bir sahte haber gördüğünüzde hemen inanıyorsanız, bir söylentiyle panik oluyorsanız, siz de savaşın içinde bir piyon olabilirsiniz.
Unutmayalım! Bugün savaşlar sadece toprak kazanmak için yapılmıyor; zihinleri, ekonomiyi ve toplumların geleceğini ele geçirmek için yapılıyor. Ve bu savaşta farkındalık, en güçlü savunma silahımızdır.
Savaş artık sadece cephede değil, hayatımızın her anında. Bilgi kirliliğine karşı uyanık olmak, doğru bilgiye ulaşmak ve manipülasyona kapılmamak gerekiyor.
Savaşın yeni cephesinde hepimiz rol alıyoruz. Hazır mısınız?
***
Not: “Siber İstihbarat / Kapımızdaki Siber Tehlike” çok yakında tüm kitapçılarda!