Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Sansür görmeyen tek gazete hangisi?

Tiraj raporlarına bakılırsa eğer, güzel memleketimizin nüfusunun yaklaşık ‘yüzde beşi’ gazete okurudur. 
‘Okunuyormuş’ gibi görünen gazeteciklerin yarısından fazlası ise iktidar partisinin her türlü icraatına ‘bilakayd-u şart’ destek vermekle mükelleftir. 
Hatta bazıları bizatihi, iktidarı ‘koruma’, ‘kollama’ ve ‘bir takım operasyonlara’ çanak tutma amacıyla çıkarılmaktadır.
Birileri bunu doğal karşılayabilir. 
Madem yaşadığımız düzenin adı ‘demokrasi’ olarak geçiyor, o zaman kimseye “Kalemini satma” demek gibi bir patavatsızlık içine giremeyiz.
Değil mi ki ‘serbest piyasa’ ekonomisi hüküm sürmektedir, o halde dileyen ‘kaleminin ederini’ alıp yalakalığını yapacaktır. 
Kiminin kalemi ‘eski borçların’ görmezden gelinmesi, kiminin ki ‘yeni ihalelerin’ kotarılması, kiminin ki de ‘hısım akrabaya kadro’ tahsisi karşılığında kan damlatmayı sürdürsün.
Peki, beri yanda ‘bilgi alma hakkını’ kullanamamaktan muzdarip olan vatandaş ne olacak? 
‘Olanı biteni’ öğrenememekten, ‘dönen dolapların’, ‘çevrilen fırıldakların’ aydınlatılmamasından yakınan ahalinin sesine kim kulak verecek? 
Millet ‘bilgi’ mi istiyor yoksa ‘yalakalık’ mı?

***

Medyanın geldiği nokta, ‘gün ışığı’ gibi ortada. 
İktidarın başı ve Çankaya’daki noter kardeşi ise hâlâ medyanın ‘ne denli hoyrat’ davrandığından, ‘iyi şeyleri’ görmezden gelip, hep ‘olumsuzlukları’ sayfalara ve ekranlara taşıdığından şikayet edip duruyorlar. 
Bilen bilir ki, dünyanın her yerinde gazetecilik ‘muhalif yönü’ ağır basan bir uğraştır. Hatta işin abartılmış hali, ‘olumlu’ şeylerin pek ‘haber’ olamayacağı şeklindedir.
Ama Türkiye’de gazetecilik bambaşka bir şeydir. 
‘Terörü’, ‘sefaleti’, ‘yolsuzluğu’, ‘yoksulluğu’ asla görmeyecek, göstermeyeceksin.
‘Küreselleşmeyi’ nimet, ‘BOP’u fazilet, ‘özelleştirmeleri’ ganimet olarak takdim edeceksin.
‘Adam kayırma’, ‘iltimas’, ‘torpil’vesair girişimleri, “Bal tutan parmağını yalar” edebiyatı ile sıradanlaştıracaksın. 
Yapılan her icraatın altında bir ‘hikmet’ arayıp, ‘sorgulamak’ gibi bir aymazlığa düşmeyeceksin.
‘Yumurta’ atanlara ateş püskürüp, memleketi ‘kan gölüne’ çevirenlere empati ile yaklaşacaksın.
Ki bütün bunlar -kaldıysa- ‘devletin âli menfaatleri’ için her kalem erbabının asli vazifeleridir. 
Vatandaş varsın sızlansın, kimin umurunda?

***

Kontrol altındaki medyanın ‘sümen altına süpürme’ işlerinden rahatsız olup, “Gerçekler nerede?” diye sorgulamaya başlayanlara naçizane tavsiyemizdir.
Çok şükür bu ülkede, hâlâ gerçekleri, ama ‘yalnızca gerçekleri’ yazmaya devam eden bir gazete var.
Lütfen, daraldığınızda çevirin sayfalarını, memleketin ahvaline ilişkin ‘en gerçekçi bilgileri’ ondan öğrenin. 
Bir kez bile ‘tekzip’ yememiş, yayın hayatına asla son vermemiş, bugüne yarına değil, ‘yüzyıllar sonrasına’ bile çok önemli malumat aktaran bir yayın organı o.
Resmi Gazete’den söz ediyoruz.
‘Tayinlerin’, ‘terfilerin’, ‘ihalelerin’, kamu kurum ve kuruluşlarının açılıp, düzenlenip, kapatılmasına ilişkin binlerce ipucu.
Üşenmeyin, birkaç dakikanızı ayırıp şöyle bir göz atın, şaşırıp kalacaksınız. 
‘Muhalif’ diye yaftalanan gazetelerde yer alan birçok konunun içyüzünü ‘fazlası’ ile orada bulacaksınız. 
Hatta ‘yazılamayanları’ bile.
‘Soy sop’, ‘hısım-akraba’ ilişkileri; ‘tavşana’ bile nasip olmayacak makamdan makama zıplama görüntüleri.
Memleket halleri yani, memleket halleri.

***

Biraz göz gezdirdik, üç gün içinde ‘memleketin bir ucundan diğerine’ ışınlanan nice ‘yetenekli’ il müdürlerini görünce akıl sağlığımız için okumaktan vazgeçtik.
‘Müsteşar’, ‘müşavir’, ‘daire başkanı’, ‘genel müdür’ makamlarındaki trafiğe nazar eylemekten çekindik. 
Korkumuz, bugün yarın ipleri pazara çıkar diye ‘Resmi Gazete’ye de sansür uygulamaları. 
Sonuçta o da bir gazete.

Yazarın Diğer Yazıları