CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasında dikkat çekici bir iddia ortaya attı: Mehmet Şimşek’in görevden alınacağı ve İngiltere’ye gideceği yönünde.

Mehmet Şimşek gider mi, gitmez mi bilemem.
Ancak bugüne kadar görevde kaldıysa, bu piyasalarda yaşanabilecek bir çöküş korkusundandır. Yani, Mehmet Şimşek’in görevden alınması ya da istifa etmesi hâlinde piyasaların çökeceği öne sürülüyordu.

Gelelim Özgür Özel’in iddiasına:
Eğer gerçekten doğruysa ve pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kabine değişikliği yaparak Mehmet Şimşek’i görevden alır, yerine başka bir ismi getirirse piyasa çöker mi? Borsa taban yapar mı? Dolar hızlı yükselir mi? Faizler yeniden tırmanır mı? Yabancı yatırımcı Türkiye’yi terk eder mi?

Tüm bu soruların yanıtını burada size tek tek vereceğim.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Artık piyasada Mehmet Şimşek korkusu yok. Evet, belki 6-7 ay önce vardı. O zaman gerçekten görevden alınması ya da istifası büyük bir dalgalanma yaratabilirdi.
Ancak bugün piyasalar, Mehmet Şimşek’in artık süresini doldurduğu kanaatinde birleşmiş durumda.

Yani Şimşek’in uyguladığı "rasyonel politikaların" piyasaya yeni bir katkı sağlayamayacağını herkes biliyor. Zaten Mehmet Şimşek uzun süredir aktif bir yönetici gibi davranmıyor. İçine kapanmış, zaman zaman sosyal medyada birkaç paylaşım yapan, bazı toplantılara katılan ve köşesine çekilmiş bir bakan konumunda.

Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınması ülke menfaatine olur. Zaten Mehmet Şimşek de bunun farkında.
Daha önce bu konuda bir yazı yazmış, Şimşek’in “şafak saydığını” ifade etmiştim. Şimdi bu iddialar daha da güçlü şekilde konuşuluyor.
Evet, Mehmet Şimşek giderse piyasada kayda değer bir şey olmaz. Bu konuda emin olabiliriz.

Çünkü Şimşek’in "ekonomi programı" adı altında dayattığı politikalar, halka sadece yüksek faiz ve ağır vergi yükü olarak geri döndü. Başka hiçbir fayda sağlamadı.
Ciddi bir ekonomik program ortaya koymadı. Belki elinde bir program vardı ama AKP buna izin vermedi. Bunu şu anda bilmiyoruz. Belki bir gün Şimşek çıkar ve açıklar.

Ancak bugüne kadar Şimşek’in başarılı olduğunu iddia etmek, son derece yanlış olur.
Piyasaya dolar getireceğini söyleyen bir bakan olarak sadece 50-60 milyar dolar getirebildi; o da çok yüksek faizle.
Üstelik bu faiz oranlarıyla borcun yerine yenisini koymak da mümkün olmuyor. 19 Mart’ta bir gecede yükselen faizler hâlâ düşürülemiyor.
Bu durumda Mehmet Şimşek’in gitmesi, piyasalar için büyük bir mesele değil.

Artık piyasalar kendi dinamiğiyle dönüyor. Borsa yerinde sayıyor. Faizler düşmek istiyor ama düşemiyor.
Bütün bu tabloya bakınca, Mehmet Şimşek’in varlığı ya da yokluğu piyasalar açısından çok da önemli değil.

Bir de Şimşek’in görevden alınacağına dair iddiaları güçlendiren başka bir gelişme de tahvil piyasasında yaşanıyor.
Merkez Bankası’nın faiz indireceğine neredeyse kesin gözüyle bakılmasına rağmen tahvil faizleri düşmüyor. Bu da piyasanın bu beklentiyi çoktan satın aldığını gösteriyor.

Peki Mehmet Şimşek’in yerine kim gelebilir?
Bana göre bu isim belli: Nihat Zeybekçi gelecektir.

Zeybek başarılı mı olur, başarısız mı olur bilemem. Ama başarılı da olsa, başarısız da olsa faturası AKP’ye kesilecektir.
Zaten şu ana kadar da bu yaşandı. AKP’nin oylarındaki sert düşüş, ekonomi yönetimindeki başarısızlığın bir sonucudur.

Elbette hukuk çok önemli ama vatandaş önce cebine bakar.
Cebine giren bir şey yok; aksine, cebinden çıkan çok fazla.
Üstelik bu çıkışların çoğu dolaylı vergilerle oluyor.

Peki bu tablonun mimarı kim?
Elbette Mehmet Şimşek.

Bu nedenle Nihat Zeybekci’nin bu göreve gelmesi çok fazla şeyi değiştirmeyecektir.
Piyasalar için "bekle-gör" pozisyonu sürecektir.

Peki bu durum ne zamana kadar devam eder?
Bana göre seçime kadar.
Bu ülkenin yeniden nefes alabilmesi ve piyasaların yeniden umutlanabilmesi için bir erken seçim kararının alınması gerekiyor.

O güne kadar piyasalar bir gün yukarı, bir gün aşağı dalgalanarak devam edecektir.
Artık isimlere takılmanın bir anlamı yok.

İster Mehmet Şimşek olsun, ister olmasın.
İster Nihat Zeybekci gelsin, ister gelmesin.
Piyasalar artık bunlara odaklı değil.

Piyasaların tek odaklandığı ve beklediği şey bir erken seçimdir.