Sosyal Medya mı, Sosyal Market mi?

Geçen gün bir şey dikkatimi çekti. Alışveriş yaparken sepete bir şeyler atıyorum ama sonra "Yok ya, teslimat seçeneği uygun değil" deyip bırakıyorum.

Meğer yalnız değilmişim. DHL eCommerce’in 24 ülkede 24 bin online alıcıyla yaptığı araştırmaya göre, alıcıların %81’i, Almanya’da bu oran %85, eğer istediği teslimat seçeneğini göremezse alışverişi komple iptal ediyormuş.

Yani "Sepete at, sonra vazgeç" sendromu baya evrensel bir şey olmuş.

Rapor sadece teslimatla sınırlı değil, alışverişin şekli şemali de değişiyor.

Sosyal medya, sadece “Ay bu ürünü kim giymiş?” diye bakılan bir yer olmaktan çıkıyor, bayağı bayağı alışveriş merkezine dönüşüyor.

Dünya genelinde insanların %70’i, Almanya’da da %59’u 2030’a kadar alışverişlerini sosyal medya üzerinden yapmayı bekliyormuş.

Hadi tahmin et bakalım, 2030'da sosyal medya alışveriş hacmi ne kadar olacak? Tam 8,5 trilyon Euro. Şu ankinin tam 12 katı.

Evet, yanlış duymadınız. TikTok, Instagram, Facebook derken, hepimiz birer scroll shopaholic olacağız gibi.

Teori başka, pratik başka. TikTok Shop’un Almanya lansmanı yapılalı iki ay olmuş. İngiltere gibi pazarlarda tavan yapan ilgi, Almanya’da oldukça sönük kalmış.

OMD ajansı diyor ki, Almanların sadece %2,5’i TikTok Shop’tan alışveriş yapmış.

Evet, gençler platformu tanıyor 18-29 yaş arasında bilinirlik %47 mesela ama oradan alışveriş yapanların oranı sadece %3,7. 30-39 yaş grubunda bu oran %4,8.

Gençler "Evet bu dükkanı biliyoruz" diyor ama içeri girip bir şey almıyorlar. Yani daha o güven oluşmamış belli ki. Gelecekte alışveriş yapmayı düşünenlerin oranı da genel nüfusta %8. Eh, umut var mı? Var. Ama biraz zamana ihtiyacı var.

Bir de işin güvenlik ve etik tarafı var ki, Fransa bu konuda bayağı sesini yükseltti.

Fransa’daki perakende federasyonları, Çin merkezli platformların Shein, Temu, AliExpress gibi arama motorlarından çıkarılmasını istiyorlar.

Sebebi de tüketici güvenliği ve adil rekabet. Fransa Ticaret Konseyi ve Perakende Konfederasyonu’nun yaptığı açıklamada, bu platformlardaki ürünlerin %95’inin Avrupa Birliği normlarına uymadığı söyleniyor.

Hatta King Jouet, Jouéclub ve La Grande Récré gibi markalar da imzayı basmışlar mektuba.

Diyorlar ki, "Madem Wish'e déréférencement (arama sonuçları listesinden çıkarma) uygulandı, aynı şey Shein ve Temu için de geçerli olsun."

Yani bir yanda TikTok’ta hala alışverişe alışamayan Almanlar, diğer yanda Fransa’nın “Yeter artık bu Çinli devler bizi eziyor” isyanı… Bir yanda da kargo seçeneği istediği gibi olmazsa sepeti terk eden dünya halkı.

E-ticaret hızla değişiyor, evet. Ama alışverişler hâlâ güven, kolaylık ve alışkanlıklar etrafında dönüyor. Yeni platformlar gelse de, eski alışkanlıkları değiştirmek zaman alıyor.

Günün sonunda, hepimiz aynı şeyi istiyoruz: Güvenli, kolay ve bizi yormayan bir alışveriş deneyimi.

Geriye kalan her şey, algoritmaların oyuncağı.

Sepette görüşürüz!..

Yazarın Diğer Yazıları