Merkez sağı sabote eden isimlerin başında gelen Tansu Çiller bilinen tutumlarını sergilemeye devam ediyor!
Bir taraftan ben artık siyasette yokum diyor, ama öbür yandan  amigolarını kışkırtıp “beni isteyin beni” demekten geri durmuyor!
Klasik, tavşana kaç, tazıya tut durumu!
Bir yanda AKP’lilere “28 Şubat yoldaşıyız” diye göz kırparken öbür yanda Demirel’in üstünde baskı kurduruyor.
AKP’lilerle göz kırpıyor çünkü kocasının Kilyos’da yüzlerce milyon dolarlık villa inşaatı projesi var.
Daha önce yazmıştık Çiller ailesi yeşil alan olan arsalarını, AKP döneminde nasıl becerdiler ise imara açtırdılar... İşte şimdi o arazide  havuzlu 80 villa yapılacak!.. İlginçtir bu konuda açıklama istememe rağmen araya bu konuda yazmamı sürdürmemem için aracılar soktular lakin tek bir satır açıklama göndermediler ki bu kabullenme değil midir?İşte tekrar çağrı yapıyorum, gönderin açıklamanızı yayınlayayım.
Sadece villa inşaatı da değil!
İstanbul Tepebaşı’ndaki Çiller Otelleri, AKP iktidarı sürecinde faaliyete geçmedi mi?
Diyeceksiniz ki ticaret yapmak serbest değil mi?
Elbette öyle ama AKP döneminde yaşanan bu patlama ya da yükseliş sorgulamaya muhtaç değil midir?
Bu arada Demirel’e heyetler göndertip DP’ye kendi liderliği için  baskı üstüne baskı kurdurmaya çalışması da bir başka boyuttur!
Bitmedi aynı Çiller duyduklarım eğer doğru ise iki farklı ilişkinin de içinde:
Birincisi AKP ile dirsek temasını sürdürmesi!
Yakın çevreden dinlediğime göre Tansu Hanım merkez sağa tepeden inme oturamazsa AKP’den mebus olmaya çalışacak!
Eski bir Başbakan ve de siyaseten karşı cenahta olmasına rağmen  8 yıldır AKP için tek bir eleştirel söz etmemesini kocasının işlerine ve de AKP’den aday olma ihtimaline bağlayanlar var.
Sakın bu kadarını da yapmaz demeyin, Çiller’in kendi çıkarı adına her şeyi yapabileceği, PKK’dan daha tehlikeli görüp ilan ettiği Refah Partisi ile koalisyon kurmasıyla kanıtlanmıştır!
İkinci duyumum, DYP adıyla var olan yapay parti ile ilgilenmesi ve Demirel’e “Beni istemezse DYP’nin başına geçerim” haberlerini göndermesi ve aklınca onu korkutmaya çalışmasıdır.
Yaptıklarına bakar mısınız?
Hep perde gerisinde ya da yer altında!
Yahu varsa bir iddian çık ekranlara anlat!
Hayır bunu yapmıyor çünkü dedik ya işleri ve hesapları olduğu için AKP ürksün istemiyor!
Sakın Tansu Hanımın kendisi değil, etrafındakiler kendi hesapları adına onu itmeye çalışıyor demeyin, daha önce de yazdım kongre sürecinde beni ziyarete gelen DP’li bir il başkanı ile büromdan yaptığı  telefon konuşmasına tesadüfen şahit oldum ki o konuşma bu iddiaları tersyüz ediyor.
Tansu Hanımı isteyenlere tekrar tekrar hatırlatıyorum, Çiller’in 8 yıldır AKP için tek bir olumsuz söz etmemesi ve arada bir Tayyip Bey’le telefon görüşmelerini yapmasının bir anlamı yok mudur?

REZALET... 
Fenerbahçe AKP’nin oyuncağı mı?
Milli Mücadeleye fiili olarak hizmet sunan Fenerbahçe Spor Kulübü bugünlerde akıl almaz işlerde kullanılıyor. Mesela Batmanlı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i memnun etmek için futbol takımı Batman’a gidiyor ve orada maç yapıyor. Dahası, Bakan Şimşek maçta forma giyip takımda yerini alıyor. Keza bu maç örtülü olarak AKP’nin Kürt açılımının bir boyutu diye lanse edilmeye çalışılıyor ve maç Kürtçe olarak TRT Şeş’den yayınlanıyor. Soruyorum; Fenerbahçe AKP’nin oyuncağı ya da yan kuruluşu mudur ki bir bakana ve partisine bu şekilde peşkeş çekiliyor? Tamam Fenerbahçe’yi yönetenler işadamları ve Maliye Bakanlığı’nda işleri var, anladım da peki ya bu camianın ileri gelenleri ya da kamuoyu, neden bu rezilliğe susuyor ve ses vermiyor?..

YAZIK...  
Yedeklerle Milli Takım
kurulur mu?
Almanya’dan sonra ikinci hüsran haberi Azerbaycan’dan geldi. Türk Milli Takımı Bakü’de de yenildi ve gruptan çıkma şansını tartışmaya açtı. Bu mağlubiyetin direkt sorumlusu Futbol Federasyonu Başkanı ile Yönetim Kuruludur. Niçin mi?.. Emekliliğine gün saydığını açıklayan birini teknik direktör olarak başa getirdikleri için... Baksanıza, adam takımı Amsterdam’dan idare ediyor ve Türkiye liglerini bile izlemiyor. İngiliz Milli Takım antrenörü Cappelo her hafta 5 maç izler ve futbolcuları takip ederken Hiddink, 9 ayda sadece 8 maç izledi. Sorarım size böyle umursamaz birinden başarı beklenebilir mi? Kurduğu takıma bakın, Semih, Nihat, Tuncay, Hamit, Hakan, İbrahim, Özer ve Servet kendi takımlarında kadroya bile giremiyorlar... Yani bunların tamamı ya yedek kulübesinde ya da 18 kişilik kadroda bile yoklar.. Böyle bir seçimi yapan biriyle Türk Milli Takımı nasıl başarılı olur? Yazık, adama ödenen para da tam bir servet!

NEMA...
Osman Can’a
Kenan Evren kıyağı!
Osman Can’ı biliyorsunuz, Haşim Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi’ndeki elemanıydı ve AKP’nin kapatılmaması gerektiğini kaleme alan raportördü. Bir ara YARSAV’ın karşısına bir dernek kurarak çıkan Osman Can’ın başına devlet, pardon Kenan Evren kuşu kondu ve Türkiye’deki ilgili öğretim üyelerinin neredeyse tamamının çalışmak için can attığı İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Hukuk Fakültesi’ne atandı. Peki Can’ın başına Kenan Evren kuşunun konması nasıl mı oldu? Malum; YÖK, Kenan Evren’in icadı yani 12 Eylül darbesinin ürünü! İşte bu YÖK, yetkisini kullanarak teamülleri ve kuralları umursamadan tepeden inme bir buyrukla Osman Can’ı İstanbul Hukuk’a yerleştirdi! Görüyor musunuz, Osman Can birilerini hem topa tutuyor, hem de topa tuttuklarının ihdas ettiği kurum sayesinde nemalanıyor!