Taştaki Türk'ü bizlere tanıtan Servet SOMUNCUOĞLU'na özlemle…

Taştaki Türk'ü bizlere tanıtan Servet SOMUNCUOĞLU'na özlemle…
Türk tarihinin bilinmeyen dönemlerine ışık tutacak bu belgeler Türk milletinin adımını attığı her coğrafyada karşımıza çıkmaktadır.

Kırgızistan''daki Saymalıtaş''tan Azerbaycan''daki Gobustan''a, Kazakistan Tamgalısay''dan Rusya''daki Lena Kayaresimleri''ne. Türk milletinin ayağını bastığı hemen her yerde karşımızdalar.

Hepsi bulundukları bölgelerin en yüksek yerlerinde. Hepsi dua-dilek, şükür, yuğ, kurban alanı. Çoğunun çevresinde kurganlar var. Hepsinde Türklere ait kayaresim motiflerini, yazıtları görebiliyoruz.

Söz konusu kayaresimlerinin Anadolu coğrafyasında da birçok örneği vardır. Kars Kağızman Camuşlu Köyü, Erzurum Karayazı Cunni Mağarası, Ordu Mesudiye Esatlı Köyü''nde bulunanlar ve daha niceleri…

Türk kayaresimlerinin Anadolu coğrafyasındaki en önemli temsilcisi ise Ankara''nın Güdül ilçesine bağlı Salihler Köyü kırsalında olanlarıdır.

Türk Tarihinin Bilinmeyenlerini Aydınlatacak Keşif Güdül Kayaresimleri

Kamaoyu ilk olarak 2011''de bu kayaresimlerinin keşfedildiğinden haberdar oluyordu. Bölgenin kaşifi ise ömrünü Türk kayaresimlerine adamış cennetmekan Servet Somuncuoğlu idi.

Türk coğrafyalarında kayaresimlerinin peşine düşen ve bizlere sunan Servet Somuncuoğlu bu defa Anadolu''nun tam ortasında çıkartıyordu kayaresimlerini karşımıza. Ortaya da ''''Damgaların Göçü'''' adlı bir belgesel ve ''''Damgaların Göçü-Kurgan'''' adlı bir albüm-kitap koyuyordu.

Salihler''deki Türk kayaresimlerini Servet Somuncuoğlu''na haber eden Cemil Söylemezoğlu şöyle anlatıyor bu keşif sürecini ''''Damgaların Göçü'''' adlı belgeselde:

"Ben dağlarda çok gezerim. Bu kaya resimlerini gördüm fakat ne işe yaradığını, kime ait olduğunu bilmiyordum. Bir gün köyümüzde televizyon seyrederken Karlı Dağlardaki Sır programını… Baktım ki bu, buna benzer resimlerin bizim köydeki resimlerin aynısı olduğunu -aşağı yukarı- fark ettim. Daha sonra bu programın yapımcısı ve yönetmeni Servet Somuncuoğlu''nu haber verdim. İrtibatlaştık, köyümüze geldi. Bu resimleri inceledi. Baktı ki bu resimlerin Orta Asya''daki resimlerin aynısı olduğunu söyledi."

Neler yoktu ki Güdül''de?

Türk tarihinin en eski çağlarına ışık tutacak dövme yöntemi ile kazınmış resimler… Bunlar gerek Orta Asya''daki gerekse Anadolu''daki örnekleri ile mukayese edildiğinde Güdül''deki Türk kayaresimlerini milattan önce 3000 yıllarına kadar geri götürebiliyordu.

Çeşitli Türk boylarına ait damgalar… Bu damgalar bize bu coğrafyada bir kültürel sürekliliğin olduğunu gösteriyordu. Türkler tarihin en eski çağlarından beri bölgedeydiler ve günümüzden 1000 yıl öncesine kadar hayatlarını, inançlarını, varlıklarını kayalara kazımışlardı.

Türk Yazısı ile kazınmış eski Türkçe yazıtlar… Tarih kitaplarında ilk Türkçe yazılı belgeler 8. yüzyıl''daki Orhun Abideleri olarak gösterilir. Ancak Türk coğrafyaları Türkçe ve Türk Yazısı ile kazınmış küçük yazıtlarla doludur. Bu yazıtların örneklerini biz Güdül''de de görebiliyoruz. Bu buluntu bize Türk Yazısı''nın Orhun''dan çok ayrı bir coğrafyada ve Göktürk Devleti''nden yüzlerce yıl önce bile kullanıldığını gösteriyor.

Türk tipi mezar alanları da var Güdül''de. Biz kurgan diyoruz bu mezarlara. Bu mezarlar hemen kayaresimlerinin yanı başındalar. Güdül Kayaresimleri''nin anahtarı durumundalar. Bu kurganlar arkeologlar tarafından açıldığında bölgenin kesin yaşı, kime ait olduğu, bu resimleri kimlerin-niye kazıdığı kesin bir şekilde ortaya çıkacak ve bilimadamlarının önüne koyulabilecek.

Eski Türk inancına ait motifler. Burası aynı zamanda bir dua alanı, ibadet, şükür, kurban alanı. Bölgede bu etkinliklerde bulunan halk inancını taşlara kazımayı da unutmamış.

İlgili Haberler