Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

'Taze Türkiye'yi de başkanlığı da al git

Allah’ın (c.c.) sopası yoktur gerçi ama ‘ilahi adaletin tecellisi’ işte böyle bir şeydir.

Seçim öncesinde peş peşe önüne konulan ‘kişiye özel’ anketleri görünce büyük bir paniğe kapılan Sultan hazretleri, elinde Kur’an, ağzında ‘din-iman’, önünde Diyanet İşleri Başkanı ve ‘cemaat’ şeyhleri, arkasında ‘parti militanı’ gibi hareket eden valiler, kaymakamlar ve polis şefleri, ‘açılış’, ‘şölen’, ‘milletle buluşma’ dümeni altında düzenlediği ‘paralel’ mitinglerde adeta milletin zekâsı ile alay ediyordu:

- “Cumhurbaşkanı olarak tarafsızım, her partiye eşit mesafedeyim, ama gönlümde tabii ki biri var.”

Ardından sanki söylediğine ‘kendisinin de inanmadığını’ ispatlamak istercesine, ‘oturduğu makama’ yakışmayacak davranışlarına karşı eleştiri yöneltmeye cüret eden ‘muhalefet’ partilerine karşı topyekûn yaylım ateşine başlıyordu:

- “Bunlar var ya bunlar, bunların elleri bile sıkılmaz. Paralel yapı, terör örgütü, Ermeni lobisi, Yahudi lobisi, faiz lobisi ve bilumum dış mihraklar ile el ele verip şer ittifakı oluşturmuşlar; topu birden hükümeti yıkmaya çalışıyorlar. Bunlara sandıkta hak ettikleri dersi mutlaka verin.”

Ve ekliyordu:

- “En az 400 milletvekili istiyorum ha, aşağısı kurtarmaz.”

*  *  *

‘Mazlum ahı’ ve ‘kul hakkı’ üzerine inşa ettiği şatafatlı sarayın, ‘millî irade’ tarafından bir gün tepesine çökebileceği ihtimalini dahi aklına getirmeyen Sultan hazretlerinin, unuttuğu bir şey vardı:

- “Türk milleti zekidir, çalışkandır.”

Millet, ‘millî iradesine’ yeniden ‘ipotek’ koymayı hedef alan ‘algı operasyonlarına’ ve ‘kirli ayak oyunlarına’ prim vermedi.

‘İçtüzük’, ‘teamül’ dinlemeyen, ‘kanun’, ‘nizam’ tanımayan, ‘Anayasa’yı alenen ayaklarının altına alan hazretin, ‘Başkanlık sistemi’ teranesini ‘araç’ olarak kullanarak ‘parlamenter demokratik rejime’ karşı bir ‘sivil darbe’ teşebbüsüne kalkışacağı endişesine kapılan vatandaşlar, akın akın sandığın yolunu tuttu.

Bugüne kadar ‘laik-antilaik’ ekseninde ve ‘kayıkçı kavgası’ mealinde yürütülen seçim kampanyalarının ‘normal’ seyrine dönmesi, yani ‘ekonomik’ temele oturması, dengeleri bir anda alt üst etti.

‘Çözüm süreci’ adı altında beslemeye alınan ‘Kürt ırkçılığı’ canavarı, ‘bumerang’ gibi ters teperek sahibini vurdu.

Üç dönem üst üste ‘iktidar’ olan, ama ne yazık ki bir türlü ‘muktedir’ olup da tarihin altın sayfaları arasına ‘zafer anıtını’ dikemeyen hazretin, ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ adı altında memleketi ‘Kuzey Kore’ ile ‘kardeş ülke’ haline getirme hevesi kursağında kaldı.

*  *  *

Her an ‘deliğe süpürülebileceği’ korkusu yüzünden, kendisini iktidara getiren okyanus ötesindeki güçlerin ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ çerçevesinde önüne koyduğu her talimatı eksiksiz bir şekilde yerine getirmenin onurunu omuzlarında taşıyan Sultan hazretleri için nihayet beklenen o ‘kader’ günü gelip çattı.

Yeni bir ‘seçim zaferi’ kazanmanın gururu ile ‘balkona’ çıkmaya hazırlanan hazret, evdeki hesap çarşıya uymayınca ‘pencereye’ dahi çıkamadı.

Derin bir ‘hayal kırıklığı’ içerisinde odasına kapanan hazret, şimdi kim bilir olup bitenlerden sorumlu tuttuğu hangi kulların ‘canını yakmaya’ hazırlanıyordur.

Seçimi ‘normal havasından’ çıkararak adeta kendisi için bir güven oylamasına’ dönüştüren ve ‘meşruiyetini’ tartışmaya açan hazretin artık o makamda bir saat dahi oturması ne ‘şer’en’ ne de ‘ahlaken’ caiz değildir.

Şimdi ‘millî’ irade, önümüzdeki günlerde Deniz Baykal başkanlığında toplanacak olan yeni Meclis’in yapacağı ilk ‘millî’ görevin, üzeri örtülen ‘17/25 Aralık yolsuzluk dosyalarının yeniden açılması’ olmasını büyük bir ümit ve sabırsızlık ile bekliyor.

Eminiz ki ‘savcılar’ ve ‘hâkimler’ de bir an önce harekete geçmek için aynı sabırsızlıkla bekliyorlardır.

*  *  *

‘Demokrasiye’ karşı ‘sivil darbe’ teşebbüsü, ‘millî irade’ tarafından bertaraf edildi.

Sultan hazretleri, ‘Dimyat’a pirince giderken, ne yazık ki eldeki ‘bulgurdan’ da oldu.

Ülkenin ‘temel taşları’ ile daha fazla oynanmasından rahatsızlık duyan ‘millî irade’, şimdilik ‘burnunu’ sürtmekle yetindiği hazrete kendi anlayabileceği bir lisan ile ‘kırmızı kartı’ gösterdi ve dedi ki:

- “Yeni Türkiye’ni de, başkanlık sistemini de al git.”

YARIN: HDP’ye can veren CHP mi, AKP mi?

Yazarın Diğer Yazıları