Türk Kültüründe Koç-Koyun Ritüeli

Türk Kültüründe Koç-Koyun Ritüeli

Türkler bazı hayvanları kutsal kabul etmiş ve günlük yaşamlarında, inançlarında bir figür olarak kullanmışlardır. Koç ve koyun da bunlar arasında yer almış ve mezar taşlarında kullanılmıştır.

 Tarih boyunca, her toplumun gelenek, görenek, inanç ve yaşam tarzlarına bağlı olarak kimi hayvanlar maddi ve manevi güçlerinin sembolü olarak seçilmişlerdir.

İnsan hayaliyle yaratılan cinsellik sembolü olan koç başlarını, güçlülük sembolü olan aslan gövdeleriyle birleştirip oluşturulan hayali yaratık; Mısır''daki Bestet adlı kedi tanrıça olgusundan sonra tapınaklarda insan gövdeli aslan, koç başlı heykellerin yapılması ölümsüzlüğün ve gücün simgesi olarak sosyal yaşamda yerini almıştır.

Altaylar''dan Anadolu''ya uzanan önemli bir gelenek Tunceli''de Türk''ün damgası; Koç başları, koç, koyun, koç boynuzu at ve insan üsluplu mezar taşı geleneğidir. Mezar taşları, toplulukların ruhsal kimliklerini gösteren çok önemli belgelerdir. Anadolu''daki mezar taşları ile Orta Asya''daki ve Azerbaycan''daki mezar taşlarının büyük benzerlik göstermesi onlarla bizi ortak kültür köprüsünde buluşturmaktadır. 

Göktürkler ile Hun Devleti''ndeki defin gelenekleri birbirlerine oldukça benzemektedir. Mezar yapma geleneklerinde koçun at, deve ve sığırlarla birlikte önemli hayvan figürleri arasında olduğu kurganlardan çıkan buluntularla sabittir.

Mezar taşları üzerine heykeller yapılmasının ve figürler işlenmesinin nedeni kahraman, mert ve fedakâr insanların unutulmasını önlemektir. Bir devir kahramanlık yapmış, düşmanla göğüs göğüse çarpışmış olan kimselerin menkıbeleri unutulmasın, dilden dile dolaşsın, heykeller üzerine çizilen kılıç vb. işaretlerle anımsansın diyedir.

İlk koç-koyun başlı mezar taşları Hakasya''da son koç-koyun başlı mezar taşları ise Tunceli''dedir. Bu nedenle Tunceli''de bulunan eski mezarlar; o bölgenin millî kimliğini gösterirler. Tunceli adeta bir açık hava etnografya müzesi gibidir. Örneğin en otantik mezarları, halı-kilim örneklerini Tunceli merkeziyle ilçelerinde görmek mümkündür.

Dünya medeniyetlerinde görülen en eski motiflerden olup Türkmenler arasında derin bir tarihe sahip koç boynuzu motifinin Türkmen edebiyatında da sanatta da özel bir yeri vardır. Türkmen hayatının farklı yerlerinde koç boynuzu motifini, mezar taşlarında, ev sütunlarında, duvar süslemelerinde, kilim ve keçelerde görmek mümkündür.

Astrolojide göğün 12 kısma ayrılmış olan burçlarının her biri kozmik enerjiyi simgeleyen ayı, koç, boğa, oğlak, aslan, akrep, balık gibi çeşitli hayvanlarla adlandırılmıştır.

Adem peygamberin adlandırdığı söylenen tüm hayvanların yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü ile sürekli ilişki içinde oldukları düşüncesi ön planda tutulursa bunların kimi toplumlar tarafından inançları doğrultusunda kutsal bir sembol olarak değerlendirilmesi doğaldır. Selçuklularda kartalın, Hititlilerde aslanın toplumun simgesi olduğu bundandır.

İlk çağda insanlar çeşitli nedenlerle bazı hayvanları kutsal sayıp tapınmışlardır. Mısır tanrıları çeşitli hayvanlarla simgelenmiştir. Yunan tanrılarının çeşitli nedenlerle yanlarından hiç ayırmadığı hayvanlar bulunmaktadır. Zeus''un kartalı, Athena''nın baykuşu, Apollon''un kertenkelesi bunlardandır. Eski çağlarda aslan, gücün sembolü olarak kullanılmış, M.Ö. 3000''li yıllara ait heykellerde, krallar, yanlarında şaha kalkmış bir aslanla betimlenmiştir.

Bu çağlarda, önceki kutsal sembol olan boğa yerine aslan kullanılmaya başlanmış, proto-Türk topluluklarında bir totem, daha doğrusu bir töz olan kurt ise Hun devrinde atalar kültü haline gelmiş ve kurt tasvirlerine şaman alet ve elbiselerinin üzerinde yer verilmiştir. Türkler tarih boyunca bazı hayvanlara özel önem vermiştir. At, geyik, koyun, koç, dağ keçisi bu hayvanlardan en belirgin olanlardır. Koç-koyun motiflerinin bulgulandığı yerler;  Kazakistan, Kırgızistan, Türkistan, Özbekistan, Ahıska, Azerbaycan, Artvin, Kars, Tunceli, Van, Erzurum, Erzincan, Ahlat, Ordu, Bitlis, Ağrı, Erciş, Malatya, Tercan, Sivas, Rize, Trabzon, Akşehir ve Afyon bölgeleri ile Balkanlar''dır. Artvin ve Ahıska bölgesinde de Türkistan kökenli inanç ve adetlerin birer yansıması olan bu mezar taşları bölgenin geçmişini ortaya koyması bakımından son derece önemlidir. Motifli mezar taşları ve kaya resimleri Türk tarihinin aydınlatılmasında açısından önemlidir.

Türk kültürünün yayılma alanları konusunda koç-koyun formlu mezar taşları ve kaya resimleri bazı soru işaretlerini önemli ölçüde gidermiştir. Koyun sözcüğüyle Hun sözcüğünün anlamdaşlığı, Hun sözcüğünün koyun anlamına gelmesi ilginçtir. Bilge Kağan''ın mezarından iki koç heykeli çıkması, İlteriş Kağan''ın mezarında, Nahçivan''da, Mümine Hatun Türbesi bahçesinde ve Culfa''da koç heykelleri bulunması koyunun Türk kültüründe önemli bir yere sahip oluşunun kanıtlarıdır.

Türk kilimlerindeki en yaygın damga örneği de koç boynuzu ya da koç başı olarak bilinen damgadır. Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türk boylarının  Doğu Anadolu''da yerleştikleri, beylikler kurdukları, koyun-koç sembollerini mezar taşlarına işledikleri kültürel belleğimizdedir. Zaten, Akkoyunlu ve Karakoyunlular (XIV.-XVI.yy.) denildiği zaman, ilk akla gelen, dönemin mimari ve minyatür sanatının yanı sıra muhteşem taş yontularından olan at ve koç-koyun figürlü mezar taşlarıdır.

Koç başı ve koç biçimi sembollerin Hun Türklerince kullanıldığı ve mezar taşlarına at ve koç figürleri işlendiği; Altay mezarlarında erkeğin yanında at, kadının yanında da koç bulunduğu yapılan kazılarla saptanmıştır.

Eski Türklerde, ölen kahramanın atı ile gömülmesi adet olduğu gibi, savaşlarda hizmet etmiş atların da zaman zaman törenle gömüldüğü olmuştur. Türklerin İslamiyet''in kabulüyle, eski geleneğin yerini, atını gömmek yerine atı kesip, aşını vermek şekline dönüşmüştür. Türkler ölmüş Alp-Kahramanın mezarı başına, öldürdüğü düşmanları simgeleyen kabaca yontulmuş balbal denilen taşları dikmişlerdir.

Kırgız, Oğuz, Avar, Karakalpak, Çuvaş Türk halklarının koç-başını çeşitli eşyalarına süs olarak işledikleri de kayıtlarda yer almaktadır.  Varto, Hınıs, Karlıova yöresindeki bütün köy mezarlıklarında Ak ve Karakoyunlu oymaklarının göğüs ve yanlarında at, kılıç, kargı resimleri kabartma şeklinde işlenmiş koç heykelleri bu yörelerdeki tarihi Türk kimliğinin belgeleridir.

Yine, Niksar''daki Danişmentli Türklerinin mezarlığında görülen bazı mezar taşlarının üst kısımlarında Eski Türklere özgü Kün-Ay sembolünün bir devamı olan bir çizimi andıran güneş simgesinin yalınlaştırılmış biçimi olan yıldız işaretlerinin  Tunceli mezar taşlarında da görülmesi Tunceli''nin  Türk halklarından oluştuğunu gösteren bir örnektir. Yani Gök tanrı inancı, Türkler arasında en fazla Tunceli bölgesinde yaşamıştır. Koçun Türk kültüründeki önemli bir yerinin işareti de Anadolu''da özenle uygulanan Koç Katımı ritüelidir.

Koyun ve özellikle beyaz koç eski Türklerde Gök Tanrı''ya sunulan kurbandır. Güç, kuvvet ve Alpliğin sembolü olan koç, kimi zaman hanedan arması olmuştur. Ayrıca koyun, Türk Hayvan Takvimi''nde yıl sembollerinden biridir. İslamiyet''ten sonra koyun sakinliği, huzur, barış, bolluk ve bereketi temsil ederken, koç gücü, hâkimiyeti kuvveti ve yiğitliği temsil etmiştir. Hz. İsmail''in kurban olarak Allah''a adanması ile koç, kurban ve ölümü de temsil eden bir anlam kazanmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları