Nesilden nesile aktarılan Gurur İstiklal Madalyası

-Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası sahibi, İzmir’e ilk giren Süvari Aalayından 1315’li, Süvari Çavuşu babam Mustafa Yardımcı’nın aziz anısına-

mustafa-yardimci.jpg

İtalyanca “medaglia” sözcüğünden gelen madalya; genellikle unutulmaması gerekli görülen bir başarının ya da bir savaşın anısı olmak üzere verilen altın, gümüş, bakır ya da nikelden yapılmış şeref armağanıdır.

İstiklâl Madalyası, Türk Kurtuluş Savaşı’nda yararlılık gösteren askerlere ve sivillere, o dönemde milletvekili olanlara, savaşa katılan alayların sancaklarına, Erzurum ve Sivas kongrelerine katılanlara, “İstiklâl Madalyası Kanunu” adlı özel bir yasaya göre verilen madalyadır.

stiklal-madalyasi.jpg

1 Kasım 1926 tarihine kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce verilmiş olan İstiklâl Madalyaları'nı, bu tarihten sonra hak sahiplerine Millî Savunma Bakanlığı vermektedir. Türkiye’de İstiklal Madalyası sahibi toplam 95.261 kişidir.

Kanuna göre sağ göğüs üzerine her gün takılır. İstiklâl Madalyası'nın çıkarılmasından sonra Osmanlı dönemine ilişkin tüm madalya ve nişanlar iptal edilmiştir.

İstiklâl Madalyası Yasası Türk Kurtuluş Savaşı sonuçlandıktan sonra, savaş sırasında cephede ve cephe gerisinde yararlılık gösterenlere madalya verilmesi konusu TBMM'de görüşüldü. 29 Kasım 1920 günü mecliste kabul edilen 66 sayılı kanun, 4 Nisan 1921 günü Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Cumhuriyet döneminin ilk madalyası daha Millî Mücadele yıllarında fedakârlık gösteren halkı savaşmaya teşvik etmek, insanüstü çaba gösterenleri takdir ve yüceltmek amacıyla asker, mebus ve sivil halka verilmesi öngörülen “İstiklal Madalyası” olmuştur

İstiklâl Madalyası oval şeklindedir. Pirinçten yapılmıştır. Madalyaların çapı 35x40 mm, ağırlığı 15.55 gramdır. Madalyanın tasarımını 9 Ocak 1923’te heykeltıraş Mesrur İzzet Bey yapmıştır.

İstiklâl Madalyası'nın ön yüzünün üst kısmında; ilk TBMM binası yer alır. Binanın sağında ve solundaki cami ve ev görüntüleri, dönemin Ankara'sını gösterir. Meclis binasının arkasında doğan güneşten uzunlu kısalı ışık huzmeleri yayılır. Bu ışınlar, zaferi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu simgelemektedir. Meclis binasının altındaki kısımda dünya sembolü, orak ve tırpanlar, örs-çekiç, resim paleti-fırça gibi semboller yeni cumhuriyetin bilime, tarıma, sanayiye, sanata önem vereceğini ifade eder; dünya ile bütünleşme kararlılığını gösterir.

Simgelerin sağında ve solunda bulutlar, onların yanında zafer simgesi meşe yaprakları, yaprakların üstünde ise meclisin açılış tarihi olan 23 Nisan 1336 tarihi (bir tarafta "23 Nisan", diğer tarafta miladi 1920'nin rumi takvimde karşılığı olan "1336" yazısı) yer almaktadır.

Bulutların altında sağa doğru yürüyen ve iki öküzün çektiği, İstiklâl Savaşı’nı simgeleyen kağnı arabasıyla köylü kadın vardır. Kağnı ve kadın görüntüsünün altında yukarıdaki bulutların ve ışınların devamı görülür. Alt-ortadaki ışınların içinde beliren şakül, devletin yapılaşmasını simgeler.

İstiklâl Madalyasının arka yüzünde yukarı doğru bakan ay yıldızla çevrilmiş olarak Misak-ı Millî sınırlarını gösteren Türkiye Haritası vardır. Harita üzerinde, Ankara'nın yeri bir yıldızla işaretlemiştir. Yıldızdan çıkan yedi ışın, haritanın değişik yönlerine uzanır birisi Kars'a, diğeri Edirne'ye kadar ulaşır.

5 Mayıs 1919’dan 9 Eylül 1922 tarihine kadar süren Türk Kurtuluş Savaşı’nda cephede veya cephe gerisinde kahramanlık ve fedakârlık gösterenlere İstiklâl Madalyası verilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde verilen ilk madalyaların kurdele rengi yeşildir. Ancak daha sonra milletvekillerine yeşil, cephede bulunanlara kırmızı, cephe gerisinde çalışanlara beyaz renkte kurdelesi olan madalyalar verilmiştir. Cephede görev almış milletvekillerinin madalya şeritleri yarı kırmızı, yarı yeşil renklidir. Babam birçok cephede savaştığı için kırmızı şeritli madalya ile taltif edilmiştir.

Her ulus kendi askerini özel olarak belirlediği anonim bir isimle anar. İngiliz halkı askerine “Tommy”, Alman halkı “Hans”, Rus halkı “İvan”. Türk halkı ise “Mehmetçik” der. Mehmet, Hz. Muhammed’in adından türemiş olup, Muhammed’in Türkçe söylenişinden oluşan bir erkek adıdır. En eski sözlüklerimizden Kâmus-ı Türkî’de geçen ve resmî bir evrakta Biga Sancağı Beyine ve Ezine Kadısına ithafen yazılan yazılarda Türk askeri işaret edilerek Mehmetçik adının yer alması sözün halk hafızasında yaşayışının kanıtıdır. Trablusgarp ve Balkan Savaşı dönemi anı yazılarında ve basında Mehmetçik sözünün kullanıldığı bilinmektedir.

İstiklal Madalyası Kurtuluş Savaşı sırasında cephede ve cephe gerisinde cesaretin, fedakârlığın sembolüdür. Bu madalyayı alanlar kahraman olarak anılır. Türkiye'de ayrıca İstiklâl Madalyası sahibi üç şehir ve bir ilçe bulunmaktadır. Bunlar Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa ve İnebolu'dur.

Madalya kavramı bize 18. Yüzyılın sonlarında III. Selim zamanında gelmiştir. Daha önce savaşta kahramanlık gösterenlere başlıklar, başlıklara takılan sorguçlar ve özel giysiler hediye edilirdi. Birinci Dünya Savaşı döneminde verilen harp madalyası Osmanlı askerleri arasında özel ilgi görmüş, alanlara saygınlık kazandırmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın sembolü haline gelen Harp Madalyası kahramanlık, cesaret ve başarı gösterenlere verildiği ve estetik açıdan çok beğenildiği için sahiplenilmiştir.

Patrona Halil İsyanı sonrası 1730 yılında çıkarılan ve isyanı bastıranlara verilen altın “ferahi” madalyası Osmanlı döneminde çıkarılan ilk madalyadır.

Önceleri sadece savaşta ve barışta üstün hizmet gösterenlere verilen madalyalar daha sonraları toplumsal bir olayı sürekli gündemde tutabilmek amacıyla hatıra madalyaları ya da devletin felaketli anlarında yardım edenlere bağış madalyaları olmak üzere de çıkarılmıştır.

Devlete yaptıkları üstün hizmetlerden dolayı devlet adamlarına ve askerlere verilen Liyakat Madalyası, İmtiyaz Madalyası ile savaşlarda yararlılık gösterenlere verilen Silistre, Kırım, Yemen madalyaları en prestijli madalyalar olarak bilinir.

Hatıra madalyası olarak Hünkâr İskelesi Madalyası, Kolera Madalyası, Hareket-i Arz Madalyası, II. Meşrutiyet Madalyası, bağış madalyası olarak da Hilal-i Ahmer Madalyası, Harp malulü askerlere İane-i Harbiye Madalyası gibi madalyalar öne çıkmıştır.

Bu madalyalar Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma ve Avrupa ile uyum sürecinde de önemli birer sembol olmuşlardır. İstiklâl Madalyası'nın çıkarılmasından sonra Osmanlı dönemine ilişkin tüm madalya ve nişanlar iptal edilmiştir.

Cumhuriyet Döneminde İstiklal Madalyası’ndan Başka Madalyalar

Cumhuriyet Döneminde İstiklal Madalyası’ndan başka Yurttaşlık Bilincini Artırmaya Yönelik çeşitli madalyalar ihdas edilmiş ve bazı kişi ve kuruluşlara verilerek onurlandırılmıştır. Bunlardan bazıları; Tayyare Madalyası, Ulus Zafer Anıtı Madalyası, Aile Madalyası, Sivas Hattının İşletmeye Açılış Hatırası Madalyası, Cumhuriyetin Onuncu Yılı Hatırası Madalyası, İran Şahı Rıza Pehlevî’nin Türkiye Ziyareti Hatırası Madalyası, Birinci Köy ve Ziraat Kalkınma Kongresi Hatırası Madalyası, İkinci Türk Tarih Kurultayı Hatıra Madalyası, Askerî Manevralar Anısına verilen madalyalardır.

Yeni Türk devletinin ulus-devlet kimliğinin inşasında madalyalar önemli bir araç olarak kullanılmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları