Türkiye her sene bir Avrupa’yı çöpe atıyor

Türkiye her sene bir Avrupa’yı çöpe atıyor
Türkiye'de yanlış toprak kullanımı ve sulama nedeniyle her yıl tüm Avrupa ülkelerinin kaybettiği toprak miktarının yaklaşık üçte ikisi kadar toprak kaybediyor.

Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) göre, dünya genelinde her yıl 25 milyar ton verimli toprak erozyon sonucu yok oluyor. Dünyada 2,7 milyar insan çölleşme tehdidi altında. 2050’de bu sayının dört milyara ulaşması bekleniyor.

Türkiye’de de kuraklık ve çölleşme konusunda durum hiç iç açıcı değil. Türkiye’de çöl yok ancak özellikle Konya ve Iğdır ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi çölleşme tehlikesi altında.

DW Türkçe'de yer alan habere göre, Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taşkın Öztaş, yılda 168 milyon ton toprak kaybı yaşandığını ifade ediyor. Avrupa ülkeleri arasında kıtasal ölçekte kaydedilen toprak kaybı ise 300 milyon ton. Bu da Türkiye’nin her yıl tek başına neredeyse tüm Avrupa'da kaybedilen toprağın üçte ikisini kaybettiği anlamına geliyor.

25 MİLYAR TON TOPRAK EROZYONA UĞRUYOR

Çölleşme ve kuraklık aynı zamanda, erozyon, toprak örtüsünün yok olması, tarımsal ürün çeşitlerinde düşüş, biyolojik çeşitliliğin yok olması gibi sonuçları da doğuruyor. TEMA Vakfı Kırsal Kalkınma Bölüm Başkanı Hikmet Öztürk’ün verdiği bilgilere göre, dünyada her yıl 25 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Türkiye’de tarım arazilerindeki erozyonun ülkeye maliyeti ise 6,7 milyar dolara ulaşıyor.

Öztürk’ün verdiği bilgilere göre, Türkiye'nin su potansiyelinin yüzde 74’ü tarımda kullanılıyor. Azalan yağışlar ve aşırı kullanma nedeniyle Tuz Gölü’nün alanı yüzde 50 küçülürken, Ereğli Bataklığı, Bafa Gölü ve Akşehir Gölü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. En büyük tatlı su rezerv alanı olan Beyşehir Gölü’nde ise derinlik 24 metreden 9 metreye kadar düştü.

Arazi bozulumu engellenmeden, çölleşme ile mücadele etmeden sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmanın mümkün olmadığını belirten Öztürk’ün reçetesi ise net: Arazi tahribatının engellenmesi, erozyonla mücadele edilmesi, ormanların, meraların ve tarım arazilerinin korunması, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması ve bozulan arazilerin rehabilitasyonu.