Türkiye'deki firavunları kim yargılayacak?

Mısır’da tıpkı Türkiye’deki gibi yargı sistemi yandaşlaştırılıyor! Türkiye’de olup biteni yargının bağımsızlaşması olarak görenler, belki Mısır örneğine bakarak kendi düştükleri durumu fark edebilir.
Mısır Cumhurbaşkanı seçilen Mursi’nin, kendisini  “Firavun yetkileri”  ile donattığı düzenlemeler, Anayasa Mahkemesi’nde görüşülecekti. Mursi, Başsavcı Abdülmecid Mahmud’u görevden almış, Anayasa Komisyonu’nun görev süresini uzatmış ve cumhurbaşkanlığı kararlarını yargı denetiminin dışına çıkarmıştı.

 

***

 


Mursi muhaliflerinin Tahrir meydanındaki gösterileri sürerken yüz binlerce  “yandaş” gösterici de Anayasa Mahkemesi önünde toplanarak  “Halk, yargıda temizlik istiyor” ,  “Halk Mursi’nin kararlarını destekliyor” ve  “Yeni Mısır anayasasına evet” yazılı pankartlar taşıdı.
Mısır Anayasa Mahkemesi, gösteriler üzerine yayımladığı yazılı açıklamada,  “Bugün Mısır yargısının kara günü. Hakimlerin görevlerini icra etmesine izin verilmiyor. Halk onların aleyhinde kışkırtılıyor”  ifadelerine yer verdi. Açıklamada,  “Can güvenliğimiz olmadığı gerekçesiyle görev alanımıza giremedik. Yapılan tüm bu eylemler, acı veren manevi bir suikasttır. Yargı bu kötü muameleyi hak edecek hiç bir şey yapmamıştır. Düzenlenen gösterilerle gerçekler çarptırılmaya çalışılıyor”  denildi.  “Yüce Mısır halkına, bu şartlar altında mukaddes görevimizi yapamayacağımızı söylemekten başka seçeneğimiz kalmadı” şeklinde devam eden açıklamada,  “Şartlar düzelinceye kadar, davanın askıya alındığı”  kaydedildi.
Buna karşılık muhalif gruplar da 4 Aralık 2012 akşamı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na düzenleyecekleri yürüyüşe katılım çağrısı yaptı. Yürüyüşte, Mursi’nin kararları ve 15 Aralık’ta yapılması kararlaştırılan anayasa referandumu protesto edilecek.  “Vatanı Kurtarma Cephesi”  tarafından yayımlanan yazılı açıklamada, Mursi’nin 15 Aralık’ta referanduma sunulmasına karar verdiği anayasa taslağının iptal edilmesi için halkın yürüyüşe katılması istendi.
Ünlü El Ezher Üniversitesi adına yapılan yazılı açıklamada ise Mısır kamuoyundaki bölünmenin giderilmesi için Ezher’in siyasi taraflarla yürüttüğü temaslarına kararlılıkla devam edeceği bildirildi.

 

***

 


Açıkça görülüyor ki Mısır ikiye ayrılmıştır. Şimdi muhalefeti yönlendiren eski iktidar mensupları ile yönetimi ele geçiren Müslüman Kardeşler örgütü arasında,  “ABD’ye teslimiyet” bakımından hiçbir fark yoktur. Şimdi haklı olmalarına rağmen, Mısır halkını bütünüyle yanlarına çekemiyorlar. Çünkü eski kusurları her gün yüzlerine vuruluyor. Türkiye’de de Tayyip Erdoğan’ın her gün eski CHP’ye saldırmasının sebebi budur. Oysa eski CHP, onun dedesinin de partisiydi. Çünkü o zaman herkes CHP’liydi.. 1946’ya kadar bir iki deneme dışında başka parti yoktu.. Demokrat Parti de  “4’lü takrir” vererek CHP’den ayrılanların liderliğinde kurulmuştu. Yani CHP Türkiye’deki bütün siyasi partilerin dedesidir.

 

***

 


Bugünkü CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  “Yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. Yeni bir iklime ihtiyacımız var. Türkiye’de barışa ihtiyacımız var, Türkiye’de huzura ihtiyacımız var. Türkiye’de siyaset kurumunun halka hesap vermeye ihtiyacı var” diyor.. Yani durumun farkında.
Fakat CHP, günün şartlarının gerektirdiği yeni bir siyaset takip etmek yerine, vasat yöntemlerle vakit geçiriyor. Türkiye’de de iktidar firavunlaştıysa, ona karşı Musa taktikleri kullanmak gerekiyor. Deniz Baykal’ı geçmekle iş bitmiyor; Deniz’i yarıp geçmek gerekiyor. Kaldı ki Deniz Baykal, iktidarın firavunlaşmasına karşı bir set olarak duruyordu.. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bundan fazlası bekleniyor..
Çünkü Türkiye’de de yargı bütünüyle değiştirilmiştir. Artık firavunları yargılayabilecek hiçbir insan gücü kalmamıştır. Fakat insan aklı, bütün firavunların hakkından gelmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları