“Anadolu’ya sıkıştıran İngiliz güdümlü emperyalist ideoloji için de en uygun aparat Türkçülük olmuştu. Tamamlayıcı mukabili olan Arapçılık sayesinde de bu aziz milleti Anadolu’ya sıkıştırdılar. Arap çölleri deyip bize aşağılattıkları topraklara ise bizim kadar akıllı olamayan İngiliz’i, Fransız’ı, sonradan Amerikalısı gidip yerleşti”

Bu cümlelerin sahibi Prof Dr. Yasin Aktay bu cümleleri daha birkaç gün önce kurdu. Sayın Aktay bundan yaklaşık 11 yıl önce de Türk diye bir ırk yoktur demişti ve Sayın Devlet Bahçeli kendisine son derece sert bir açıklama ile hak ettiği şekilde cevap vermişti: Ak Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Yasin Aktay'ın “Türk diye bir ırk yoktur" sözlerine sert tepki gösteren MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Ağaç kovuğundan çıktığını, cami avlusunda bulunduğu, nüfus kütüğünü Kandil'deki mağaralara yazdırdığını zımnen kabullenen, tescilli ve markalı Türk hasımlarına unvan veren, mevki kazandıran ve oraya buraya saldırtan; Başbakan'dır"

2021 Yılında ise zamanın İç İşleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu Afrin ve Azez deki askerlerimize şöyle hitap etmişti: “İnanıyorum ki her birinizin bu millet, ülke ve insanlık, geleneğimiz ve kültürümüz adına yapacak çok şeyiniz olacak. Çok emanet bırakacaksınız. Biz böyle bir milletiz ve böyle olmaya devam edeceğiz. Millet olmak kolay bir iş değildir. Ay-yıldızlı tabutları taşımakla millet olunur. Beraber cuma namazında sıkı sıkı saf tutarak millet olunur. Çocuğun başını okşayarak millet olunur.”

O zaman ben bu Ay yıldızlı tabut taşıyarak millet olunur bölümüne oldukça takılmıştım mesela ve orada da Sayın Yasin Aktay ın cümleleri gelmişti aklıma ve” Ay yıldızlı tabut taşımaya yeni başlamadık, siz iktidar olmadan önce de millettik, Kendi iktidarınızı Türk’ün tarihi ile karıştırırsanız bu tip sonuçlar çıkması muhtemel. Ama biz yine de millet olarak doğal nedenler dışında tabut taşımayı tercih etmiyoruz” diye yazmıştım. Ama acemisi olunan konularda hamaset yapmaya çalıştıklarını düşündüklerimin belki de bu günlerde konuştuğumuz şeylerle ilgili hesapları vardı ve hiç de acemi değillerdi.

Enteresan olan sahip olduklarını söyledikleri ideolojiye en çok karşı çıkan ve hiç sevmedikleri Celal Şengör de bir yayında Türk ırkı diye bir ırk yoktur mealinde şeyler söylemişti. Neden ve nasıl Türk ırkının reddedilmesi ile ilgili fikirlerin ortaklaştığı konusunda kendileri ile tartışması gereken bilim adamları da var muhakkak ve cevaplarını defalarca verdiler.

Yine de kesinlikle geri adım atmıyorlar. Yasin Aktay tarafından son olarak kullanılan ifadelere daha önce en sert şekilde mukabele edenlerin bugün de buna benzer tepkiler vermeye devam etmeleri gerektiğini düşünüyor ve bu hamleleri bekliyorum.

Ama mesela 2013 yılının Ocak sonunda da şöyle bir haber ilişmişti gözüme CHP İzmir Millet vekili Birgül Ayman Güler “Türk ulusu ile Kürt Milletini bana eşit gördüremezsiniz” Demiş ve son derece sert tepkilere muhatap olmuştu. Sayın Ayman orada ne kastettiğini anlatmaya da çalıştı sonrasında ama olmadı. Neden olmadı çünkü orada da ezberler devreye girdi. Millet kelimesini kullanan sağcılara karşı Ulus kelimesini kullanana CHP bakış açısı kelimelerin büyüsünü kullanmaya kalktı. Oysa kelimelerin de bir ruhu var, bir de etimoloji diye bir bilim. Etimolojik olarak bakınca durum şöyle oluyor: ulus ve millet kelimelerine yüklediği anlam etimolojinin tam tersi bir kere millet tıpkı nasyon kelimesi gibi birlik anlamından köklenir ve Arapça da siyasi birlik anlamına gelir. Ulus Moğolcadan, ülüşten yani üleşmekten gelir.

Burada da ezberlerimizin sonuçlarını son derece ağır şekilde görüyoruz aslında. Hatta etimolojik olarak bakarsanız Millet kelimesi Ümmet kelimesinden bile daha kapsayıcı bir kelimedir. Dahası etimolojik olarak Ümmet kavim ile çok daha yakındır. Millet “Bir din ve töreye bağlı topluluk”anlamına gelir. Belki de o bakımdan Türk diye bir ırk yoktur diyenler bunu kastediyor ola bilir, ama bunu açıkça söyleseler de biz de ne kast ettiklerini bilsek ve ona göre karşılık versek değil mi.

Son olarak Spinoza’nın teolojiden ideolojiye adlı eserindeki bir notu aktarmak isterim burada Spinoza o eserinde Müslümanlardan bahsederken Türk der, ne hikmetse Arap demez mesela bunun sebebi muhtemelen hakim unsurdur orası ayrı