Türkeş Erdoğan’ı savunurken de şunları söyledi: Kardeşim, halkın yüzde 52’sinin oy verdiği kişiye kendi partisi dahi laf edemez...
Türkeş: Yüzde 52 oy alana partisi dahi laf edemez!
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ankara’nın Çubuk ilçesi Belediye Başkanı Tuncay Acehan’ı makamında ziyaret etti. Türkeş daha sonra Halk Eğitim Merkezi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye Ak Saray’a gitmemesini eleştiren Türkeş şunları kaydetti: “AKP’nin kurucusu ve başbakan olan Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını tanıyorlardı, çağırdığında gidiyordun. Sayın Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasında ne fark var? ’Efendim ben buna itiraz ederim.’Niye edersin? ‘Konuşuyor’ diye ederim. Halk tarafından seçilen ve bir daha seçilme ihtimali olan her cumhurbaşkanı konuşmak zorundadır. MHP’nin saygıdeğer genel başkanının, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’le anlaşıp seçtirdikleri Ahmet Necdet Sezer gibi konuşmayan süs biberi, köşe yastığı gibi bir cumhurbaşkanı istiyorlar. Böyle biri ‘tekrar beni seçin’ dese bir daha seçer misiniz? Siz demeyecek misiniz şu Çubuk’a gelse, ‘arkadaş biz seni seçtik yolladık, sen oraya gittin bizi unuttun, hiçbir şeye karışmadın.’ Bahçeli’nin istediği gibi kavanoza doldurun. Hani diyor ya ‘kavanoza koyarız onu’, sanki süs bitkisi Japonya’dan gelen. Halkın yüzde 52’sinin oy verdiği bir kişiye kendi partisi dahi bir laf edemez, etmemelidir.”
Siyaseti kilitliyorlar
Türkeş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin abartıldığı kadar olmadığını vurgulayarak ülkede bundan daha lüks oteller bulunduğunu bildirdi. Türkiye’nin siyasetinin kilitlenmeye çalışıldığını savunan Türkeş, “Zengin adam lüks otel yapabiliyor da Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisini temsil etmek için bir tane taş binaya dört tane mermer, iki de lambri koydu diye bunu mesele mi yapacağız. Bu koskoca siyasi parti genel başkanlarına yakışıyor mu? Ayıp değil mi? ‘O binanın bilmem ruhsatı yok.’ Lan git. Sizin yaşadığınız evin ruhsatını veren devlet, kendi cumhurbaşkanlığının evrakını mı eksik verecek? Olur mu böyle bir şey?” dedi.
(A.A)
