Ülkesini seven yaptığı işin hakkını verendir

u-1.jpg

Ülkesi ve doğduğu topraklara hizmetiyle dikkat çeken bir isim Kenan Yavuz… Türkiye'nin en küçük şehri Bayburt'un iki ilçesinden biri olan Demirözü'ne bağlı Beşpınar Köyü'nde hayata merhaba deyip takdir toplayan bir başarı öyküsüne imza atan Kenan Yavuz’un yıldızı 2004 yılında, özel sektörden transfer olarak Petkim Genel Müdürlüğü görevine gelmesi ile parladı denebilir.

Ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarından olan Petkim, gözden çıkarılmış, zarar eden, rekabet gücünü kaybetmiş, 19 yıl boyunca çivi çakılmadan nefes borusu tıkanmış bir şirketti. Yavuz, yaptığı radikal dokunuşlarla Petkim’i 6 ay içinde kâr eden bir şirkete dönüştürken. "Devlet eli ile iyi yönetim olmaz" algısını da yıkıp kamu eli ile de iyi yönetim olabileceğini ispatladı. Şirketini; ekip arkadaşları ile birlikte ülke sanayisinin gözde şirketlerinden biri haline getirdi. Değerinin çok üzerinde bir fiyat ile özelleştirme sürecini gerçekleştirdi ve özelleşme sonrasında, Türk ekonomi tarihinin en büyük reel sektör yatırımlarına liderlik etti. İsmi Petkim ile SOCAR ile özdeşleşti ve pek çok kişi onu, yönettiği şirketlerin patronu bildi...

ugur1003.jpg

Kenan Yavuz’un başarı öyküsü araştırmacı gazeteci Serkan Aksüyek tarafından, “Bir Sahiplenme Hikâyesi” adıyla kitaplaştırıldı. Çalışmasında Yavuz’un başarılarının sadece iş hayatıyla sınırlı kalmadığının da altını çizen Serkan Aksüyek şu değerlendirmeyi yapıyor:

Köyünde bir müze kurma düşüncesi 2010'lu yılların başında zihninde uç vermiş, hızla filizlenmişti. 2012 yılında doğup büyüdüğü Bayburt'a vefa borcunu ödemek amacı ile Beşpınar Köyü'nde sosyal sorumluluk projesi olarak başlattığı Kültür Evi çalışması, bugün her yıl ortalama 50 bin ziyaretçiyi ağırlayan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi ile sürüyor. Anadolu'nun kadim kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak amacı ile "Bir Sahiplenme Hikâyesi" isimli belgesel film çalışmasını hayata geçirdi. Kenan Yavuz Etnografya Müzesi 2021 yılında Avrupa Müze Forumu (EMF/EMYA) tarafından "Avrupa'da Yılın Müzesi" (European Museum of the Year Award) ödülünü, 2022 yılında Avrupa Birliği Kültür Mirası Europa Nost-ra ödüllerini kazanarak alanında dünyanın en önemli iki ödülüne birden sahip ilk müze oldu.

“Kenan Yavuz Kültür Evi” ile başlayan bu uzun ve zahmetli yolculuk, bugün dünyaca ünlü, ülkemizi uluslararası alanda başarı ile temsil eden "Kenan Yavuz Etnografya Müzesi" adı altında devam ediyor. Bitmez bir ısrarla ve tükenmez bir inatla...

Kırmızı Kedi Yayınevi

Tel:(0212) 244 89 82

cumhuriyetin-islam-temelleri-kapak-1737284889.png

Türkiye’nin rejimi dini temellere dayanamaz

İslam Mezhepleri Tarihi alanında sürdürdüğü çalışmalarına ek olarak Türk tarihi, medeniyetler tarihi, dinler tarihi, sosyoloji, göstergebilim ve felsefe alanlarında çalışmalarıyla da dikkat çeken Meryem Çağıl yeni kitabı, “Cumhuriyet'in İslamî Temelleri ve Karşıtları” ile hem Türklerin İslam tarihi içerisindeki dönüşümlerini ele alarak hem de Cumhuriyet’in kurucu bilincinin üzerine çekilen örtüyü kaldırma azmi ile bu politik ontolojiyi gün ışığına çıkarmayı hedefliyor:

Türkiye Cumhuriyeti’nin İslamî temellere dayandığını ileri sürmek; Cumhuriyet tarihinin oldukça uzun bir süreyi kapsayan bölümünde Cumhuriyet’i İslam karşıtı gibi sunmakta olan ilahiyatçı kavrayış ve politize edilen dinî ortam ile elbette yaman bir çatışmaya girmeyi göze almaktır.

On yıllar boyunca yaygınlaştırılmış olan genel kabul, altı temel ilkesinden biri laiklik olan bu rejimin dinî bir temele dayanmasının mümkün olmayacağı üzerinedir. Toplumun kutuplaştırılıp ikiye bölündüğü yakın tarihimiz boyunca, İslamcı muhafazakârlığın karşısında yer alan yetersiz Cumhuriyet savunması ise, yine genel kabul olarak “laiklik” ilkesinin kavramsal tarihine bile değinmeye tenezzül etmeyecek şekilde tezahür etmiştir. Batı’nın tüm yönleriyle taklit edildiği iddiasıyla karşıtının söylem ortağı olan ve laikliği Cumhuriyet’in projesi olmayan sekülerleşmeye indirgeyen bu kesimi de hesaba kattığımızda, bu çalışmanın bir meydan okuma olduğu aşikârdır.

Bütüncül bir kavrayışla ele alındığında ve Türk tarihi içerisinde İslam dininin tecrübe fazlarının bilgisine sahip olunduğunda, çok katmanlı Cumhuriyet projesinin İslam’ın Türk yorumunu kendisine ontolojik bir temelde kaynak olarak seçtiği gerçeği, bizlerden zannettiğimiz kadar uzakta değildir. Buna rağmen ekseriyetle araştırmacıların konuyu “din siyaseti” veya “din söylemi” gibi indirgemeci bir tasavvur ile ele almalarından ötürü bu hakikat maalesef göz ardı edilmektedir.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

Yazarın Diğer Yazıları