Bir okurumuz, "İşsiz olduğum için İnternet''te de arama yaparken bir iş ilanına denk geldim. İş ilanını UNICEF vermişti ve bir araştırma danışmanı aranıyordu. Danışman, Türkiye''deki aşı olmayı reddeden Suriyelilerin ret gerekçelerini araştıracak ve bir rapor hazırlayacak. İlan 30 Mart''a kadar yayında kalacak. Bu ilan, Suriyelilerin aşı olmadığına dair somut bir veridir. Madem aşılar toplumun sağlığı için önemliydi, Sağlık Bakanlığı Suriyelileri neden aşılamadı? Her şehirde milyonlarcası aramızda yaşıyor." diye bir mesaj gönderdi. 

***

Türkiye''nin "geçici koruma statüsü"nde kabul ettiği ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan''ın "geri göndermeyeceğiz" dediği yabancılar için Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF''in iş ilanında, "mülteci" kavramı kullanılıyor!

Erdoğan da artık "mülteci" diyor!

İlanda görev verilecek kişinin Ankara''da UNICEF Türkiye ofisinde görev yapacağı belirtildikten sonra şu bilgiler veriliyor:

*"Türkiye''de Sağlık Bakanlığı, 2021''in başından beri COVID-19 aşılarını uygulamaktadır. Yeni COVID-19 aşılarının alımına ilişkin veriler, ulusal nüfus için şeffaf bir şekilde açıklanmakta olup yetişkin nüfusun yüzde 84,8''inin aşılandığını göstermektedir.

*Bununla birlikte, mülteci nüfusunun aşılanmasına ilişkin veriler mevcut değildir ve mülteci toplulukları da dahil olmak üzere birçok insan hakkında anekdot niteliğindeki kanıtlar, aşıları kabul etmekte tereddüt etmekte olduklarını göstermektedir.

*Mülteci nüfusunun aşı sayılarına ilişkin bilgi eksikliğinin yanı sıra, mülteci gruplarının COVID-19 aşılarına ilişkin bilgi, tutum, uygulama ve tereddütleri veya ihtiyaçları hakkında çok az bilgi bulunmaktadır.

*Bazı STK''lar ve kuruluşlar bu konuda bazı veriler üretti. Ancak, ülke çapında yapılmış veya mülteci aşısının tüm yönlerini kapsayan bir çalışma olmadığı için, farklı zamanlarda ve farklı konularda toplanan verilerin (tereddüt, güvenlik, etkinlik algıları vb.) analiz edilmesi şarttır.. 

*Hedef, aşıya yönelik karşılanmayan talebin ifade ettiği olası hayal kırıklıklarını, mülteci nüfusuna özel bir odaklanmayla yönetmek ve azaltmak amacıyla, aşı güvenliği ve etkinliği konusundaki endişeler nedeniyle ortaya çıkabilecek ''aşı tereddütleri'' hakkında kanıt toplamaktır. Bu nedenle birey, aile ve toplumların davranışsal boyutlarının analizinin yapılması çok önemli olacaktır.

*UNICEF Türkiye, insanların aşıyla ilgili seçimlerini ve uygulamalarını etkileyen faktörleri anlamak için mülteci nüfusuna odaklanarak COVID-19 aşılarıyla ilgili bilgi, tutum, inanç ve uygulamalara ilişkin mevcut ikincil kanıtları ve raporları gözden geçirecek bireysel bir araştırma danışmanı arıyor.

*Danışman, mülteci nüfusuyla ilgili Türkiye ile ilgili tüm mevcut COVID -19 davranış verilerini web''de arayacaktır. Görevlendirme 25 iş günü sürecektir."

***

Bu ilanda, Türkiye''de Sağlık Bakanlığı''nın, geçici koruma statüsündeki yabancıların aşı durumu ile ilgilenmediği, UNICEF tarafında resmen belirtilmiştir!

Sağlık Bakanlığı, aşı olmayan ve vatandaşlığa da alınmamış Suriyelilerin hastanelerde ücretsiz tedavisini yaptırırken, onlardan HES kodu, PCR testi veya aşı sertifikası istemedi, dolayısıyla onlar hakkında bir kayıt tutmaya da lüzum görmedi...

UNİCEF ise Suriyelilerin genel olarak aşıları kabul etmediğini bildiriyor ve bu durumu gösteren verileri toplamak ve değerlendirmek için sosyal araştırma tecrübesi olan bir danışman arıyor. 

Sağlık Bakanlığı''nın, Türkiye''de geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin neden aşı olmadığını araştırması ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşması gerekmez miydi?

Suriyelilerin kitle halinde aşı olmamak konusunda kararlılık göstermelerinin bir sebebi olmalı değil mi?

Bu sebep her neyse, halk tarafından bilinmelidir değil mi? Yoksa Suriyelilerin bildiğini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından saklamak için özel çaba mı sarf edildi?