Başbakan Mısır için telefonda!

Başbakan Mısır için telefonda!
Başbakan Mısır için telefonda!

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Mısır’da ordunun yönetime el koymasının ardından yaşanan gelişmelerle ilgili Birleşmiş M

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Mısır’da ordunun yönetime el koymasının ardından yaşanan gelişmelerle ilgili Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüştüğü bildirildi. Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Erdoğan görüşmede, “Mısır’da sivil iradeyi yok sayan darbe sonucu demokratik sürecin askıya alınmasından duyduğu kaygıyı” dile getirdi. Açıklamada, şunlara yer verildi: “Başbakanımız, Mısır’da tarafların aklıselim ile hareket etmelerinin, her türlü şiddet, çatışma ve tahrikten uzak durmalarının önemine dikkati çekerek, ülkede en kısa sürede seçimlere gidilmesinin ve halkın iradesine saygı çerçevesinde sivil yönetimin bir an önce tesis edilmesinin önemli olduğunu vurgulamıştır.”

 


Türkiye örneği

 


Öte yandan, Mısır’daki gelişmelerin yoğun biçimde irdelendiği Batı basınında 28 Şubat ile karşılaştırmalar yapıldı. The Observer’deki makalede, Mısır toplumunun geniş bir kısmının ülkenin demokratik yoldan seçilen ilk cumhurbaşkanına karşı yapılan darbeyi neden desteklediği sorusuna yanıt arandı. Darbeye verilen desteğin “üç ana nedeni” olarak “becerisizlik, ümmet beklentileri ve güçlü müttefikler” sıralandı. Mısır için en kötü senaryonun Cezayir’de 1992’de, İspanya’da 1936’da yaşananlar olduğu öne sürülen makalede şöyle denildi: “Daha az kanlı senaryo, bir grup generalin dönemin Refah Partili Başbakanı Necmettin Erbakan’a muhtıra vererek istifa etmesini istedikleri 1997 yılındaki Türkiye. Erbakan hükümeti, iktidardan uzaklaştırıldı ancak anayasa askıya alınmadı. Ayrıca Erbakan’ın Refah Partisi’nden ayrılıp yeni bir oluşum kuranlara sonraki seçime katılmalarına izin verildi. Nitekim 2002’de bunlardan biri olan AKP en büyük oy oranını elde etti ve hala Türkiye’yi demokratik bir biçimde yönetiyor.”

 


Demokrasiye veda

 


İngiliz The İndependent gazetesinin dış politika yazarı Rupert Cornwell de, “Demokrasi, top ateşi olmadan veda etmektir” başlığını kullandığı yorumunda Mursi’nin devrilmesini ABD eski Başkanlarından Richard Nixon’un 1974 yılında görevini bırakmaya zorlanmasıyla karşılaştırarak iktidara “veda etmeyi” bilen Nixon’un partisinin kısa bir süre sonra yeniden iktidara geldiğini vurguladı. Mısır’da bir darbe gerçekleştiği konusunda herhangi bir kuşku bulunmadığını vurgulayan Cornwell şu görüşleri de dile getirdi: “Mısır şanslı ise eğer işler çok kötü gitmeyebilir, tıpkı Türkiye’de döneminin İslamcı hükümetini deviren 1997 darbesi çizgisinde. Ancak daha kötü bir senaryoyu düşünün. Bu da, 1992 yılında Cezayir’de ordunun İslamcı bir partinin galip çıkacağı seçimleri iptal ederek ülkeyi on yıllık berbat bir şiddete sürüklemesi.”