Uzmanından prostat kanseri ve akciğer kanseri açıklaması

Uzmanından prostat kanseri ve akciğer kanseri açıklaması
Üroloji Kliniği uzmanlarından Doçent Doktor Binhan Kağan Aktaş, prostat kanserinde erken teşhisin önemini anlattı.

İHA’nın haberine göre; Uzmanlar, özellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerin yılda en az bir kere prostat kanseri tarama merkezlerine başvurarak tarama testleri yaptırmasını tavsiye etti. Erkeklerde en çok görülen kanser türlerinden biri olan prostat kanserinin çok sinsi şekilde ilerlediğini vurgulayan uzmanlar, hastalık belirtilerinin başladığı sıralarda geç kalınmış olabileceğini, erken teşhisin hayati öneme sahip olduğunu ifade etti.

Üroloji Kliniği uzmanlarından Doçent Doktor Binhan Kağan Aktaş, “Hiçbir şikayeti olmasa bile 50 yaş üzeri erkeklerin mutlaka yılda bir defa prostat kontrolünden geçmelerinin önemini vurgulamaya çalışıyoruz. Çünkü prostat kanseri erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü ve toplumda çok sık karşılaşılıyor” ifadelerini kullandı.

“PROSTAT KANSERİNDE ERKEN TEŞHİS YAPTIĞIMIZDA, TEDAVİLERİMİZ DE ÇOK BAŞARILI OLUYOR”

Prostat kanserinde belirti ve şikâyetler ile sağlık kuruluşlarına başvuru yapıldığı vakit, kanserin ilerlemiş olma ihtimalinin yüksekliğine de değinen Doç. Dr. Aktaş, “Prostat kanserinde erken teşhis yaptığımızda, tedavilerimiz de çok başarılı oluyor. Tüm kanserler için bu durum geçerli zaten ve erken teşhisin önemi toplumca da bilinen bir şey. Daha etkili takip edip, hiçbir yere sıçramadan, kanser daha prostatın içerisindeyken tedavi etme şansını buluyoruz. Hastalar da ameliyat veya başka bir yöntemle tedavi olmuşlarsa, farklı bir şey uygulamadan yaşamlarının devamını kan tahlili takipleri ile sürdürebiliyorlar. Ama geç kalındığında, mesela bazı hastalar bize idrarda zorlanma, idrarda kanama hatta kemiğe sıçramış hastalar, bel ağrıları, kemik ağrılarıyla gelebiliyorlar. Tabi o evrelerde yayılmış durumda olduğu için yapabileceklerimiz sınırlı oluyor. Hastaların günlük yaşamlarını biraz daha ağrısız ve konforlu geçirebilmeleri için yardımcı tedaviler uygulayabiliyoruz. Kalıcı kesin tedavi yöntemleri şansını yitirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.

“PROSTAT KANSERİ ERKEKLERDE AKCİĞER KANSERİNDEN SONRA EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ”

Prostat kanserinde erken evrede teşhisin kalıcı tedavi için çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Aktaş, “Hiçbir şikâyeti olmasa bile 50 yaş üzeri erkekleri mutlaka yılda bir defa prostat kontrolünden geçmelerinin önemini vurgulamaya çalışıyoruz. Çünkü prostat kanseri erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü ve toplumda çok sık karşılaşılıyor. Hatta yaşlı popülasyonda birinci sıraya kadar yükseliyor. Prostat kanseri başlangıçta hiçbir bulgu vermeyen sinsi bir hastalık. Hastalarımız genelde bize, ‘hangi şikayetlerimiz olursa şüphelenmeliyiz’ diye soruyor. Biz de şöyle cevaplayabiliriz bunu, ‘eğer bir şikayet vermeye başladıysa prostat kanseri, zaten baya gecikilmiş demektir.’ Sinsi bir hastalık olduğu için başlangıçta pek bulgu vermiyor. Zaten hastalarda da bu bilinci oluşturarak bahsettiğimiz yaş üzerindeki hastaların hiçbir şikâyetleri olmasa dahi bize başvurmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÇOK DA FARKINDA DEĞİLİZ BU KONUNUN”

Prostat kanseri tarama polikliniğine başvurarak tarama testine giren Kemal Tamer ise, “Bugün Prostat Kanseri Farkındalık Günü, ben de bundan dolayı hastanede randevu alarak buradaki tetkiklerime başladım. Şöyle söyleyeyim 50 yaş üzeri erkeklerde prostat kanseri görülme oranı yüksek biliyorsunuz. Bundan dolayı da ben başvurumu yaparak gerekli tahlilleri yaptırdım. Şu an da doktorlar ile de çalışmamız devam ediyor. Bu farkındalık gününde kimse yok burada. Ben daha çok kişi olacağını düşünüyordum ama benden önce iki kişi vardı onlar da gelmediler. Yani çok da farkında değiliz bu konunun” açıklamasında bulundu.

“SİNSİ BİR ŞEKİLDE İLERLİYOR”

Prostat kanserinin çok sinsi bir hastalık türü olduğunun altını çizen Aktaş, “Prostat aslında mesane yani idrar kesesinin hemen altında, koni şeklinde büyümediği zaman kestane kadar olan bir organ. Tüm erkeklerde olan bir organ ve bu hastalığın ismi değil organın ismi. İdrar kanalı da bu organın ortasından geçiyor. Şikâyet vermemesinin sebebi, hastalığın dış kısmından yani dıştan içeriye doğru başlaması. Daha çok kabuk kısmından biz kanseri tespit edebiliyoruz. Onu da zaten elle muayenelerimizde prostatın direkt dış kısmını muayene etmiş oluyoruz. Prostat kanseri dıştan içe doğru bir büyüme yaptığı için de ilk başta idrar kanalını kapamayabiliyor. O yüzden sinsi bir şekilde ilerliyor. Hasta geç kalmışsa ve idrar kanalını kapatacak derecede büyümüşse veya mesaneye doğru bir uzanım göstermişse, idrarda zorlanma, idrarda kanama şikâyetleri ile bize gelebilir hasta” diye konuştu.

İlgili Haberler