Virüs yeni salgını tetikledi: Koronafobi

Virüs yeni salgını tetikledi: Koronafobi
Kovid-19'a yakalanma korkusu vatandaşı takıntılı hale getirirken bu korku en çok kaygı bozukluğu ve obsesifleri etkiledi. Öyle ki gittiği markette kasiyerin ellerine dezenfektan dökerler bile var.

SÜMEYRA KIRCA / İSTANBUL / ÖZEL HABER

Tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüs ile birlikte hayatımıza yeni bir terim girdi: Koronafobi! Virüse yakalanmaktan korkan vatandaşlarda görülen bu rahatsızlık en çok obsesif gibi temizlik takıntısı ve kaygı bozukluğu olan kişileri vurdu. Uzmanlar koronafobiye karşı koymanın yollarını uzun süredir anlatıyor ancak biz korona virüs bir de obsesiflerin gözünden baktık. Muhasebecilik yapan Funda Ç., bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Virüs Türkiye'ye geldiği günden beri ellerimi yıkamaktan artık yara oldu. İşe gelir gelmez masamı temizliyorum, evraklara bile dezenfektan sıkıyorum. Daha sonra kağıtların kurumasını bekliyorum. Montumu herkesin kullandığı askıya asmıyorum, sandalyemde kalıyor. Markete gitmek artık işkenceye döndü. Maske, eldiven, gözlük takıyorum, muhakkak sırt çantamı alıyorum, asla bir yere dokunamıyorum. Yanımdan biri geçeceği zaman kenara çekilip onun geçmesini bekliyorum, geçtikten sonra yine bekliyorum çünkü onun nefesi havada kalmış da o bana bulaşacakmış gibi geliyor. Kasiyerin ellerine dezenfektan döküyorum. Eve gelince hepsini sabunla yıkıyorum, sürekli aynı rutin: Ellerini köpükle, çeşmenin başlığını köpükle, yıka, yıka yıka. Ya peçetede virüs varsa? Bazen ellerim havada kuruyor. Sanki virüs üzerimde yürüyor gibi kaşınıyorum."

İstanbul'da öğretmenlik yapan Fatma D. ise, koronafobi ile savaşını şöyle anlattı: "Türkiye'de virüs vakaları açıklandığından beri geceleri rüyamda virüs bir şekilde bizim evimize giriyor gibi görüyorum. Dışardan eve bir şey girmesine tahammül edemiyorum. Eşim dışardan geldiği zaman ben başka odaya geçiyorum, çünkü dışardan içeri bir şey girdiğini görünce sırılsıklam terliyorum. Korondan sonra eve yeşillik türü bir şey alamaz olduk çünkü ben onlara dokunamıyorum. Pencereleri açamıyorum evde, sanki rüzgarla eve virüs girecekmiş gibi geliyor. Ben kendimi bildim bileli obsesifim ama koronavirüten sonra psikolojikmen daha çok yoruluyorum. Arkadaşlarım da beni arıyor ve 'Virüsten sonra hepimiz obsesif olduk seni anlıyoruz, ne zor bir hayatın varmış' diyor. Eğitimci olduğum için çocuklarıma bu durumu yansıtmamaya çalışıyorum" dedi.

HAYATLARI İYİCE KISITLANMIŞ DURUMDA

Sinir Bilimi Uzmanı ve Psikiyatrist Yalçın Güzelhan, son dönemde koronafobi hastalığının giderek yaygınlaştığını söyledi. Önceden tedavi olmuş obsesif ve kaygı bozukluğu yaşayan insanların yeniden hastalandığını ve telefonlara yetişemediğini anlatan Güzelhan, "Korona virüs ile ilgili televizyon programları, özellikle panik bozukluğun ve obsesif bozukluğun çok artmasına neden oldu. Bu programları yapanların bu toplumda, zaten yüzde 1'ini panik, yüzde 3'nün de obsesif hastası olduğunu unutmaması gerekiyor. Burada obsesif bozukluğun en çok görülen türü bulaşma obsesyonları. Kirin pisin kendine bulaşacağı türü çok yaygın. Korona virüs tedbirlerin konuşma şekli bu hastaların sayısını misliyle artırdı. Bu hastalar her dokundukları yerde mikrobun kendisine bulaşacağı korkusuyla hayatları iyice kısıtlanmış durumda" dedi. Bu kişilerin televizyon izlememesi gerektiğini belirten Güzelhan, "Kendilerine hobi bulsunlar. Müzik ve resim yapsınlar, komik filmler izlesinler" tavsiyesinde bulundu.

İlgili Haberler