Y-CHP ile "buğday ambarı" hesapları!..

Kılıçdaroğlu’nun açtığı kapıdan dalıp kendilerini “buğday ambarına” girecek zanneden siyasi zevat, kendilerine “yapmayın efendiler yazıktır günahtır!!” diyenlere bozuluyorlar!..
Kendilerine “kulp” ararken de şöyle diyorlar.. Seçimler yaklaşıyor, AKP’den nasıl kurtulacağız!.. Tek kurtarıcı CHP!.. Bu yüzden
Y-CHP’ye Amerikancı, Kürtçü falan denilmemeliymiş..
Başüstüne!..
AKP gitsin de ne olursa olsun.. Zaten derdimiz AKP’nin kimlikleri!.. Teslimiyetçi icraatı sayesinde PKK’nın aldığı yolla, Ermenistan denilen fısırıktan devlete kafa eğmeyle falan bir sorunumuz yok!
Tek sorun, AKP’nin iktidar gücünü kırıp elindeki imkanları kapmak!..
Böylece “buğday ambarı” bizim olsun da ne olursa olsun..
Efendiler... Hani şeytanın avukatı yok; soruyorum.. Salonda Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Che” dahi yapan pankartlara kadar uğraşan o toplama tribün kadrosuna ‘Türk Bayrağı’ taşımak zor mu geldi!..
Bundan sonra, CHP’nin Atatürkçü altı ok tabanı vatansever seçmenler çok duyarlı olmak zorundalar.. Bu yolun devamında Kandil kadrolarını daha yoğun TBMM’de görürsek biliniz ki günahı boynunuzda olacaktır..
Bir okuyucum; Sayın Dicle Eroğul, şunları yazmış...
“Parti Meclisi’nde; Sorosçu, 2. Cumhuriyetçi, AKP’nin BÖLÜCÜ AÇILIM politikalarının destekçilerinin; terörist başını siyasi figür olarak kabul edip, doğum gününün gösterilerle kutlanmasını normalleşme olarak kutsayan, Anayasadan Türk vatandaşlığı tanımının çıkarılmasını isteyen, ALTI OK’u tarih olarak gören isimlerin yer almasının vebalini vicdanlarınızda taşıyamazsınız.
Parti Meclisi’ni, Cumhuriyet’imizin kuruluş değerlerinden taviz vermeyecek, antiemperyalist, Atatürkçü kadrolar oluşturmalıdır.
Kurtuluş Savaşı öncesi koşulları yaşamakta olduğumuz bugünlerde yapılacak olan PM listesi seçimi, CHP’den de öte Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir. Cumhuriyeti kuran Partimize ve kadrolarına, tarihi bir görev düşüyor. Sadece bugünün değil geleceğin de sorumluluğu omuzlarınızdadır...”
Tam bu seçmenin beklediği kadro görev başında değil mi!?
“Buğday ambarına” girenlerin çoğunlukla  “Memur Kemal tarikatı” ile Gürsel Tekin hemşeri lobisi patentli olması kadar dikkat çekici bir onur konuğuna işaret edelim...
Rahşan Ecevit!.. Kocasının “mavi gömleğini” Kılıçdaroğlu’nun eline teslim etmenin hazzı içerisinde, Baykal’a nispet vermenin huzurundaydı.. Bülent Bey’in mezarında pervane olduğuna aldırmadan.. Ecevit, şimdiki kafaya sırtını dönmek için CHP’den kaçmamış mıydı?!. Olsun!.. Rahşan intikam alıyor, sırf bu yüzden kan davası güdüp arkasından muhbirlik yaptığı Haberal’dan övgüyle bahsedilmesine de katlanıyor!..
Aslında çok ders alınacak bir kurultay izlenildi...
Türkiye’nin dumura uğramış krema tabakası, yeniden iktidara gelebilmek, güç odağını oluşturabilmek için gayret sergiliyorlardı...
Cumhuriyetin hep kremasını oluşturmuş ailelerinin mevcut nesillerinin siyasi önderlikleri kapma yarışında olduklarını gördük.. Öyle yapmalıydılar çünkü Türkiye onlara babalarının mirasıydı!..
Bunu yaparken de böyle günlerde vatandaş tabanına göz süzmeleri gerekiyordu.. “İşçi, memur, yolsuzluk, emeklilik” sözcükleri de hep kullanılan kalıptı ve böyle gelmiş değil miydi?!..
Yalnız, küçük bir durum var!..
Bu Y-CHP “Buğday ambarına” falan dalamaz!.. Tayyip’in iktidarını kırmak bir yana, O’nun değirmenine su taşır!..

Yazarın Diğer Yazıları