Yardımseverlik
Amerika’da bir plajda yaşanan olayı telefonla çeken birisi sosyal medyada yayınlamış olmalı ki, ana akış haberlerde yer aldı. Çocuklu ailelerin gözü önünde kumlara uzanmış bir çift yatak odasındaymış gibi rahat davranışlar sergiliyor. Tepki gecikmiyor ve yangı geçirmekte olan kadın ve erkeğin üzerlerine serpiliyor. Yatay pozisyondaki arsız dikey pozisyona geçerek suyu dökene efeleniyor. İşte tam o andan sağdan soldan birçok genç herifin üzerine yürüyor ama aynı anda etraftan pek çok kişi adamın üzerine giderek durumu kontrol altına alıyor.
Bu olayda en dikkate değer eylem, âşıkların keyfini bozan gence diğer plaj sakinlerinin anında destek vermesiydi. Doğru bir eylem yaptığını düşündükleri için hiç tanımadıkları bir kişiyle beraber olup ayaklandılar ve uygunsuz davranışta bulunan ama keyfi bozulunca horozlanan herifin üzerine hep beraber yürüdüler. Toplumlarda, 68 kuşağı aylakları gibi davranan kişilerin, geleneksel-muhafazakâr değerlere sahip insanların ve tabii bunların dışında anı yaşayan, ailesi işi gücü ile uğraşan, çoğunluğun orta yolunu fazlaca düşünmeden benimsemiş kişilerin varlığı çok normal. Ama iş hepimizi rahatsız eden bir normal dışılığa müdahale edip zor durumda kalan birine yardıma gelince biraz karmaşıklaşır; bireyle toplumu kaynaştıran ahlak burada lazım olur.
***
Günün herhangi bir saatinde, herhangi bir yerde, herhangi bir otobüsün içinde hiç tanımadığınız insanlarla bir arada olduğunuzu, otobüsteki herkesin acil, önemli ve ertelenemez işleri olduğunu düşünün. Otobüs şehrin dışında bir yoldan ilerliyor farz edelim. Yol gittikçe dikleşmeye başlasın. Bir noktada otobüs artık yolcu yükünü çekemez olsun. Şoför yolda kalan otobüsün içine doğru seslensin. “Eğer bir kişi inerse yola devam edebiliriz!” İşte ciddi ve ahlaki bir seçim ânı. Çünkü hiç kimse araçtan inmeyi düşünmeyecekti, çünkü herkesin işi çok önemlidir!
Peki, otobüs şoförünü araçtan atalım ve aracı başkası kullansın! Olur, ama iki sorun var. Bir: şoför o kadar zayıf ki onun araçtan atılması işe yaramıyor, onunla bir kişinin daha araçtan inmesi gerekiyor. Sorun iki: Herkes aynı yere gitmiyor ve herkes şoför değil. O halde? Herkes hep birden inip yokuş bitene kadar aracın yanında mı yürümeli? Adil bir teklif. Ama kesin çözüm değil. Çünkü yokuşu yürüyemeyecek kadar yaşlı veya hasta kişiler de var yolcular arsında.
Sorun bu şekilde uzar gider ve toplulukta ya yardımlaşma ve uzlaşma yolu bulunana kadar iş birliği devam eder. Etmezse zorbalık başlar. Ama burada asıl dikkat çekmek istediğim şey, her bir bireyin tek tek kendi ahlaki sorumluklarını bilincine varıp varmadıklarıdır. Amerika’daki olay örneğinde bu iradenin en az üç beş kişide aynı anda harekete geçtiği görülüyor. Ancak tolum kalabalıklaşıp ilişkiler karmaşıklaştıkça bireylerin tepki verme süre ve biçimleri farklılık gösterebilir. Bu toplumdan toluma değişebilir de. Nitekim aynı ülkede farklı yerlerde insan davranışlarının çok değişik tezahür ettiği videolar izledik. Bu toplumların her bakımdan ve tam olarak bir homojenlik arz etmeyeceğini gösteriyor.
Dilenciler, evsizler, uyuşturucu müptelaları, yaşlılar, hastalar, çaresizler, deliler ve ezikler her toplumda görmezden gelinen, horlanan, aşağılanan, yaşamaları fuzuli sayılan kitleler görmezden gelinmiyor mu? O vakit bütün toplumlarda ahlaki bir dalgalanma, iniş ve çıkış yaşandığını, yani toplumların farklı zamanlarda, farklı yerlerde, farklı olaylara, farklı insan gruplarını eşleştiği anlarda farklı tepkiler verebiliyor.
Bir sokak köpeği sürüsünün saldırısına uğrayan kişiye sağlığını hiçe sayarak müdahale eden insanlar olduğu gibi olayı seyredip müdahale anında hayvanları uzaklaştırmak için bağıran tekme veya sopa savuranları “hayvan düşmanı” olarak niteleyenler de olabilir. Bu durumda yine olaylar karşısında hangi tür tepkiyi seçtiğimiz (kurtarma mı eleştiri mi) bizim ne tür bir insan olduğumuzu belirler, yardımsever-hayvan sever. Bence yardımseverlik, hayvan severliği de içeren bir alışkanlık. İnsana, hayvana, kurda kuşa yaşamak hakkı olan her bir varlığa… Demem o ki, insanlara yardım etmek için gerekirse otobüsten inen ben olurum. Yeter ki yolda kontrolden çıkmış köpek sürüsü olmasın!