"İddianameyi bile okumadık!"

"İddianameyi bile okumadık!"
Davanın ilk hakimi Şengün, iddianameyi okumadan kabul ettiklerini itiraf ederken, "Şimdi olsa kesinlikle geri çevirirdim. Böyle bir örgüt kesinlikle yok" dedi

"İddianameyi bile okumadık!"

Ümraniye Davası'nın ilk hakimlerinden Köksal Şengün, davaya ilişkin tüm ezberleri bozdu. "Askeri hâkimler komutanın emrinde çalışır derler ama gördüğüm kadarıyla sıkıyönetim mahkemelerindeki hâkimler daha demokrattı" diyen Şengün, binlerce sayfayı bulan iddianameyi tam okuyamadan kabul etmek durumunda kaldıklarını söyledi. Şengün, "Okuduk desek yalan söyleriz. Şimdi olsa o iddianameyi geri çevirirdim" dedi. Birçok karara "şerh" koymasıyla gündeme gelen Şengün, Ümraniye Davası'nda 3 yıl görev yaptıktan sonra HSYK kararıyla 2011'de Bolu'ya atanmıştı. Davada gördüğü yanlışları, eksikleri ve özeleştirileri anlatan Şengün, şöyle konuştu:

Gizli tanığa itibar

"Yanlışlıklar çok. Bazı araştırmaların yapılamadığı kanaatindeyim. Örneğin, o CD'lerin incelemesi yapılmadı. Gelişmeler de gösteriyor ki, deliller irdelenmemiş. Bilgisayarınız veyahut akıllı telefonunuz varsa bombanın üzerinde oturuyorsunuz demektir. Bunlara herkes el atabilir, sizden habersiz bazı şeyler yüklenebilir, istenilen tarih atılabilir. Beyanatlarıyla ilgili bilgi sahibi olduğu anlaşılan kişilerin de dinlenmesi gerekirdi. Ancak mahkeme sürecinde tanık yerine, hep gizli tanık dinledik. Gizli tanık dediğiniz kişilerin tamamına yakını gayri kanuni, yani suç işlemiş insanlar. DHKP-C'den ceza alanlar da var aralarında, başka davalardan da. Gizli tanıklığın da ceza indiriminden yararlanma diye bir avantajı var. Dolayısıyla bunların anlatımlarının ne derece doğru olduğu irdelenmediği gibi, gizli tanıklar dinlenirken bazı noktalar açıkta kaldı. Savcılık aşamasında belirttikleri mekan ve saatler veya karşılarındaki muhatap insanlarla ilgili bir bağlantı hiç kurulmadı. Salt gizli tanıkların ifadesi ile yetinildi."

Yok böyle bir örgüt

"Devlet sırrı" kavramının Türkiye'de geniş kullanıldığının altını çizen Şengün, "Bir yığın suç işliyorsun, sonra bunu devlet sırrı adı altında gizlemeye çalışıyorsun, olmaz böyle şey. Suç varsa davamı açarım, suç duyurusunda bulunurum. Adam öldürmek, işkence etmek, dağa kaldırmak devlet sırrı olmaz. Fakat bunları yaptık Türkiye'de maalesef. Benim baktığım davada içeri alınan insanların hiçbiri birbirini tanımaz. Nerededir bu örgüt. Bir örgütü devlet bulur. Devlet der ki size, 'Bu örgüt şu eylemleri yapmıştır, silahlıdır.' Biz de ona göre 'silahlı örgüt' deriz, 'silahsız örgüt' deriz. Bizim önümüze koydukları torbanın içine herkesi atmışlar, yan yana bıraksan birbirlerini ısırırlar bunlar. Öyle insanlar var ki içerisinde, birbirlerine kurşun atarlar. Ben bu kadar örgüt davasına baktım, bu şekilde oluşmuş bir örgüt görmedim. Yok yani, yok. 'Bunlar bir araya geldiklerine göre bir halt karıştıracaklar' diyerek insanlara ceza verilimez. Öyle bir şey yok, sadece o görüntüyü vermişler. Ortak noktaları iktidara karşı olmaları" dedi.