Faizsiz bankacılıkta pasta büyüyor

Faizsiz bankacılıkta pasta büyüyor
Ali Babacan, sektördeki faizsiz bankaların sayısını artırmayı planladıklarını belirterek “Güçlü sermaye yapısına ve itibara sahip yeni katılım bankalarına kapımız açık” dedi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Mevzuatımızın uygun gördüğü nitelikleri taşıyan, sektöre katkı vereceğini düşündüğümüz, güçlü sermaye yapısına ve itibara sahip yeni katılım bankalarına kapımız açıktır” dedi. Babacan, 13. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, katılım bankalarıyla sadece bu genel kurul vesilesiyle değil, farklı vesilelerle de bir araya geldiklerini ve sektörle ilgili birçok konuyu masaya yatırıp çözüme kavuşturmaya çalıştıklarını belirtti. 

Ziraat ve Halkbank
Başbakan Yardımcısı Babacan, geçen yıl sonu itibariyle bankacılık sektöründeki toplam şubelerin yüzde 8,1’inin ve istihdam edilen personelin yüzde 7,8’inin katılım bankalarına ait olduğunu dile getirerek, mart 2014 itibariyle sektörde mevduatın krediye dönüşüm oranının yüzde 109 olduğunu aktardı. Mevzuatın uygun gördüğü nitelikleri taşıyan, sektöre katkı vereceğini düşündükleri, güçlü sermaye yapısına ve itibara sahip yeni katılım bankalarına kapılarının açık olduğunu ifade eden Babacan, sözlerini şöyle tamamladı: “İster mevcut bankalara ortaklık ister sektöre yeni giriş şeklinde olsun yeni katılım bankalarının kurulması konusunda artık kapılarımız açıktır. Tabii ki kriterler vardır, BDDK bu kriterlere göre başvuruları inceleyecektir ama  biz sektördeki katılım banka sayımızı da artırmayı arzu ediyoruz. Bunun özel sektör eliyle olmasını istiyoruz ama daha önceden de açıkladığımız gibi Ziraat, Halkbank, Vakıfbank bu sektöre girmeye karar verdi. Her banka bu konuda farklı stratejilerini sürdürüyor.”  Katılım bankalarının 1980’li yıllardan itibaren finansal kurum ve araçların çeşitlendirilmesi, finansal sisteme derinlik kazandırılması için Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığını ifade eden Babacan, şunları söyledi: 

1.7 trilyon dolar
Uluslararası bir danışmanlık firmasının derlediği bilgilere baktığımızda, dünya çapında 75 ülkede 600’ün üzerinde İslami finans kuruluşu bulunuyor ve 2013 sonunda da İslami bankacılık sektörünün varlıklarının toplamı da 1,7 trilyon dolara ulaşmıştır. 2018 yılı sonunda bu rakamın 2’ye katlanması beklenmektedir. Türkiye’de ise baktığımızda bilanço büyüklüğünün 2018 sonu itibariyle 121 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Hem dünya hem de Türkiye’de devam edecek bir sektörden bahsediyoruz. 


Sukuk piyasasındaki payımız iyi değil
Faizsiz finans sisteminin en önemli enstrümanlarından biri olan kira sertifikasına ilişkin tüm düzenlemelerin hem özel sektör hem de kamu için tamamlanmış durumda olduğunu ve işlemlerin yoğun bir şekilde devam ettiğini aktaran Babacan, “Hazinemiz 2012 yılından itibaren hem yurt içi hem yurt dışında kira sertifikası ihraçları yapmakta ve her bir ihraç ciddi bir taleple karşılanmakta. 20 Mayıs 2014 tarihine kadar Hazine Müsteşarlığı iç piyasaya 6,3 milyar lira, dış piyasaya da 2,8 milyar dolarlık bir ihracı tamamlamış durumda. Özel sektörümüz de bugüne kadar yaklaşık 3 milyar liralık bir kira sertifikası ihracı gerçekleştirdi” diye konuştu. Toplam sağlanan kaynaklar fena rakamlar olmasa da 2012 yılı itibariyle dünyada toplamda 240 milyar dolarlık bir kira sertifikası, sukuk ihracı olduğu düşünüldüğünde Türkiye’nin payının çok iyi olmadığını ifade eden Babacan, burada önemli bir potansiyel olduğunu ve büyüyen bir sektörden bahsedildiğini dile getirdi.


BDDK: Mevzuatta değişiklik lazım
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, “Faizsiz finans alanında ürün ve hizmet çeşitliliğinin artması için vergi konusu başta olmak üzere mevzuatta da değişiklikler yapılması gerekmektedir” dedi. Katılım bankacılığının gelişmesi konusunda da bazı adımların atılması gerektiğini dile getiren Öztekin, faizsiz finansa yönelik algıları olumlu yönde etkileyecek faaliyetlerin bütün taraflarca yoğunlaştırılması ve bu alandaki faaliyetlerin, katılım bankacılığı hakkında bilgi sahibi olan ve olmayan kesimlerin ihtiyaçlarına göre ikiye ayrılması gerektiğini söyledi. Katılım bankacılığı sisteminin işleyişinin ve farklılığının bu kitleye doğru ve eksiksiz anlatılmasının önemli olduğunu vurgulayan Öztekin, nitelikli insan kaynağı eksikliğinin giderilmesi yolunda çalışılması gerektiğini belirtti. Sistemin kurumsal yapısının ve hukuki altyapısının güçlendirilmesinin önemine işaret eden Öztekin, “Hukuki altyapının güçlendirilmesi amacıyla birtakım düzenlemeler yapılmakta ise de ideal bir mevzuat altyapısı için daha kapsayıcı bir bakış açısı gerekmektedir” dedi.