Yine aynı: ‘PKK’lılar dediklerini yaptıracaklardır’
Arada “Biz demedik mi!” notu düşmek için bir eski yazımı veririm. Aşağıdaki yazım bugün de geçerli mi, değil mi? Siz karar vereceksiniz. Bu yazılar birkaç cilt olarak kitaplaşacak. Onun için yazı çıktıktan sonra daha ne olduğunu ara ara not düşerim. O notu da vereceğim.
Geçmişte PKK’nın oyununa sık gelindi. 2009’da Habur’dan PKK militanları içeri sokuldu. Hemen orada çadır mahkemesinde, “Siz suçsuzsunuz, buyurun...” denildi. PKK destekçileri Kandil militanlarını büyük törenlerle şehir şehir gezdirdiler. Sonra ne oldu? Kan gövdeyi götürdü.
Hükûmet, müttefikleri Dr. Devlet Bahçeli’nin başlattığı “barış” hamlelerinde son derece ihtiyatlı hareket ediyor. Çadır mahkemelerinden sonra neler olduğunun farkındalar. Bir de 2013-2015 arası “çözüm” dedikleri dönem yok mu!... Neredeyse ülke bölünüyordu. Artık taviz vermediler. Bütün güçleriyle PKK’nın üzerine gittiler. Görüntüye bakılırsa, silahlı PKK’lılar Türkiye’de silindiler. PKK en son Ankara’da TUSAŞ’a 23 Ekim 2024’de saldırdı. Beş insanımızı kaybettik. PKK militanları da öldürüldü. PKK’nın saldırıları Türkiye dışından. Irak’ta varız, Suriye’de varız. Ne yazık ki, ara ara şehitlerimiz geliyor.
Mesele bütünüyle PKK’yı bitirmek. PKK’nın baş militanları, Ankara’nın tavrını kesin görünce “PKK” adını siliyorlar. ABD’nin hediyesi binlerce TIR silahtan belki birkaç TIR silahı teslim edecekler.
Şimdi bütün mesele Abdullah Öcalan’ı hiç olmazsa, rahat edeceği bir mekâna nasıl taşıttıracakları.
Abdullah Öcalan’ın rahat ettirilmesi zaman zaman tartışılmıştır. Aşağıdaki yazı 22 yıl önce yine bu köşede çıktı.
***
‘PKK’lılar dediklerini yaptıracaklardır’
Tâ başından beri yazdım. Öcalan İmralı’da tutulmamalıdır. İmralı’da tutulması demek sizin “eşkıya başı” dediğiniz adamı önemsemektir. Siyasî bir hareketin başı kabul etmektir. Açıkça söylüyorum; dolayısıyla muhatap kabul etmektir.
Alalâde bir hapishaneye tıkılmalı, diğer mahkûmlar gibi muamele görmeli idi. Ecevit Hükûmeti bunu yapmadı.
İmralı’daki duruşmaları takip ettim. İmralı adasına gidiş gelişleri, nasıl korunduğunu gördüm. İmralı daha önce açık cezaevi idi. Burada tarım ve besicilik yapılıyor, ülkeye de faydalı olunuyordu. Bir Öcalan için koca ada kapatıldı; mahkûmlar başka yerlere gönderildi. Tarım ve diğer işler yok edildi.
Öcalan için harcanan para sık sık gündeme geldi. Trilyonlar harcandığı, hem de senin benim cebimden harcandığı bilinen gerçek.
Şimdi Öcalan’ın legal ve illegal kuruluşları, Öcalan’ın İmralı’dan başka yere nakledilmesi için gösteriler yapıyorlar.
Bu cesareti nereden aldılar? Daha önce bu tür gösteriler neden yapılamıyordu? İki sebebi var: Birincisi önceleri Öcalan’ın idam edilmesi korkusu. Bu korkuyu Ecevit Hükûmeti zamanında atlattılar. İdam cezası kaldırıldı. İkincisi ise; Avrupa Birliği Uyum Kanunlarıyla, PKK’nın uğrunda mücadele ettiği hemen bütün hakların verilmesi...
Önce Öcalan’ı normal bir hapishaneye geçirtecekler, sonra Avrupa Birliği Uyum Kanunlarını ileri sürerek serbest bırakılmasını isteyecekler.
PKK, bu hükûmet kurulduğundan beri faaliyette... Birçok bölgede topyekûn saldırı için emir bekliyor. Fırsat buldukça, militanlarını ısındırmak için mevzi saldırılar yapıyor. Hatırlarsanız, PKK saldırıları ve hükûmet başının tavrıyla ilgili çetele tutardım; hangi şehit cenazesine gitmedi, hangi düğüne gitti, diye... Baykal’ı da çeteleye dahil etmiştim. Şimdiye kadar şehit cenazelerine gitmediler ama artık sayısını unuttuğum düğünlerde, nişanlarda görüldüler.
Çetele tutmak üzüntü veriyor. Anladım ki, bunların halkın acısıyla ilgilileri yok. Halkımız da bunu artık biliyor.
PKK’lılar yeni taktikle hemen bütün illerde gösteriler yapıyorlar, yakıp yıkıyorlar. Birinci merhale Öcalan’ın normal bir hapishaneye nakli. Bu gösteriler AB’nin ilgisini çekecek ve Türk hükûmetine baskı yapacak, bilmem ne kriterleri ve AB Uyum Kanunları gereği, insan içine çıkabileceği en iyi hapishaneye nakledin, diyecek.
Önünde sonunda bu olacak... Öcalan İmralı’dan çıkarılacak... Önce bir normal hapishaneye ardından da... Gerisini telaffuz etmek istemiyorum.
Zamanında yazıldı, söylendi, bu adamı böyle tecrit etmeniz, böyle masraflı tutmanız gereksiz. Taşıyın, dendi. Sonunda buna gelecekler, PKK’lıların dediğini yapacaklar.
O zaman halkın sözünü dinleyip normal hapishaneye taşısalardı, bugün PKK’nın isteklerini yerine getirmemiş olacaklardı.
Son haber Bask bölgesinden... İspanya’nın Bask bölgesinin parlamentosu, kendi parlamentosuna bağımsızlık için teklif vermiş. Ve ayrıca referandum yapacaklarmış. Bu bölgeyi gittim. Federatif sistemin meseleyi çözmediğini yerinde gördüm. Ayrı konu...
İspanya, meselesini çözdü, biz de “Bask modeli”ni alalım, diyenlere duyurulur. Bizim AB Uyum Kanunları Bask modeline azamî derecede benzetilmişti. Bu uyum kanunlarının uygulanmasının sonunda bize ne getireceğini, bizim insanlarımızı birbirleriyle nasıl farklılaştıracağını, Abdullah Öcalan’ın hapisten davul zurnayla nasıl çıkarıldığını hep beraber göreceğiz.
Acı nokta:
Geçen gün ASAM Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ Beyle sohbet ediyorduk. Ümit Özdağ: “Bu gidişle bir gün gelecek, Güneydoğu’’da yeni yapılanmaya giderken Türkiye’nin hangi şehirlerden itibaren sınırı çizerse kârlı çıkabileceği hesabı yapılacak.” demişti.
Sağ olsun 57. ve yeni hükûmetlerimiz AB havucuyla bizi oraya doğru paldur küldür sürüklüyorlar. (28 Ekim 2003)
***
Sonra düştüğüm not:
PKK’nın başı Abdullah Öcalan, İmralı’dan taşınmadı. Ama ona yeni hapishane yaptılar, yanına mahkûmlar verdiler. Sadece radyo dinleyebiliyordu, televizyon da koydular. Avukatları ve yakınları her çarşamba İmralı’ya gidiyor, talimat alıp PKK’ya ve PKK’nın siyasî kanadı DTP’ye ulaştırıyorlar. Aralık 2009’da DTP kapatıldı, yerine BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) geçti. DTP’nin 21 milletvekili vardı. Partinin Öcalan icazetli başkanı Ahmet Türk ve eski icazetli başkanlarından Aysel Tuğluk, beş yıl siyasetten yasaklanınca PKK’lı milletvekili sayısı 19’a düştü. Onlar da kesinlikle “Sine-i millet”e döneceğiz. dediler. Hatta Muş milletvekili Sırrı Sakık neredeyse yemin billah ediyordu “Ayrılacağız.” diye. Öcalan, avukatlarıyla “Parlamentoda kalacaklar.” diye emir gönderdi ve emri Ahmet Türk bizzat açıkladı: “Sayın Öcalan istedi arkadaşlarımız parlamentoda kaldı.”
Öcalan ne derse yapılıyor. Türkiye’nin siyasetini de Öcalan yönetiyor. Yeni tahsis edilen hapishaneyi beğenmediğini söyledi, yer yerinden oynadı. Hemen Ak Parti Hükûmeti, Öcalan’a yeni yeni imkânlar sundu. Öcalan: “Biraz iyi, yeni pencere açtılar.” deyince, ortalık durulur gibi oldu. PKK’ya ve taraftarlarına Öcalan’ın tam hâkim olduğu görülünce, bazı yazar-çizer takımı Öcalan’ı muhatap alın bu iş bitsin, demeye başladı.
Öcalan muhatap alınırsa Türkiye bitmiştir.
***
Ve en son gelişmeler... PKK’nın PKK adını kaldırıyoruz, silahları teslim ediyoruz oyunu her şeyi açık ortaya koyuyor. PKK militanlarının zehir zemberek açıklaması, hedefin asıl Türkiye’yi bitirmek olduğunu göstermiyor mu?
İslâm ülkelerinin tercihleri kölelik mi?
‘Politik ruh hastalıkları’
Biz Türkler, biz Yahudiler!
Vuruşa vuruşa neyi halledecekler?
Asıl tehlike İsrail için mi İslâm ülkeleri için mi?
HAMAS’ın vebali, Netanyahu’nun vebali
‘Amerika katil katil’
‘Ermeni Kilisesi ve Türkler’
İç tenkit ‘düşmanlık’ mı?!
‘Bildiriler’le nereye varılır?









