Yine aynı sonuca ulaşıyoruz

Yine aynı sonuca ulaşıyoruz

Değerli okurlarım, iki haftalık bir aranın ardından bugün, tam olarak kaldığım yerden devam ediyorum yazıma: Hayat pahalılığı, Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı, özetle ekonomideki olumsuz gidişat, halen başlıca gündemimiz. "İki haftada hiçbir şey değişmedi" dahi diyemiyorum, zira değişti, ancak olumsuz yönde. Değişmeyen şey, kötüye gidişin hâlâ sürüyor ve bu gidişe sebep olan politikaların da ısrarla sürdürülüyor oluşu.

Türk Lirası, geçtiğimiz ay, yıl başından bu yana en çok değer kaybeden para birimi olmuştu. Denenmişi deneyen ve asla ders almayan, hatalarında ısrarlı olan yönetim anlayışı yüzünden bu ay da sonucun aynı olacağı şimdiden belli. Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın "faiz sebeptir" diye açıkladığı yanlış iktisat politikasının sonucu Türk lirası her geçen gün, daha da değer kaybediyor.

Yanlışta ısrar

Merkez Bankası, politika faizini düşürünce, Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı arttı.

Oysa daha önce verilmiş dört kararda da aynı sonuç alınmıştı zaten: Faizi indirme kararının ardından Türk lirası dolar karşısında değer kaybı yaşamış, bunun akabinde de enflasyon artmıştı.

İktisatçılar, bu husustaki ısrarı açıklayamıyor; çünkü anlayamıyor.

Üstelik, yöneticilerin "dövizdeki artışın faiz indirimiyle ilgisi olmadığı" yönündeki açıklamalarıyla ekonomideki güven kaybı daha da perçinleniyor ve Türk lirasının değer kaybı hızlanıyor.

Denge ve denetim mekanizmalarından yoksunluk

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine kadar, Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın faiz karşıtı söylemlerinin ekonomideki etkileri belli bir seviyedeydi.

Sebebi, elbette ki Cumhurbaşkanının Merkez Bankası üzerindeki gücünün de belli bir seviyede olmasıydı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra çıkarılan 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve bu çerçevedeki 3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Cumhurbaşkanı, tüm kamu kurumları ve Merkez Bankası üzerinde "keyfi atamalar" yapma yetkisini eline aldı. Hatırlarsanız, yeni düzenin ilk kurbanı Murat Çetinkaya oldu.

Hâl bu olunca, kurban olmaktan korkan kimse, Cumhurbaşkanına iktisat kurallarından bahsedemedi, bahsetmeye cesaret edenler de görevden azledildi.

"Yanlışa yanlış" diyen kimse olmayınca,

Yanlışı denetleyecek bir kurum olmayınca,

Yanlış yaptığında denetleneceği düşüncesi ve çekincesini yönetenlere hissettirecek bir denge mekanizması olmayınca;

Bugün dolar 9,6 lira!

Kurumsal akıl, birbirini dengeleyen ve denetleyen kuvvetler, bugün Türkiye''nin tüm sorunlarının çözüm anahtarı.

Yazarın Diğer Yazıları