AKP sağlık ocaklarını göstere göstere taşeronlaştırdı!

AKP sağlık ocaklarını göstere göstere taşeronlaştırdı!

Liberalizmin etkilerinin Türkiye’de görülmeye başlandığı Özal dönemi politikalarının sonucu sağlık sektörü bile özelleştirildi!

Genç cumhuriyetin sağlıkta başlattığı mücadele bu politikalar sonucu rafa kaldırılırken doktorlar taşeronlaştırıldı, sağlık çalışanlarını ise güvencesizleştirildi!

Aslında dünyada dünya bankasının baskılarıyla estirilen rüzgarın bir sonucuydu sağlıkta reform çalışmaları.

Türkiye’de ise iktidar 90’lı yılların sonunda sağlık ocaklarının ayakta kalması için direniyordu!

Peki 2003’te ne oldu dersiniz?

İktidara yeni gelmiş olan AKP, yılların reform çalışmasını kendi projesiymiş gibi halka sundu!

Aslında sağlığın bu hale geleceği “sağlıkta dönüşüm” reformunun satır aralarında gizliydi!

İktidarı o dönem eleştiren çok oldu!

Eleştirenler bağnaz, gerici, statükocu ilan edildi!

AKP hazırladığı kitapçıkta diyordu ki;
Sağlık çalışanlarının devlet memuru statüsünde olmasında mahzurlar görülmekteymiş!

Neymiş bunlar?

Birinci sakınca, çalışanlar arasında bölge, şehir farkı olmadan sabit ücretin ödenmesiymiş!

Diğer taraftan merkezden yapılan müdahaleler çalışma güvenliğini azaltmaktaymış!

Bu durum siyasi etkilerin yoğunluğu ile birleştiğinde sorun daha da büyümekteymiş!

Evet bunlar kısmen sorundu belki ama yerine gelen sistemdeki eksikliklere göre devede kulaktı!

Bakanlık reform çalışmasında diyor ki:
“Sağlık yönetimi ile işletme yönetiminin birbirinden ayrılmamış olması, nitelikli yönetici teminindeki güçlükler ve yöneticilerin eğitimindeki eksiklikler sistemi zayıflatmaktadır”

AKP, sağlık çalışanlarını yük olarak görüyordu kendine!

Kendince o yükü attı omuzlarından!

Peki geriye ne kaldı dersiniz?

Şöyle tirajikomik bir sistem:

AKP, doktor hem işletmeci hem doktor olmaz diye reform getiriyorum dedi, doktoru taşeron haline getirdi!

Sağlık çalışanları devlet memuru olursa sakıncalar var dedi, sağlıkçıları açlığa mahkum etti!

Bahane olarak sunduğu ne varsa tam da bunların gerçekleşmesini sağladı!

Eski sistemden şikayet eden AKP’nin getirdiği sistemde doktor, Aile Sağlığı Merkezi binasını buluyor, personeli seçiyor, tuvalet kağıdından el sabununa kadar her şeyi alıyor, elektrik, doğalgaz ve su faturalarını ödüyor ve personel maaşlarını ayarlıyor!

2010 yılından beri AKP, taşeron doktora iki kuruş ödenek vererek “çalışanlarına maaş ver ve sağlık merkezinin diğer giderlerini karşıla” diyor.

1920’li yıllarda tıp alanındaki aşırı uzmanlaşma karşısında hastaların ortada kaldığını gören ve aile hekimliği kavramını ilk ortaya atan Francis Peabody sanıyorum bugünkü taşeron aile hekimliği sistemini kastetmemişti!

Yazarın Diğer Yazıları