Şaşı gözlerin ‘şantiye çalışması’ diye yutturmaya çalıştığı ‘moloz yığınları’ altındaki memleket çok önemli günlere gebe.

Seçime bir haftadan az bir süre kaldı.

Görüntüye bakılırsa, iktidar sahipleri ve perde arkasındaki ‘gölge ortakları’ için bu sürece, ‘son ihale’ hazırlığı da denebilir.

‘Çözüm’ altında tedavüle sokulan ‘çözülme’ teraneleri, ‘Türk kimliğini’ yerle bir edecek ‘yeni anayasa’ hazırlıkları, ‘federasyonun’ kapısını aralayacak olan ‘yerel yönetim’ yasa tasarısı, ‘ordunun’ sivil otoriteye bağlanması planları dahil olmak üzere ‘ihanet’ ile eş anlama gelebilecek her ne var ise seçim sonrasına ertelendi.

Daha bir yığın taahhüt, daha doğrusu ‘pazarlık malzemesi’ şimdilik kasaya kilitlendi.

Zaten bu yöndeki beyanları sır değil:

- “Bizim bir dönem daha seçilmemize izin verin, sonra istediğiniz ne varsa, hepsi birer birer gerçekleşecek.” 

Son anda ‘milletin iradesini’ ipotek altına alabilecek ‘yeni bir ayak oyunu’ olmaz ise eğer, Sultan hazretlerinin ‘400 milletvekili’ beklentileri ile birlikte ‘başkanlık’ rüyasının da son bulacağı bir aşikâr.

Demokrasiyi ‘iki dudağının arasına’ hapsetmiş olan hazret ve ‘mama’taifesi için ‘demokratik kıyamet’kopmak üzere.

*  *  *

Gelin görün ki iktidar partisi böylesi kritik bir süreçten geçerken, daha açıkçası ‘dağılmak’veya ‘yok olmak’ ile karşı karşıya iken bile, burnunu sürekli ‘diğer partilerin’içine sokmaktan kendini alamıyor.

Önce “CHP-MHP koalisyonu” üfürülüyor; olmuyor “CHP-HDP” deniyor; o da tutmayınca bu kez “CHP ve MHP koalisyonu kurulacak; HDP de dışarıdan destekleyecek” yalanı ortaya atılıyor.

O da yeterli gelmemiş olacak ki, bu kez  “CHP, MHP, HDP, PKK’nın ‘hükümeti yıkmak için şer ittifakı oluşturdukları, buna ‘Ermeni’, ‘Rum’ve ‘Yahudi’ lobilerinin de destek verdiği” bombası patlatılıyor.

“Oha, bu kadarına da pes” demeye kalkışmayın sakın.

Amaç uçurulan balonların ‘doğruluğu’ ya da ‘yalanlığı’ değil, onca olup bitene rağmen hâlâ ‘kararsızım’ diye ortalıkta dolaşanların kafasını karıştırabilecek ‘dumanlı bir hava’ oluşturmak.

İktidar sahipleri ile ve onlar ile ‘aynı kaptan’ yemlenen güruh, belli ki ‘13 yılda’ memleketi ‘istedikleri kıvama’ getiremediler, bunun ‘bir 4 yıl daha’ gerektiğini düşünüyor olmalılar.

Giderayak şu ‘işi sağlam kazığa bağlama’ telaşı; ‘korkuları’ gidermeye matuf son hamleler; “eden bulur” sözünü boşa çıkarma çabaları.

*  *  *

‘Enkaz’ ekibi, ‘moloz yığınları’ arasında can havliyle ‘son ihaleyi’ de alma peşinde.

Hem de öyle bir ‘can havli’ ki, oturdukları yerden ‘akla hayale gelmeyecek’seçim hileleri üretiyorlar. 

Emme ve lakin bazen araya ‘aksi şeytan’ giriyor; işler hiç de istendiği gibi gitmiyor.

Birileri tam da kendilerini ‘zirvelerde’ göstermeye çalışırken, hiç hesapta olmayan birileri de çıkıp ‘ruh röntgenlerini’ önlerine koyuveriyor.

Onunla da yetinmeyip  “Hele dur, bunlar daha bir şey değil. Arkası var”  diyerek, elindeki kartları göstermeye başlıyor.

Bazılarına ise kala kala, iki kova su alıp ‘ateş düşürme operasyonlarına’ omuz vermek kalıyor.

Artık bu saatten sonra, çığırtkanların ‘ne çalıp, ne söyleyecekleri’ hiç de fazla önemli değil.

Avrupa’nın ortasında, Orta Doğu’da mantar gibi ‘yapay ulus devletler’ ortaya çıkarken, bizim safdilleri  “Ulus devletler dönemi kapandı; alın balyozları girişin”  diye tava getirdiler.

O hızla bir milletten ‘36,5 etnik grup’ ortaya çıkaranlar, ‘kerameti’ de kendilerine mal etmeye çalıştılar.

Bir yandan kendi memleketini ‘etnik temelde’ un ufak edeceksin, öte yandan Orta Doğu’da, Balkanlar’da ve Kafkaslar’da ‘birlik’ naraları atacaksın.

Millet artık yutar mı bunları hiç?

*  *  *

Kapalı kapıların ardında ‘ne tür pazarlıkların’ sürdüğünü şimdiden kestirmek zor.

Ama belli ki üst akıl, ‘kader’ niteliğindeki bu son ihaleyi ‘ucuza’ kaptırmak istemiyor.

Yıkım ekibinin mensupları ya bugüne kadar olduğu gibi “He babo, başım gözüm üstüne” diyerek bir dört yılı daha kurtaracak, ya da kendilerini bir anda ‘yargının karşısında’ bulacaklar.

Ne yazık ki ‘üçüncü bir yol’ yok.