Bahçeli'nin ilan ettiği hafta niye kutlanmıyor?

Bahçeli'nin ilan ettiği hafta niye kutlanmıyor?

Yıllar gelip geçiyor ama bazı tarihî günleri, haftaları iktidara sahip olanlar unutuyor ama biz unutmuyoruz.

O halde hatırlatalım.

2014 yılında bizzat MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından ilan edilen çok önemli bir hafta var:

-17-25 Aralık Rüşvet Yolsuzlukla Mücadele Haftası...

MHP artık, 8 yıl önce ilan ettiği bu önemli hafta için 4 yıldır bir etkinlik düzenlemiyor.

Neden mi?

Birincisi;

MHP lideri Devlet Bahçeli 2014''te Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan için özetle dedi ki;

-"Ya anayasayı Erdoğan''a uyduracağız ya da Anayasayı Erdoğan''a uyduracağız…"

Bu pası alan Erdoğan, "şahsı için" AKP ve MHP ile birlikte "Tek Adam Rejimi" denilen ucube anayasa değişikliği hazırlattı.

16 Nisan halk oylaması ile değil Yüksek Seçim Kurulu''nun (YSK) "Mühürsüz Oylar Geçerlidir" kararı sonucu 2.7 milyon geçersiz oy geçerli kabul edildi ve YSK Türkiye''de parlamenter rejimi ortadan kaldırdı.

İkincisi;

20 Şubat 2018''de AKP ile MHP ortaklığı kuruldu: Cumhur İttifakı...

Bahçeli ve Erdoğan el ele olur da MHP;

-"17-25 Aralık Rüşvet Yolsuzlukla Mücadele Haftası" yapabilir mi?

Unutmadılar ama yapamıyorlar…

Peki, bu haftayı Devlet Bahçeli neden açıklamıştı?

Hatırlatmak, unutmamak ve unutturmamak her özgür gazetecinin her muhalif siyasetçinin asli görevidir.

Önce şunu vurgulayayım.

Rüşvet ve yolsuzlukların FETÖ''cü polis ve savcılar tarafından ortaya çıkarılması;

-Suçları asla ortadan kaldırmaz…

FETÖ''cülerin Allah belalarını versin ki yargı da gereğini bazı siyasi engellemeler dışında yaptı, yapıyor…

Ancak siyasi engellemeleri de unutmayalım;

-15 Temmuz''un siyasi ayağı ve Yurtta Sulh Konseyi konularında yargı maalesef adım atamıyor…

Rüşvet ve yolsuzluklara katılanların;

Hem Allah belalarını versin,

Hem de yargı cezalarını versin…

Yaklaşan bu önemli hafta öncesi iddiaları anımsayalım:

17 Aralık 2013''te şüphelilerin ev ve iş yerlerinde arama yapılarak ele geçirilen çeşitli eşya ve paralara el konuldu.

-Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler''in oğlu Barış Güler,

-Dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan''ın oğlu Kaan Çağlayan,

-Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar''ın oğlu Oğuz Bayraktar,

-İş insanı Ali Ağaoğlu,

-Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve

-Rıza Zarrab gözaltına alındı.

Zarrab''ın soruşturmanın kilit ismi olduğu, bürokraside dört bakan ile geliştirdiği ilişkiler ve rüşvet çarkı sayesinde kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi birtakım suçlar işlediği öne sürüldü.

Ayrıca soruşturmada üç bakan çocuğu hakkındaki suçlamaların, "rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek" olduğu iddia edildi.

25 Aralık 2013''te yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Erdoğan''ın oğlu Bilal Erdoğan''ın, tapelerde, "paraları sıfırlama" iddiası nedeniyle "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağırma belgesi hazırlandı.

Dönemin Emniyet Müdürü Selami Altınok, gözaltı ve arama talimatını, gerekçe ve delillerinin yetersizliği nedeniyle geri çevirdi.

Yeni atanan İçişleri Bakanı Efkan Ala, Erdoğanların evinin çevresine Özel Tim yerleştirerek olası gözaltına almaları engelledi.

Elini kolunu sallayarak eşi ve çocuğu ile Amerika''ya tüyen ve Türkiye''de hakkında tek bir dava açtırılmayan Zarrab''a Amerika''da dava açıldı.

"İtirafçı tanık" olan Zarrab mahkeme itiraflarında şunları iddia etti:

-Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan''a toplamda, 45 ile 50 milyon Euro, 7 milyon dolar, 2,4 milyon Türk Lirası ve 300 bin İsviçre Frank''ı rüşvet verdim.

-Çeşitli kişi ve kurumlara 10 milyon 206 bin 695 lira değerinde yardım yaptım.

-Emine Erdoğan''ın kurucusu olduğu TOGEMDER''e toplam 7 milyon 59 bin 200 lira yardım yaptım…

O dönemdeki açıklamalar da özetle şöyle;

Zafer Çağlayan diyor ki;

-"Zarrab Davası''nı tanımıyorum, rüşvet almadım, Bakanlar Kurulu kararı ve Başbakan''ın onayı ile Türkiye''nin İran ile ticaret yapmasını sağladım."

Erdoğan diyor ki;

-"Ekonomi Bakanımız hükümet kararını uyguladı... İran ile ticari ve enerji ilişkimiz var. Biz ABD''ye böyle bir taahhütte bulunmadık. Dünya ABD''den ibaret değil."

Bahçeli diyor ki;

-"17-25 Aralık Rüşvet Yolsuzlukla Mücadele Haftası" ilan ettik hesabını soracağız."

Kılıçdaroğlu diyor ki,

-"Türkiye''de oldu, şimdi Amerika''da yargılanıyor, bizim bakanlar burada. Rüşvet alanlar burada, beni üzen bu, beni kahreden bu.

-Ya, bu ülkenin mahkemesi yok mu?

-Bu ülkenin adaleti yok mu?

-O davalarda ''burada bir şey yoktur'' diyen siyasiler, savcılar, dosyaları kapatan hâkimler, gelecekte çocuklarına hesap veremeyeceklerdir.

-En ağırı da bu. Emin olun o çocuklar babalarından utanacaklardır."

Bayraktar diyor ki;

-"Ne emir verildiyse yaptım, suçsuzum, Yüce Divan''a gönderin…"

Değerli okurlarım

7 Aralık 2017''de "4.5 ilyar doları kimler paylaştı?" başlıklı yazımda dedim ki;

-Türkiye''de çok önemli iki soru yanıt bekliyor.

-Birincisi İran''a 2012 yılında yapılan 11 milyar dolarlık hayali ihracatın yüzde18''i olan 1 milyar 980 milyon doları kimler aldı?

-İkincisi İran''a gönderilmeyen 2 milyar 500 milyon doları kimler aldı?

-Toplamda 4 milyar 480 milyon doları kimler paylaştı?

Elbette yanıt gelmedi…

Elbette unutmadık, unutturmayacağız…

Elbette yargı siyasi esaret zincirinden kurtulacak ve hesap soracaktır.

Sadece 6 ay kaldı…

Yazarın Diğer Yazıları