Bir Cehennem Gününün 30. Yılı

Bir Cehennem Gününün 30. Yılı

Aradan tam 30 yıl geçmesine karşın Madımak Oteli katliamı, hâlâ tam olarak aydınlatılamamış ve kimi failler hiçbir zaman bulunamamıştır. Katliamdan idari ve siyasal olarak sorumlu olanlar hakkında ise şimdiye değin hiçbir işlem yapılmamıştır. Bu olay demokrasinin ve ülkenin yüz karasıdır.

Kimilerini yakından tanıdığım, Madımak Oteli yangınında Hakk’a yürüyenlerin doğum tarihleri, yetenekleri, eserleri, memleketleri farklı, ama insanlığı iyiye, güzele ulaştırma istekleri, bir de ölüm tarihleri aynıdır. O tarih 02 Temmuz 1993 olarak kayda geçen bir cehennem günüdür.

İnsanlıkla bağdaşmayan, tam bir vahşet, gözü dönmüş bir cehalet ve kulaktan dolma bir nefret ürünü olan Madımak Oteli saldırısına dahli olanları, destekleyenleri, seyredip kayıtsız kalanları kınıyor, o gün aramızdan ayrılan:

Muhlis Akarsu, Muhibe Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Mehmet Atay, Sehergül Ateşi Behçet Sefa Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Belkıs Çakır, Serpil Canik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna Thujis, Hasret Gültekin, Serkan Doğan, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Asaf Koçak, Uğur Kaynar, Menekşe Kaya, Koray Kaya. Sait Metin, Handan Metin, Yeşim Özkan, Huriye Özkan, Ahmet Özyurt, Özlem Şahin, Nurcan Şahin, Yasemin Sivri, Asuman Sivri, İnci Türk, Edibe Sulari.

gibi 33 güzel insanın eserleriyle anılmalarını diliyor, aralarında bulunan, sazı ve sözüyle yakından tanıdığım dört âşık üzerinde durmak istiyorum.

Nesimî Çimen

1931’de Adana’nın Saimbeyli ilçesine bağlı Fatmakuylu Köyü’nde doğmuştur. 12 yaşında cura çalmaya başlayan Nesimi Çimen, Alevi deyişlerini kendine özgü yorumuyla seslendirmiş ve ilgi görmüştür. Almanya, İngiltere, Fransa, Yugoslavya, Hollanda, İsviçre ve İsveç’te konserler veren, bir süre İsveç’te yaşayan Nesimi Çimen oturum izni olmasına karşın Türkiye’ye dönmüş,

Nesimî köylere vardık

Söz teline mızrap vurduk

Yıllarca haykırdık durduk

Bu halk hâlâ uyanmıyor

gibi sosyal içerikli deyişler söylemiştir.

Nefesleri, türküleri ve kendi yazdığı deyişlerini de okuyup söyleyen Nesimi Çimen, 02 Temmuz 1993 günü Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakıldığı ve ikisi otel çalışanı 35 kişinin yanarak öldüğü Sivas Katliamı’nda hayatını kaybetmiştir. Cenazesi İstanbul Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilmiştir. “Ayrılık Hasreti Kâr Etti Cana”, “Bu Dünyanın Devranına”, “Daha Senden Gayri Aşık Mı Yoktur” gibi deyişleriyle anıları yaşatılan efsane âşıklardandır.

Muhlis Akarsu

1948’de Kangal’ın Minarekaya köyünde dünyaya gelen Muhlis Akarsu, Pir Sultan geleneğinin yetiştirdiği kültür çevresinde yoğrulup Alevi-Bektaşi geleneğinde yetişmiş âşıklarımızdan olup yöre âşıklarının etkisinde kalarak küçük yaşta saz çalıp deyişler okumuştur.

Muhlis Akarsu, 1970’te İstanbul'a yerleşmiş, sadece saz çalmak şiirler söylemekle kalmayan Muhlis Akarsu, aynı zamanda önemli bir türkü derlemecisidir. Sözleri Aşık Meftuni’ye ait olan “Ne sevdiğin belli ne sevmediğin” adlı türkü ile tanınmaya başlamış, Âşık İhsanı, Ali İzzet, Hüseyin Çırakman, Nesimi Çimen gibi âşıklarla çeşitli yöreleri dolaşıp 400 kadar türküyü halk müziği repertuarlarına kazandırarak çok önemli bir derleme faaliyetinde bulunmuştur. 1970'li yıllarda yayınladığı siyasi ve politik eserlerinden dolayı yargılanmış ve üç yıl hapse mahkûm edilmiştir.

Muhlis Akarsu'yun şiirlerinde güçlü bir lirizm vardır. Şiirlerinde duru bir dil kullanmayı seven Akarsu’yun nakaratlarla ahenk oluşturuşu dikkat çekicidir.

Alevi ozanların kullandığı kısa kollu bağlamayı kullanan Akarsu’yun şiirlerinde ölüm, yalnızlık, gurbet, aşk, Alevi Bektaşi inancına dair konular başlıca temalarını oluşturmaktadır.

TRT repertuvarlarında 50'nin üstünde eseri bulunan Muhlis Akarsu'yun yüzlerce deyişi vardır. Akarsu, yurt dışında da çeşitli programlarda bulunmuş ve birçok ödül almıştır.

Söylediği türkülerin büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür. Şiirlerinde insan sevgisi, eşitlik, sevda, adaletsizlikten yakınma, Hz. Ali sevgisi ve gurbet sıkça işlediği konulardır. Akarsu'yun yar üzerine söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü, yoksulluğu dillendirdiği:

Âşık Akarsu’yum dertli doğmuşuz

Dersimizi yüce Hak’tan almışız

Bilmem neden böyle fakir kalmışız

Arada sırada bizi de düşün

gibi yüzlerce deyişi bulunmaktadır.

Genellikle; “En Sevdiğim Sana Şikayetim Var”, “Yoruldum Yorgunum”, “Ağlama Gülüm”, “Deli misn Divane mi Sevdiğim”, “Sen Yaralı Değilsin ki” gibi deyişleriyle anılan, eserlerinde daha çok lirik bir ifadeye yer veren, geride 100'den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzun çalar, yüzlerce deyiş ve 20 kaset bırakan Muhlis Akarsu, 02 Temmuz 1993’te, Sivas Madımak Oteli yangını sırasında Hâkk'a yürümüştür. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Hasret Gültekin

Hasret Gültekin 1 Mayıs 1971’de İmranlı’da doğmuş, Türk halk müziği ses sanatçısıdır. 6 yaşında bağlama çalmaya başlayan Hasret Gültekin, ilerleyen dönemlerde profesyonelliğe adım atarak şelpe tekniğini uygulamaya başlamıştır.

1980'lerin ortalarında çeşitli albümlerin yapımlarında yer alan Hasret Gültekin, 1987 yılında profesyonel olarak ilk albümünü çıkarmıştır.

Bu çalışmalarıyla birbirine yakın bir süreçte hazırladığı ikinci solo albümü Gece ile Gündüz Arasında ise onun ileride "Bağlama Devrimcisi" olarak anılmasına vesile olan bir yeniliği beraberinde getirmiştir. 1991 yılında ise kendi deyimiyle ilerici müzik adını verdiği Rüzgârın Kanatları isimli albümünü dinleyicilerine sunmuştur.

Albüm, Hasret Gültekin'in ilerici müziğinin yanı sıra "Derman Sendedir", "Çeke Çeke", "Yaralı Ceylan" gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ile deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan çok sesliliğe yönelmiştir.

2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas'ta son konserlerini vermiş ve Sivas Madımak Oteli katliamında henüz 22 yaşındayken hayatını kaybetmiştir.

Edibe Sulari

Halk müziği sanatçısı Davut Sulari'nin en büyük kızı olan Edibe Sulari, Erzincan, Çayırlı'da doğmuştur. Seyyit Mahmut Hayrani'nin torunlarındandır.

1970'li yıllarda babası ile birlikte İsviçre'nin Basel kentine gitmiş, yurt dışında yaşadığı dönem boyunca Türkiye'deki Bektaşi etkinliklerine ve ehlibeyt cemlerine katılmıştır.

Edibe Sulari, Madımak Oteli katliamında hayatını kaybetmiş, vasiyeti üzerine, Erzincan, Çayırlı'ya defnedilmiştir.

Bir deyişi:

İnsanlara canım kurban

Dünyadaki yaratılmış

İnsanlara canım kurban

İnsan kıymetini bilen

İnsanlara canım kurban

Ne olursa dini dili

İnsanlar dünyanın gülü

Hakkın en sevgili kulu

İnsanlara canım kurban

Doğuda ister batıda

Toplanalım bir çatıda

Dışarıda toplantıda

İnsanlara canım kurban

Güneş altında eriyen

Görüp ileri yürüyen

Çalışıp işe yarıyan

İnsanlara canım kurban

Edibe SULARİ

biçimindedir.

Farklı düşünüyor, farklı inanıyor, farklı yaşıyor diye insan öldürülen ve çok daha kötüsü buna alkış tutulan bir dünyada insanlık zaafa uğramıştır.

Madımak olayında yaşamlarını yitirenlerin ruhları şad, mekânları cennet olsun.

unutmadik.jpg

otel.jpg

Yazarın Diğer Yazıları