Ne acı değil mi?
Nereden nereye!..
Ve kimler şimdi hangi durumda!
*
Yıllardır anketlerden birinci parti çıkıyordu…
Milletin sesini…
Sessizliğini…
Çığlığını…
İsyanını duyan bir siyasi lider, milletin düşüncelerine…
Hislerine…
Yaşadığı olumsuzluklara…
Bir türlü içinden çıkamadığı çaresizliklere tercüman oluyor ve o günün iktidarına:
“İktidar ne iş yapar?” diye soruyordu!
*
Çay-simit hesabı yaparak, en basit şekilde yaşamın milleti için ne kadar çekilmez…
Ne kadar acı…
Ve o günlerde ne kadar çözümsüzlük varsa, çözümünü ortaya koyuyordu.
O günlerde iktidarı, ‘Zalimlikle’ suçluyor, bir an önce değişsin istiyordu.
*
Millet rahat ve huzura kavuşmalıydı.
Çalışana iş, aş…
Çocuğuna gelecek verilmeliydi.
Bir baktık meydanlarda, arkasında on binler…
Yüz binler…
Ve sonra…
Aralıksız çeyrek asırlık bir iktidar süreci…
*
Bu süre içinde neler oldu neler!
Cumhuriyetin bütün kazanımları…
Fabrikaları…
Kurumları…
Neleri varsa özelleştirildi.
Ayrıca da ‘Babalar gibi’ satacaklarını söylediler, sattılar da!
*
…Ve AKP iktidarı, son yirmi yılına kadar milletin desteğiyle bugüne geldiler…
*
15 Temmuz 2016’dan sonra AKP Genel Başkanı Erdoğan, daha da sertleşti.
Çünkü ne istedilerse verdikleri (FETÖ), kendisine ihanet etmişti.
Ekonomi daha da kötüye gitmeye başladı…
Dün söylenenler bugün, bugün söylenenler yarın unutuldu.
Veya tersi yapıldı.
*
Derken, 23 Haziran 2019 seçimlerinde AKP, İstanbul’u kaybetti.
Sonraki yerel yönetim seçimlerinde üstünlüğü Ana muhalefete (CHP’ye) kaptırdı.
Belki de AKP Genel Başkanı Erdoğan, en büyük yenilgiyi o seçimlerde almıştı.
Çünkü o seçimlerde İstanbul ikinci kez kaybedilmişti…
*
Sonra ne olduysa oldu, yargı yoluyla tutuklamalar…
Gözaltılar…
Derken, önce Esenyurt Belediye başkanı…
Sonra Beşiktaş…
Ardından İmamoğlu’nun diploma iptali ve tutuklanması…
CHP’li belediyelere yargı baskısı, tutuklamalar, gözaltılar başladı.
CHP Lideri Özgür Özel’in, bugüne kadar hiç görülmemiş bir şekilde meydanlara çıkması ve Saraçhane eylemiyle başlayan sokak eylemlerinin 60.sının geride bırakılması, belki de Erdoğan’ın kabusu olmuştu.
*
Bir taraftan bunlar yaşanırken, diğer taraftan çalışanlara ve emeklilere yapılan zamların yetersizliği…
Milletin geçim derdinin zorlaşması…
Hak, hukuk ve adalet kaygıları...
Gençlerin geleceğini yurtdışında araması, AKP’nin güven kaybına ortaya çıkardı.
*
Bugün görünen o ki Sayın Erdoğan, kaybedecek olmayı asla hazmedemiyor!
Aslında şu söyleyeceğimi en iyi muhafazakârlar bilirler:
‘Kaybederken bile kazanabilir insanlar’
*
Kutsal kitabımız öyle demiyor mu?
“Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır. Siz bilmezsiniz, Allah bilir (Bakara 216. Ayet)”
*
Öyleyse bu sertleşme, bu kin ve nefret niye?
Belki kaybedeceğiniz beş yılın sonunda, bu millet sizi yine çeyrek yüzyıllık bir iktidar sahibi yapacak, nereden biliyorsunuz ki?
*
Hani diyorum ki:
“Biraz da bu taraftan bakılsa mı ne?”