Borsada Jawslara yem olmamak için okuyun

2bcec1cd-8ec7-43e2-93f7-15e4d68a6b6e.jpg

Gazetemizin ekonomi yazarı Remzi Özdemir’in borsa yatırımcılarına tavsiye edip önsözünü yazdığı bir kitap, bugün köşemizin manşeti. Özdemir’in bir süre önce bana da imzalayıp bıraktığı “Doğru Borsa / Borsa Yatırımcısının El Kitabı” adlı kitabı tanıtana kadar baskı üstüne baskı yapıp büyük ilgi görmesi çalışmanın önemini ortaya koymaya yetiyor. Kitap; Soner Gökten, Metin Yüksel, Burak Özdoğan ve Harun Aktaş’ın ortak çalışmasının bir ürünü

İstanbul borsasının kurulduğu ilk günden bu yana yatırımcı davranışını incelediğinde kazancın iki yolla elde edildiğine dikkat çeken Remzi Özdemir konuyu şöyle açıklıyor: Ya sabredip alıp unutmak ya da iyi bir "tüyo" bulmak.

İstanbul borsasında oluşan bu “tüyo kültürü”nün pek çok borsa dergisinin çıkmasına da yol açtığını hatırlatan Özdemir şunları söylüyor:

“Bu tüyolarla kazanan var mıydı?

Evet vardı! O hisse senedini önce toplayan ile o tüyoyu yayanlar!

Bunlar hep kazandı…

Aradan yıllar geçti. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Borsa İstanbul oldu ama tüyo kültürü tam gaz devam etti. Dergilerin yerini bu kez Telegram ve sosyal medya aldı.

Yatırımcının canını en çok yakan işte bu tüyo kültürüdür. Peki, küçük yatırımcı tüyo olmadan alım/satım yapabilir mi? Elbette yapabilir ancak doğru hisse hangisi? İşte o doğru hisseye ulaşabilmesi için finansal okuryazarlık gerekiyor. Dahası, bir borsa alt kültürü gerekiyor. Bu kitap, iyi bir borsacı olmanın yollarını değil iyi bir yatırımcı olmanın teknik bilgilerini sunuyor.”

Finansal okuryazarlığını geliştiren bilinçli bir borsa yatırımcısının, ne bir spekülatörün sattığı büyük hayallere ne de Telegram gruplarında bire beş yapacak senet hikâyelerine inanmayacağını vurgulayan Özdemir, kitap hakkındaki tavsiyelerini şöyle noktalıyor:

“Bugüne kadar çok sayıda borsa kitabı yazıldı çizildi. Ancak o borsa kitaplarını da okuyup anlamak ve uygulamak için ayrı bir kitap okumak gerekiyor. Ağır ekonomi terimlerinden uzak, formüllerle kafa karıştırmadan sade bir anlatım dili çok önemli.

Bu kitap bunu başarmış. Bu nedenle küçük yatırımcı için hem koruyucu hem öğretici bir eser niteliğinde. Koruyucu derken borsada para kazanmak kadar paranızı korumak da önemli. Borsada fırsatlar bitmez ama para biter. Bu nedenle önce parayı koruyacaksın, sonra doğru yatırıma, doğru bilgiyle ulaşacaksın. Bu kitap, yatırımcıyı doğru bilgiye ulaştıracaktır.”

Scala Yayıncılık

Tel: 0212 251 51 26

5bbae462-49ec-4dc8-9c7b-757f576ad4f4.jpg

İktidarı almak ve iktidar kalmak için propaganda

Propaganda, dini yaymak üzere kilise tarafından ortaya çıkarılmış bir kavramdır ve insanlığın varoluşundan bu yana iktidar mücadelelerinin bir sonucu olarak her dönemde, bilhassa gücü elinde bulunduranlar tarafından kullanılmıştır. Kilisenin dini yayma isteği propagandayı kurumsal hâle getirmiştir. Sonraki dönemlerde kitlelerin ikna edilmesi ve silahsız savaş yöntemi olarak tarihe geçmiştir. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve herkesin erişebileceği şekilde ucuzlaması propagandanın kullanımını kolaylaştırmıştır. Bu durum Birinci Dünya Savaşı’nda, savaşın yalnızca silahlarla yapılamayacağını ispatlamış, İkinci Dünya Savaşı ile de propaganda artık savaşın mühim bir yöntemi olarak uluslar tarafından kullanılmıştır. Propaganda, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında siyasallaşmış ve Soğuk Savaş Dönemi’nde siyasal iletişim kavramına dönüşmüştür. İki dünya savaşında -özellikle kitaba konu olan İkinci Dünya Savaşı’nda- edindiği kötü şöhret nedeniyle propaganda kelimesi hafızalarda olumsuz bir algı yaratmaya devam etmiştir.

Murat Pehlivanoğlu’nun kaleme aldığı, “İkinci Dünya Savaşı'nda Propaganda / Hitler ve Stalin'in Propaganda Metotları” adlı çalışmada, bahse konu olan kötü şöhretin en görkemli iki sahibinin propaganda metotları ele alınıyor. Kitapta propagandanın farklı coğrafya ve ideolojik yaklaşımlardaki uygulamaları da mercek altına alınıyor. Ayrıca, İkinci Dünya Savaşı’na giden süreçte ülkelerin iç siyasetinin savaş ortamını nasıl oluşturduğu sorusuna cevap verilmiş; iç propaganda ile hazırlanan ortamın, dış propagandaya yansımaları ve ülkelerin savaş arenasındaki propaganda faaliyetlerini nasıl yönlendirdiği inceleniyor.

Üç bölüm halinde hazırlanan kitabın ilk bölümünde siyasal iletişim modeli olarak propaganda kavramı, tarihi ve teknikleri üzerinde duruluyor. İkinci bölüm Stalin’in propaganda yöntemleri ve iktidara gelişini konu alıyor. Üçüncü bölümde ise Hitler dönemi Nazi Almanya’sında uygulanan propaganda teknikleri ayrıntılı biçimde okura sunuluyor.

Ötüken Neşriyat

Tel: 0212 251 03 50

Yazarın Diğer Yazıları