Bu, orduya siyasetin sokulması değil midir?

Bu, orduya siyasetin sokulması değil midir?

Emekli Albay Tahsin Ataizi soyadı gibi Atatürk’ün izinde bir komutanımdır.

1980’de Eğirdir Dağ Komanda Okulu’nda asteğmen adayı öğrenci ilen başlayan silah arkadaşlığımız 43 yıldır sürmektedir.

Düzenli okurum olan Ataizi komutanım ülkemizin sorunlarına karşı da çok duyarlıdır.

Sığınmacılar konusundaki yazısından bir özet vereyim:

-“İltica edenlere tanınan imtiyazlar ve ayrıcalıklar vatandaşımıza karşı yapılan haksızlığın daniskasıdır, göstergesidir.

-Sınırlar kevgir, elek misali. Giriş kontrolünün olmadığı yolgeçen hanı, gelen gidene sorgu sual, kimsin, nesin neden geldin diyecek yetkililer nerede?

-İpini koparanların gelmesinin, 10-20 yıllık sürede Türkiye’ye vereceği zararı görmemek akılsızlıktır.”

Ataizi komutanım emekli Tuğgeneral Dr. Cihangir Dumanlı'nın Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) ile ilgili çok önemli görüşlerini de bana gönderdi.

Dumanlı'nın “YAŞ kararları” başlıklı yazısı şöyle:

“Ağustos YAŞ’ı 8 sivil ve 4 askerle toplandı.

Görev alanları general/amiral terfileri ile ilgisi olmayan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet, Dışişleri, Hazine ve Maliye, İçişleri ve Millî Eğitim Bakanları TSK’nın yeni komuta kadrosunu belirlediler.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapmamış bir ordu komutanını Genelkurmay Başkanı yaptılar. Hayırlı olsun.

Şimdi sorulması gereken sorular şunlar:

1) Askerî bilgi ve deneyimleri sınırlı bu Bakanlar terfilere hangi kriterlere göre karar verdiler?

2) Terfi edenlerin mesleki yeterliliklerini nasıl değerlendirdiler?

3) Bütün diğer kurumlarda olduğu gibi TSK’da da kendi siyasi görüşlerine yakın olanları mı tercih ettiler?

4) Terfi edecek albay ve general/amirallerin mesleki performanslarını yakından değerlendirebilecek durumdaki orgeneral/oramiraller YAŞ’tan neden çıkartıldı?

5) Bundan sonra terfi sırasındaki albay ve general/amirallerin mesleki yeterliliklerini kendi komutanlarına göstermek yerine iktidar partisine yakın görünme çabaları nasıl önlenebilecek?

6) Kuvvet komutanlığı yapmamış bir orgeneral Genelkurmay Başkanı yapılarak askerî hiyerarşi ve gelenek niçin bozulmuştur?

7) Siyasi iktidar değişirse yeni iktidar bu general/ amiralleri “eski iktidarın adamları” olarak görmeyecek mi?

Bu, orduya siyasetin sokulması değil midir?

Bir orduya siyasetin sokulması o orduya yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Harp tarihi bunun acı örnekleri ile doludur.

Bu YAŞ, 15 Temmuz hain darbe girişimden hemen sonra (31 Temmuz 2016’da) yayınlanan ve TSK’nın yapısında köklü değişiklikler yapan 669 sayılı KHK’nın gereğidir.

Bu kapsamda YAŞ’ın yapısı değiştirilerek orduya siyasetin girmesine olanak sağlanmıştır.

TSK’da yapılan değişiklikler “yeni bir darbe girişiminin önlenmesi” veya “silahlı kuvvetlerin sivillerce kontrolü” amaçlarını aşmış, iktidarın kendi ordusunu oluşturma çabasına dönerek doğrudan TSK’ya zarar verici boyuta ulaşmıştır.

Diğer kurumların siyasileştirilmeleri de sakıncalı olmakla birlikte aynı şey TSK’da yapılırsa 84 milyonun güvenliği demek olan ulusal güvenliğimiz tehlikeye girer ve telafisi imkânsız kötü sonuçlar doğurur.

Belirsizlikler ve risklerle dolu uluslararası güvenlik ortamında böyle bir şeyin yapılması büyük yanlıştır.

Yeni komutanlara başarılar dilerim.

Selefleri gibi orduyu siyasete alet etmemelerini; hükümetin değil, devletin ordusu olduğunu unutmamalarını umarım.”

E. Tuğgeneral Dr. Dumanlı çok haklı.

Çok değer verdiğim şerefli Türk ordusu için unutulmasın diye şunları da ben ekleyeyim:

-Dünyada ordusu olmayan tek Genelkurmay Başkanı Türkiye’de,

-Kuvvet Komutanlıkları, Millî Savunma ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı dünyadaki tek askerî yapı da Türkiye’de,

-Siyasilerin emrine “Tak-Şak” diye giren genelkurmay başkanları da Türkiye’de…

Yazarın Diğer Yazıları