Canıma yetirenlere…

Önce bir siluet gösterelim, uyaklı olsun ki, kimliği ve kişiliği hakkında daha net bilgi edinile:

Anlayışta bağnaz, algıda yobaz, en kaba tarz, vara yoğa itiraz, söylemde boş vaaz, eylemde madrabaz, gayrette kırk naz, mantıkta bilfarz, insanlıkta biraz, görüşte dayaz, yükselene garez, yükseltene kurnaz, siyasal maraz, hal ve gidiş ayaz, akordsuz saz, ağlamaklı avaz, ilkel haz…

Oldu mu? Eveet şimdi de diğer özelliklerine doğru yelken açalım:

Çapına göre değil, çevresine göre, çevresine arkalanarak, çevresine yaltaklanarak konuşur… Ağzı pis, ifadesi bozuk, sözünü bilmiyor, edepten de uzak edebiyattan da… Fikir adamı değil zikir adamı, tekrarı ar ve kâr sanıyor, inkârı panzehir sanıyor… İçini açıp bakmadığı kutsalları vardır; gönlünde ve aklında değillerdir, sopadır elinde, inattır ve tehdittir hatta tahdittir dilinde…

Yazılarını anlayamadığı için okumadığı, herhangi bir kitabından bir sayfa okumadığı insanla ölçünmek… Ölçünemez, alır boyunun ölçüsünü, alınca da kudurur kapar teper…

Mizah zekâdandır, izah akıldan ve bilgiden, yorum ve çözümleme felsefeden… Yorulmayan kafa yoramaz, yorumlayamaz, düşünemediği gibi düşündüremez de… Yorulmayan kafa okuyamayan kafadır, okuyamayan yazamaz da elbette… Yorulmayan kafa yinelektir, hazırcıdır, kalıpçıdır, kolaycıdır, başkasının beyni ile geçinir… Yorulmayan kafa sormaz, soramaz, sorudan korkar, yanıttan ürker, soranlardan, sorulanı yoranlardan hazzetmez… Yorulmayan kafa, düş de kuramayan, ütopyası olmayan da kafadır; kurgulanan, kurmaca kafadır…

Daha şiddetlisini, hiddetlisini de diyeyim: Geviş getiren sığır, inancını sorgulamayan insandan daha saygıdeğerdir, insanlığa yararlı bir eylem yapmaktadır.

Bunlar geviş getiremezler (insanlar kelle kulak bakımından da olsa), geviş yerine sigara çekerler, tespih çekerler… Yoğun sigara dumanı tüter ocaklarında, tilki çıkarırcasına… Elde tespih, kartal kanat palto, yüksek gerilim direği duruşlu başkanlar çıkar tilki yerine… "Ahır sekisinde yatar, Sultan Süleyman'ı rüyasına görür" derlerdi atalarımız… Bunlar da öyle… Meslek yok, ekmek yok, emek yok, emeğe saygı yok, sanat yok, zenaat yok, ideal ve hedef yok… Ve ve bunca utanılası yokluğa, aldırış bile yok, daha da acısı… Ve yoklukların içinde debelendiğine bakmadan Turan'a gidiyor sosyal medya komedyalarıyla…

Nereye gidebilir sizce?..

Sürülük hallerini de yazayım:

Sürüye katıl kurt yemesin diye, sürüye katıl göze batmayasın diye, sürüye katıl çoğunluktan yana olmak için, sürüye katıl sesin sürüyle birlikte çıksın, seni kimse duymasın diye... Evet bütün bu amaçların gerçek olabilir, gününü gün de edebilirsin, ne ki aslında elde edebildiğin beyinsel sürünmedir, alçak sürünme...

Demokrasi, özgürlük… Bu iki yüce kavramın neresindeler acaba? Onu da söyleyeyim: Demokrasi güzel şey, bizim parti kazanırsa... Özgürlük de isterim benim için olursa...

İşte böyle… Dile getirerek dize getirmek… Gerçek yengi budur bize göre, bunu yapmaya çalıştık bu yazımızda…

Son olarak, bir de dörtlükle vurayım bu canıma yetirenlere, dörtlüğün tüm sözcükleri K harfi ile başlasın, bu vesile ile ustalığımızı da gösterelim:

Küflü kurgularda kör karanlıktasın

Korkunç konulara kapılanmışsın

Kızgınlık kenetlenmiş kinlerine

Koşullusun kelepir kaypaklıklara

Yazarın Diğer Yazıları