Çin 'sessiz ve derinden' gidiyor!

Çin’de geçtiğimiz günlerde, ani olarak patlak veren ve kısa sürede önlenen mini ekonomik patlamaya asla aldanmamak gerekiyor.
Nerdeyse dünyanın birçok bölgesinde veya ülkesinde ekonomik, politik ve askeri hareketlilik devam ederken, çoğu zaman “uyuyan dev” diye tanımlanan Çin aslında “sessiz ve derinden” gidiyor.
Gerçekten de; bir yandan ekonomik büyümesine devam eden Çin, diğer yandan “teknoloji” dahil birçok sahada ilerliyor ve büyüyor.
Yakın gelecekte; dünyanın bir numarası olması beklenen ve bundan korkulan Çin ile olan ilişkilerimizin, sağlıklı bir seyir izlemediği de biliniyor.
Oysa; Çin’in önümüzdeki 5 yılda iki kat daha büyüyeceği öne sürülüyor.
Dikkat edilirse, ekonomisinin yanı sıra diplomasi alanında da sık sık kendini gösteren Çin’in, Birleşmiş Milletlerde çokça “veto” kullandığı da gözlerden kaçmıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın; Çin’i yakından izlemek ve bilmek gerekiyor. 
Şu an dünyada, 40 milyon insanın Çince öğrendiği belirtiliyor.
Aslında, Çin Halk Cumhuriyeti ile modern dönemde 42 yıllık bir ilişkimiz bulunuyor.
Geçtiğimiz yılın rakamlarına göre; kişi başına düşen milli gelir Çin’de 5 bin, ABD’de ise 30 bin dolar civarında olmasına rağmen ABD’nin toplam borcu 15 trilyon dolar, Çin’in ise 634 milyar dolar görülüyor.
Yani, Çin ekonomik açıdan daha iyi durumda gidiyor.
Çin’de geçen yıl yüzde 7.5 oranında büyüme gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, uzmanlar; “Bu iyi bir oran gibi gelebilir fakat Çin için bu büyümenin en az yüzde 8 olması gerekiyor.
Çünkü Çin her yıl 10 milyon yeni istihdam yaratmak zorunda.
Bu istihdamı da yapılan hesaplara göre en az yüzde 8 büyüme ile karşılayabiliyor” şeklinde dikkatleri çekiyor.
Çin’de yaklaşık 300 milyonluk bir orta sınıfın olduğu, bunun yanında 1 milyona yakın dolar milyoneri, bine yakın da dolar milyarderi olduğu söyleniyor.
Çin’in artık dünyanın fabrikası olmaktansa Ar-Ge çalışmalarına yönelmeyi hedeflediği belirtilirken şunlar da açıklanıyor:
“Çin’de 311 milyon insan blog yazıyor.
Çin’de blog yazma o kadar gelişti ki, artık bloglar siyasi kararlara bile etki edebiliyor.
Çin’in en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği.
AB ile 567 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var.
Bunun sadece 170 milyar doları Almanya ile.”
Çin’in Türkiye ile ilişkilerine gelince, geçen yıl itibariyle ilgi çekici tablolar sergileniyor.
“Çin ile ilişkilerimiz 80’lerden sonra yavaşlamış.
2009 Haziran ayında Cumhurbaşkanımızın Çin’e yaptığı ziyaret 14 yıl aradan sonra bu düzeydeki ilk ziyaretti.
27 yıl aradan sonra da Başbakanımız Çin’i ziyaret etti.
En son Başbakan düzeyinde 27 yıl önce rahmetli Turgut Özal, Çin’e gitmişti.”
Çin’in “sessiz ve derinden” gittiğine en yeni faaliyet olarak, uzay istasyonuna üç astronot taşıyan roketi ateşlediği gösteriliyor.
Çin’in bu ikinci insanlı seferinde astronotların, dünya yörüngesinde bulunan Tiangong uzay laboratuarında iki haftaya yakın zaman geçireceği biliniyor.
Uzaya giden ikinci Çinli kadın astronot olan Wang Yapin, uzayda mikro yerçekimi ortamında bazı fizik deneylerini yerdeki öğrencilerle paylaşıyor.
Shenzhou-10 adı verilen seferde uzay aracının, yerden 335 km. mesafede bulunan Tiangong laboratuvarına 40 saatte varması bekleniyor.
Çin, sürekli insan bulunduracağı bir uzay istasyonunu 2020’den önce kurmayı hedefliyor.
Bu istasyonun ABD, Rusya, Avrupa, Kanada ve Japonya’nın ortak işlettiği Uluslararası Uzay İstasyonu ISS’nin altıda biri büyüklüğünde olacağı, ancak varlığının bile büyük bir başarı olarak görüleceği kaydediliyor.
Bir başka çarpıcı örnek de dünyanın en güçlü bilgisayarının Çin’de olmasıyla ortaya çıkıyor.
Çin’in ABD’deki, sermayesi ve parasını hatırlatmak bile, ne denli süper ülke olduğunu zaten ispatlıyor.

Yazarın Diğer Yazıları