Dünyanın en zengin ve kadim dilleri arasında yer alan Türkçe, yine AKP’nin hedefinde.

Yine çıktı bir AKP’li ezelden beri konuşup, düşünüp, bilim ürettiğimiz Türkçe’nin bilime uygun olmadığı safsatasını öne sürdü.

Yine onlarca Türk bilim insanına hakaret etmekle kalmadılar, Cumhuriyeti de hedef aldılar.

Ne dedi AKP’nin Grup Başkanvekili Mahir Ünal?

“Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir. Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz”

O çok övdükleri, yere göğe sığdıramadıkları Osmanlı’da bırak bilim yapmayı, peki okuma yazma oranı kaçtı?

Ayrıca farklı bir dil mi konuşuluyordu o dönemde? Türkçe değil miydi konuşulan dil o dönemde ezelden beri olduğu gibi…

Torunları olmakla övündükleri Osmanlı’da okuma yazma oranı yüzde 10’du, sadece yüzde 10.

Bunu ben değil, “Yaşayan Tarih” İlber hoca söylüyor.

Peki AKP ile Cumhur İttifakı’nı kuran MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu sözlere nasıl karşılık verdi?

"Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet’in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir” diyen Bahçeli, “Cumhuriyet''in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir” sözleriyle Ünal’a tepki gösterdi.

Peki gelelim asıl konumuza..

AKP’de Türkçe ve Cumhuriyet alerjisi yeni mi?

Tabii ki hayır?

Bundan tam 8 yıl önce 2014’te Tübitak’ta yaptığı konuşmada “Türkçe ile felsefe yapılmaz” derken aynen şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bizim son derece zengin bilim yapmaya son derece müsait bir dilimiz varken bir gece yattık, sabah kalktık baktık o dil yok. Şu anda yabancı dillerle yabancı kelime ve kavramlarla bilim öğrenen ve öğreten bir ülke durumundayız. Türkçe’nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca kelime ve kavramlara başvuracaksınız ya da İngilizce, Almanca, Fransızca gibi kavramlara başvuracaksınız”

Peki aynı Erdoğan bu konuşmasından 2 yıl önce yaptığı konuşmada ne demişti biliyor musunuz?

Türkiye Yazarlar Birliği’nin 2012 yılında düzenlediği toplantısında Erdoğan, Türkçeyle bilim yapılamaz diyenleri ırkçılıkla suçlarken aynen şu ifadeleri kullandı:

Zaman zaman söyleniyor, ''Türkçe ile felsefe, bilim yapılmaz, bilim dili kurulmaz'' deniyor. Bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır. Irkçılık ihtiva eden bir düşünüş biçimidir. Dünyadaki tüm diller gibi Türkçe de zengin kelime hazinesiyle, bu dili konuşan herkese sonsuz, sınırsız, engin bir muhayyile sunabilecek güce sahiptir.

Cumhur İttifakı MHP’nin Genel Başkanı Bahçeli’nin Erdoğan’ın 2014 yılında yaptığı açıklamaya tepkisi ne olmuştu peki?

Tarihten örnekler veren Bahçeli, bu konuda polemik yapmayı “Cahilliğin nursuz yüzü” şeklinde tanımlamış ve aynen şu ifadeleri kullanmıştı:

“Farabi’yi bilmeden, aydınlanma çağına öykünmek, sırf akıl diyerek insanı duygulardan ve vicdani hasletlerden soyutlamak geçmişi anlamamak demektir. Gazali’nin, 11.yüzyılda kaleme aldığı Filozofların Tutarsızlığı isimli anıtlaşmış eserine yaklaşık yüz yıl sonra Filozofların Tutarsızlığının Tutarsızlığı eseriyle cevap veren İbn Rüşd’ü bilmeden, bu iki dev ismin fikirsel rekabetini idrak etmeden felsefeyle ilgili polemik yapmak cahilliğin nursuz yüzüdür.

İstismarı felsefe olan, inkarı fikir gören, fiiliyatı ise rüşvet ve yolsuzluk karanlığına sapan birisinin; Türkçe’ye çamur atması, Türkçe’yi alaya ve hafife alması en hafif deyimle taş devri kafasıdır. Diyorum ki, Türkçe’yle bal gibi, buz gibi felsefe yapılır ve bugüne kadar da yapılmıştır. Bir dil bir millettir. Türk milletinin dili de Türkçe’dir. Dil bir kimliktir. Bu da Türk kimliğidir. Türk kimliğini çözme ve çökertme ısrarında olanların müessir metotlar kullanması, tarih ve kültür değerlerimizi istismar etmesi basitlik ve çirkinliktir"