Cumhurbaşkanlığına yürüyor Bay Kemal

Cumhurbaşkanlığına yürüyor Bay Kemal

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu;

-Ankara''dan İstanbul''a yürüdü,

-Türkiye İstatistik Kurumu''na (TÜİK) yürüdü,

-Millî Eğitim Bakanlığına yürüdü,

-Merkez Bankası''na yürüdü,

-Et ve Süt Kurumu''na yürüdü,

-Afyon''dan İzmir''e uzanan "Zafer ve Anma Yürüyüşü" parkurunun 14 kilometrelik Çakırözü-Kocatepe etabında yürüdü,

-Adalet Bakanlığı''na yürüdü…

Tek Adam Rejimini yıkmak amacıyla;

-Güçlü Parlamenter Rejim kurmak için yürüyor…

Saray iktidarını protesto ediyor;

-Türkiye Büyük Millet Meclisi''nin egemenliği için yürüyor…

Yasama, Yürütme, Yargı erklerinin tek kişide toplanmasını kınıyor;

-Kuvvetler Ayrılığını kurmak için yürüyor…

Siyasi baskı altına alınan yargıya isyan ediyor;

-Bağımsız ve tarafsız yargı için yürüyor…

Adaletsizliklere tahammül edemiyor;

-Adalet için yürüyor…

Memur, işçi emekli maaşlarının belirlenmesinde rol oynayan TÜİK''i eleştiriyor,

-Haksızlığa karşı yürüyor…

Enflasyonla mücadelede etkin rol oynamasına destek vermek için Merkez Bankası''na gidiyor;

-Hayat pahalılığına karşı yürüyor…

Zamlara tepki için "Et ve Süt Kurumu''na" gitti

-Milletin ucuz beslenmesi için yürüyor…

"Zafer ve Anma Yürüyüşü" etkinliğine katıldı;

-Atatürk''ün izinden yürüyor…

6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesine karşın tek bir dava açılmamasına sessiz kalan AKP''li Bekir Bozdağ''a tepki gösterdi;

-Adalet Bakanlığı''na yürüdü…

Rafa kaldırılan özgürlüklere tepki gösteriyor;

-Tam demokrasi için yürüyor…

Değerli okurlarım,

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye Büyük Millet Meclisi''nden Adalet Bakanlığı''na 20 dakikada yürüdü ve AKP''li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın suskunluğuna dikkat çekmek için millete sordu:

-"Kimler suskunluğunu koruyor?''"

Kılıçdaroğlu şunları söyledi;

"Gerçekten çok öfkeliyim.

Böyle bir haksızlığı, adaletsizliği kimsenin duymasını ve yaşamasını asla istemem. Altı yaşındaki bir çocuğa sistematik tecavüz edildiği bu ülkede. Günlerdir bekliyorum.

Acaba bir ses verecek mi diye, siyasal iktidar.

Konu parlamentoda dile getirildiğinde, Aile Bakanı açıklama yapıyor. ''İki yıldır, biz bu meseleyi biliyoruz'' diyor. İki gün değil, iki ay değil. ''İki yıldır bu meseleyi biz biliyoruz'', diyor.

İki yıldır ne yaptınız Allah aşkına? Yüzünüze, gözünüze dursun. Sistematik bir tecavüz var. İki yıldır bunu biliyorsunuz ve gıkınız bile çıkmıyor. Bereket versin gazeteciler var bu ülkede. Olayı haber yaptılar da bizler de duyduk.

Adalet Bakanlığı''nın önündeyiz. Adaleti sağlayacak olan kurumun önündeyiz. Adalet Bakanlığı sessizliğini koruyor. Aile Bakanlığı''nın ne yaptığını zaten kimse bilmiyor. Bir de ''fotoroman'' var. Polislerin elini kolunu bağlamış durumdalar.

Polislerimiz bu olayları bilmiyorlar mı?

Kim onların önüne engel olarak çıkıyor, görevlerini yapmasına engel oluyor. Savcılar hangi gerekçe ile bu dosyaları kapatıyorlar.

Güçlerini kimden alıyorlar. Altı yaşındaki bir evladımızın, uğradığı bu haksızlık karşısında, kimler suskunluğunu koruyor, ısrarla koruyor?

Buraya; bu evladımızın, bu kızımızın sesi olmak için geldim.

Adalet istiyor bu kız. Bizim evladımız, bizim kızımız. Buradan bu evladımıza, bu kızımıza seslenmek isterim.

84 milyon insan senin yüreğinle aynı acıyı paylaşıyor. Bu ülkenin; sağcısı solcusu, inançlısı inançsızı, doğulusu batılısı, güneylisi kuzeylisi; bu haksızlık karşısında tahammül edemiyor ve öfkeleniyor. Ben onların öfkesini dile getirmek için buradayım zaten.

Bizler; hep birlikte bu haksızlığa karşı mücadele etmek zorundayız. Emin olun; bu haksızlığa dayanamıyorum.

Hepimizin evlatları var ve biz devletin görev yapmasını istiyoruz. Devletin nefes almasını istiyoruz. Devletin haksızlığa karşı tahammül etmemesini, gizlememesini, haksızlığın üzerine gitmesini istiyoruz.

Adalet istiyoruz, bu ülkede. Biz, adaletsizlik karşısında susanın, dilsiz şeytanlar olduğu bir ülke olmak istemiyoruz.

Artık; siyasal iktidarın polisin, savcının elini kolunu bağlamasını istemiyoruz. Haksızlık mücadelesi var. Haksızlık ile ilgili tablo bizim tahammül edebileceğimiz bir tablo değil.

Ülkenin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük acılar yaşarken; siyasal iktidarın hâlâ görevini yapmaması, devlet aygıtını çalıştırmaması tahammül edilecek bir durum değildir.

Devletin kurumlarının çalışması lazım. Önündeki tek engel bu siyasi otoritedir.

Açık ve net söylüyorum. Devleti yönetemiyorlar. Haksızlıkları sindirebiliyorlar.

Ne demek? ''İki yıldır bu meseleyi biz biliyoruz'' ne demek Allah Aşkına?

İki yıldır kimin arkasına saklandınız. İki yıldır, kimlerle fotoğraf çektirdiniz? İki yıldır, fotoğraf çektirdikleriniz mi size, ''bu olayı kapatın'' diye baskı kuruyorlar?

Devlet, baskıların altında görev yapamaz. Devlet dediğiniz kuruma saygınlık kazandırmanız lazım. Adalet Bakanlığı''nın önüne gelme nedenim budur zaten.

Adalet istiyoruz.  Kızımız için de adalet istiyoruz. Evlatlarımız için de adalet istiyoruz."

Değerli okurlarım,

Dostları ile yola çıkıp 6''lı Masa''yı kuran CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu;

-Cumhurbaşkanlığına yürüyor…

Yazarın Diğer Yazıları