Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Şerafettin Tilki

Şerafettin Tilki

Emre Belözoğlu'nun Başakşehir dosyası açıldı. Şerafettin Tilki Gümüşdağ'ın dibinden öğrendi

Emre Belözoğlu'nun Başakşehir dosyası açıldı. Şerafettin Tilki Gümüşdağ'ın dibinden öğrendi

Emre Belözoğlu’nu nasıl bilirsiniz?
Futbol yetenekleri vardı.
Ama saha içinde olsun, dışında olsun sataşmadık kimse bırakmazdı. Takım arkadaşı. Rakip. Hakemler. Antrenörler. Başkan ve yöneticiler.
Bu kadar da değil. Hızını alamayıp, orta sahadan taa basın tribünündeki gazetecileri bile tehdit etmişliği vardır.
Kusurlu dramatik trafik kazasına, kavgaya da karışmadan geçmemiştir.
Yıldızının barıştığı bir kaç kişi: Fatih Terim, Arda Turan, Acun Ilıcalı.
Biri daha var. Anladınız siz. Uzaklarda bir yerlerde!..
Altın kafeste!

Bunun gibi bir sürü madde eklenebilir.

İşte Belözoğlu yine karşımıza çıktı. Söylentilere şöyle bir kulak kabarttım.
Durum vahim. Hatta vahim ötesi.
Zira Emre hoca hakkında şikayetler çok. Şikayet edilen kişi Başkan Göksel Gümüşdağ.
Bu hiç olmadı.
Aynı yolun yolcularını birbirine şikayet etmek ne demek!

Şikayet konusu aynı: Küfür. Hakaret. Aşağılama. Tehdit.
Hani başkan yerine gidip deva açsalar...

Biraz daha irdeledik. Meğer hoca futbolcularına düm düz gidermiş. Yerli, yabancı şikayet edenler söz birliği etmiş gibi.

"Yemediğimiz küfür kalmıyor. İdmanda bile tahammülü yok. Bir aşağılama. Bir hakaret. Bir tehdit. Topa dokunamaz olduk. Esir kampı gibi ortam var. Hiç bir yerde duymadığımız argo kelimeler. Görmediğimiz mimikler. El kol hareketleri. Takımın hocası mı, başka bir şeyi mi anlamadık. Bazı arkadaşlarımız ile fiziki temasa dönüşecek, tartışmalar, kavgalar yaşandı."

Böyle uzayıp giden şikayetler.
İnanılacak gibi değil. Bir değil, iki, üç, beş hiç değil..

Peki Gümüşdağ bu baş kaldırıya, isyana nasıl tepki vermiş.

Önce bireysel şikayetleri, laf güzellemesi ile kapatmış. "Konuşurum. Çözerim. Hallolur. Siz işinize bakın." Türünden yaklaşmış.
Değişim olmayınca. Toplu halde başkana çıkılmış.

Başkan, "Yurt dışı temasları var sanırım. Gergin. Sinirli. Kendinde değil. Bana eylül başındaki milli araya kadar süre verin. Sabredin gereken yapılacak" demiş.

Futbolcular daha net özetlemiş: "Bu havada maç kazanamayız."

İşte bu son söz, ucu açık. Hem de öyle, böyle değil.

Nihayetinde oyuncuların dediği oldu. Başakşehir; ilk iki maçta 6 puan bıraktı. Hiç alışık olmadığımız futbol ile.
Aynen devam eder mi, eder!

Gereken nasıl yapılır ki.

Bu saatten sonra Emre hocanın karakteri değişmez. Başkan hocaya kazan kaldıran takımı da komple değiştiremez. Geriye iki seçenek kalıyor.

Ya Başkan istifa edecek. Ki, mümkün degil!
Ya da hoca ile veda olacak.

Hem ne olacak ki!
Ayrılığı dört gözle bekleyen hocalar var. Abdullah Avcı, Cihat Aslan, Bülent Korkmaz, Selçuk İnan..

Alışık olduğumuz üzere, taraftar, yönetici, başkan baskısıyla değil. Bir futbol takımı oyuncuların isyanı ile teknik adam değişikliği yaşayacak.

Bakalım daha neler, neler; ne acayip hikayeler ile karşınızda olacağım.

Beni izlemeye devam edin.

(Şerafettin Tilki)

Yazarın Diğer Yazıları