Faizi artırmadı çünkü yalnız kaldı

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün toplandı ve kararını açıkladı.

Beklentilerin aksine faiz oranı değişmedi.

Bu karar birçok çevreyi şaşırttı, çünkü son dönemde faiz indirimi yönünde yoğun bir baskı vardı. Sanayicilerden vatandaşa kadar herkes yüksek faizden şikayetçiydi. Şirketler iflas ediyor, konkordato ilanları artıyor. Özetle ekonomi alarm veriyor.

Evet, faiz oranları yüksek. Bu artık herkesin kabul ettiği bir gerçek. Ancak asıl sorulması gereken soru şu: Neden yüksek?

Bugünkü tablonun temel nedeni, bir dönem inatla uygulanan "nas ekonomisi"dir. Faizi düşürerek enflasyonu kontrol altına almayı hedefleyen bu yaklaşım, ülkeyi derin bir krize sürükledi. O günlerde yaşanan "balayı dönemi"nin bedelini şimdi ödüyoruz.

Merkez Bankası bugün, geçmişin faturalarını tahsil eden bir kurum hâline gelmiş durumda. Peki neden faizi pas geçti? Çünkü mevcut şartlar teknik olarak bir indirimi mümkün kılmıyor.

Bir yandan İmamoğlu davası gibi siyasi gelişmeler, diğer yandan İran'da yaşanan kaotik olaylar ve yaklaşan CHP davası... Tüm bu tablo içinde Merkez Bankası’nın faiz indirmesi zaten beklenemezdi. Hatta artırmamasına bile şükretmek gerek.

Ancak burada durup bir "ama" demek gerekiyor.

Merkez Bankası yalnız bırakıldı. Enflasyonla mücadelede tek başına bırakıldı. İktidar, ekonomi yönetimi, hatta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile bu süreçte aktif bir rol üstlenmedi. Vatandaş ise yüksek faiz karşısında çaresiz.

Zannedildi ki, sadece faizi artırırsak ülkeye para yağacak. Evet, bir ara 60 milyar dolar geldi. Ancak o para, bir gecede - İmamoğlu’nun tutuklanması haberinin ardından - kaçtı gitti. Çünkü bir ülkede hukuk yoksa, demokrasi yoksa, kimse parasını orada tutmaz. Para güven arar. Yasaya, adalete, istikrara güvenir.

Biz Türk yasalarına güveniyoruz, evet. Ama yabancı yatırımcı da aynı güveni duyuyor mu? Asıl mesele bu. Gelen para miktarı bu sorunun cevabıdır. Yüksek faize rağmen para gelmiyorsa, demek ki bize güvenilmiyor.

Merkez Bankası’nın faizi sabit tutmasının nedeni işte bu. Kurum yalnız bırakıldı. Ekonomik krizle mücadele sadece para politikalarıyla mümkün değil. Hukuki reformlar, yapısal değişiklikler, güven artırıcı adımlar şart. Ama kimsenin umurunda değil.

Mehmet Şimşek sadece günü kurtarıyor. İktidar ise enerjisini İmamoğlu’yla uğraşarak tüketiyor. Vatandaş zaten krize alışmış durumda. Merkez Bankası da günah keçisi ilan edilmiş gibi yoluna devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları