Her 24 Ocak benim için hüzün dolu…

Uğur Mumcu 22 Ağustos 1942’de doğdu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde suikasta uğradı. Arabasına konulan bombanın patlaması nedeniyle şehit oldu.

Şehit oluşunun 31. yılında Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UM:AG) web sitesinden Mumcu’nun çeşitli tarihlerdeki yazılarından yaptığım alıntılar şöyle:

12 Eylül ve Şeriat (Haziran-Aralık 1986)

Türkiye'de ‘irtica örgütlerinin’ 12 Eylül döneminde güç kazandıkları, bu dönemin doğal uzantısı olan ANAP iktidarında da iyice geliştikleri yadsınmaz gerçeklerdir. 12 Eylül döneminin başbakanı Sayın Ulusu ‘Süleymancılık tarikatının mallarına el konulması için yasa hazırlığı yaptıklarını, ancak insan hakları baskısı yapılıyor imajı vermemek için yasayı çıkarmadıklarını’ söylüyor.

Atatürk'ün vasiyeti hiçe sayılarak Dil ve Tarih Kurumlarına el konurken akla gelmeyen sakınca, demek ‘Süleymancılık tarikatının’ mallarına el konmasını engelliyor. İşkenceler için yapılan insan hakları yayınlarına kapanan kulaklar, Süleymancılık tarikatının malvarlığı için açılıveriyor.

(Cumhuriyet, 10 Aralık 1986, Bereket Vakfı...)

İrtica örgütleri arasında sayılan İlim Yayma Cemiyeti’nin kurucularından biri kimdir biliyor musunuz? Başbakan Özal!..

Bugün Nakşibendi tarikatı kadar etkili hiçbir örgüt yoktur. Bu tarikat hakkında bir Meclis araştırması açılabilir mi? Atatürk heykellerinin en çok dikildiği, düşüncelerinin ise yok edildiği dönemleri yaşamıyor muyuz?

(Cumhuriyet, 3 Aralık 1986, Balta ve Taş...)

Tekbir sesleri ile Atatürkçülük... Said-i Nursi Hazretlerine yapılan övgülerle Atatürkçülük... Sağdan üç-beş oy alma uğruna solculuk adına gerici sakalı sıvazlayan Atatürkçülük...

İşte yasaklı ve kısıtlı demokrasinin ulaştığı nokta budur. Atatürk'ün kemiklerini sızlatan olgu da sanırız budur.

(Cumhuriyet, 17 Eylül 1986, Din Sömürüsü...)

Gazeteciğimde de emeği olan Deneme Lisesinden de değerli ağabeyim Uğur Mumcu’nun ruhu şad olsun. Seni hiç unutmayacağım.

Ve Şehit Gaffar Okan

Emniyet müdürü Diyarbakır halkı tarafından "Gaffar Baba" olarak bilinip unutulmayan Ali Gaffar Okkan da 24 Ocak 2001’de şerefsiz terör örgütü PKK’nın hain suikastı sonucu 5 polis memuruyla birlikte şehit edildi.

Okkan, Diyarbakır'daki hizmet sürecinde şehrin güvenliğinin yanı sıra sosyolojik yapısı alanlarında da radikal yenilikler yaptı.

Polis merkezinin önündeki ve şehir içindeki güvenlik barikatlarını kaldırdı.

Kadın polisler Diyarbakır'da ilk kez onun emriyle sokağa çıktılar, trafiği yönettiler.

Okkan, her birinde iki kadın memurun bulunduğu iki devriye polis arabası görevlendirdi.

Biri, kaçak çocukları almak veya kayıp çocukları aramak ve onları ebeveynlerine teslim etmekle görevlendirildi.

Diğer ekip ise yürüme engelli yaşlılara yardım etmekle görevlendirildi.

Diyarbakır Havalimanı'nda kadın polisler, yaşlıların biniş işlemlerini üstlendiler ve çıkış kapısına kadar onlara eşlik ettiler. Okkan, havaalanı yetkilisini yaşlılar için tekerlekli sandalye satın alması ve hizmete sokması için ikna etti.

Okkan’ın Sloganı şöyleydi:

- "Biz halktan yanayız. Vatandaşın canını, malını, namusunu korumam emredildi. İşte bunun için geldim."

Gaffar Okkan Hizbullah terör örgütünün çökertilmesinde çok önemli bir rol oynadı.

Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu, öldürülmesi ile yüzlerce grup üyesinin tutuklamasında önemli rol oynadı.

Ayrıca, pek çok faili meçhul cinayetin güvenlik güçleri yerine çoğunlukla Hizbullah isyancıları tarafından işlendiğini de kanıtladı.

Ölümünden bir hafta önce düzenlediği basın toplantısında 26 Hizbullah tetikçisinin listesini yayımladı.

Kahraman şehit Gaffar Okkan ruhun şad olsun. Seni hiç unutmayacağız.

Ve Nahide Uğuroğlu

Canım annem de 24 Ocak 2000’da 78 yaşında Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Cennet annelerimizin ayaklarının altındadır. Ruhun şad olsun canım annem.

Her 24 Ocak benim için hüzün dolu geçti, geçiyor, geçecek…

Yazarın Diğer Yazıları