Kadıköy'de sessiz randevu. Fatih Saboviç yazdı

Kadıköy'de sessiz randevu. Fatih Saboviç yazdı

Bütün derbinin 'patlayıcı' enerjisi, karşılaşmanın normal süreyle son 15 dakikasına saklanmış gibiydi! Haftalardır zirvede birbirini takip eden Fenerbahçe ile Galatasaray, derbi için Kadıköy çimlerine adım attığı andan itibaren iki takım da temkinli, boş alanları kapatan ve kendisi saldırmayıp rakibi bekleyen bir profil çizdi.
Aslında tüm bu durumlar maç öncesinde de aşikârdı. Fenerbahçe cephesinde Edin Dzeko’nun takımla sahaya çıkması elbette ki büyük bir avantajdı. Sarı lacivertli ekibin, Fred’in yokluğunda rakibini ‘merkezi sinir sistemi’ yani orta kısımdan rahatsız edemeyeceği ortada olsa da Szymanski’yle İsmail Kartal’ın bu bölgeyi zorlamaya çalışacağını düşünüyordum.

FENERBAHÇE SAVUNMASI FİRE VERMEDİ
Ancak ilk 45 dakika itibariyle iki takım da birbirinin kalesine çok fazla yaklaşamadı. Kanatların, duran topların, kontratakların karşılaşma boyunca 'asıl gol potansiyelini' taşıdığını söylemek hata olmaz. Keza derbi öncesi yazdığım analizde de buna değinmiştim...
Galatasaray’da Kerem Demirbay’ın hep ceza yayında beklemesi ve uzaktan şutlarla etkili olma çabası vardı. Mertens’in üretkenliğiyle gelişen sağ kanat akınlarına, Kerem Aktürkoğlu sol kanattan destek olamadı çünkü orada Osayi ilk devrede iyi iş çıkardı. Icardi’nin alanını da Djiku sürekli bozdu.

İKİ TAKIM DA TEMPODAN UZAK DURDU
Kanatta Cengiz Ünder üretkenliğe çabalarken, Dusan Tadic’in ve Edin Dzeko’nun da yolları kapatıldı. Ayrıca Galatasaray ilk devre itibariyle Szymanski’yi çok bozdu. İki takım da bu zorlu mücadele öncesi eşit puanda olmanın getirileri yüzünden çok açık bir oyun sergilemeden kapalı savunmada kaldı.
Birbirlerine alan açmayan ve şiddetli ön alan baskısını yapan Fenerbahçe ile Galatasaray, soyunma odasına gitmeden önce derbide isabetli şut dahi çekemedi. İlk 15 dakikada 10 faul yapılan derbide; tünele gidilirken toplam faul sayısı 20’ydi. Hem Okan Buruk hem de İsmail Kartal'ın öğrencileri, durgun bir görüntüdeydi.

TATSIZ BİR İLK YARIYDI...
İpin ikinci 45’te kopabileceğinin kokusu, daha ilk düdük çalarken vardı. Daha çok orta sahada box to box bir futbol izlediğimiz için kendi adıma mücadeleni bu diliminden pek de keyif aldığımı söyleyemem. Yine de Fenerbahçe'nin de Galatasaray'ın da gizlediği silahları mutlaka vardı. Mücadelenin ikinci devresinde ortaya koyacakları akışın güçlü olabilme potansiyelini derbiyi izleyen herkes tahmin edebiliyordu.
Keza dakikalar 61'i gösterirken mücadelenin en tehlikeli ilk atağını izledik. Fenerbahçeli Szymanski, İsmail Yüksek'le yaptığı verkaçlar sonrası ceza sahası girişinde kaleye vurdu ancak top az farkla yandan auta gitti.

GALATASARAY DAHA HAKİM GİBİYDİ
Kadıköy'de oynanan bir mücadele izlememize rağmen Galatasaray hem topa daha çok hakimdi hem de duran toplardan daha fazla yoklama yapıyordu. Ancak Fenerbahçe'nin yıldızları da hiç boş durmadı. Galatasaray savunmacıları, Edin Dzeko'yu fauller ile yıldırmaya çabaladı. Aslan'da hücumda Icardi geriden yeteri kadar beslenemedi.
İkinci devre yeni başlarken İsmail Kartal'ın yaptığı Cengiz Ünder-İsmail Yüksek değişikliği hamlesine, Okan Buruk cephesinden 67'de Mertens'in çıkıp Zaha'nın girmesiyle karşılık geldi.

TADIC YERİNE KING...
Teknik direktör İsmail Kartal, 69. dakikada Dusan Tadic'in yerine Joshua King'i oyuna aldı. King oyuna girdikten sonra bir şut çekti ancak top direğin yanından auta gitti. Galatasaray bir kez Icardi ile net bir gol fırsatı bulmasına rağmen Djiku'nun müdahale etmesiyle ağları havalandıramadı. İki takımın da zirvede puan eşitliği ile birbirine eşlik etmesi, karşılaşmanın akışında temkinli olmalarına yol açtı.
Karşılaşmanın bitimine normal süre ile 20 dakika kala önce Galatasaray'ın ardı ardına Fenerbahçe kalesine duran toplarla yüklendiği bir süreç yaşandı. Sonrasında ise Fenerbahçe benzer bir süreci ve baskıyı Galatasaray kalesinde kurdu.

SKOR DEĞİŞMEDİ, TEK İSABETLİ ŞUT ATILDI
Tüm bu tempoya rağmen ne Fenerbahçe ne de Galatasaray ağları sarstı. Dakikalar 90+'ları gösterirken iki takımın birbirine yaptığı toplam faul sayısı 43'ü bulmuştu. Oyun karşılaşma akışında inanılmaz derecede durdu. Bu da tempolu bir akışa şahit olmamızı engelledi.
Rakip savunmayla sürekli boğuşan, sakatlıktan gelen Edin Dzeko'nun yerine Michy Batshuayi oyuna daha erken alınabilir miydi sorusu akıllarda canlandı. Çünkü geçtiğimiz maç Kayserispor ağlarına 3 gol bırakan Batshuayi, 90+3'te derbide Dzeko yerine oyuna girdi. Belki deneyimli golcü erken oyuna girse fark yaratma şansı bulabilirdi.

DERBİDE GOL SESİ ÇIKMADI
Zirvedeki durum golsüz ve tatsız geçen maç sonrası aynı kaldı, Fenerbahçe ile Galatasaray puanları paylaşırken zirvenin hakimi puanlar 44'te buluşsa da yine Fenerbahçe oldu. Şimdi iki takım 29 Aralık cuma günü (TSİ) 20.45'te Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da bulunan Al-Awwal Park (Kral Suud Üniversitesi) Stadyumu'nda Süper Kupa finaline çıkacak.

Yazarın Diğer Yazıları