Körfez sermayesi gelecek mi?

Ne yazık ki, “yerel” den sonra şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimi için “telaş” ve hatta “kargaşa” içine giren, Türkiye’nin ekonomik bakımdan, hangi atmosferi soluduğunu bizden çok galiba “yabancılar” merak ediyor.
Öteden beri,“Türkiye’yi bir yatırım fırsatı” olarak “hayal” eden yabancı özellikle Körfez sermayedarları, beklenen yatırımı nedense yapmıyor.
Her ne kadar, Türkiye’ye yönelik zaman zaman  “hareketlilik” oluşmuşsa da, “rakamlar” beklenenin çok altında seyrediyor.
Oysa, yabancı özellikle Körfez sermayedarları için Türkiye hem büyük bir fırsat, hem de bölgenin güvenliğini sağlayıcı özellikleri taşıyor.
Nitekim, İstanbul’da buluşan şahsiyetler ve ilgililer durumu bir kez daha irdeleyerek dile getirmiş bulunuyor.
Körfez sermayesinin uluslararası yatırım fonları ve yatırımcıların İstanbul’da 10-11 Nisan’da düzenlenen “Uluslararası Yatırım Zirvesi” nde bir araya gelmesi, yeniden gaza basılmasının işareti sayılıyor.
Gerçekleştirilen “Uluslararası Yatırım Zirvesi” , enerji ve gayrimenkul alanında, “yarım trilyonluk” iş hacmi olan Körfez fonlarının aslında gücünü seslendiriyor.
İstanbul Yatırım Derneği ve Ortadoğu Ekonomi Platformu’nca Shangri-La Bosphorus’da düzenlenen ve bizim de izlediğimiz zirvenin büyük ilgi görmesi, potansiyeli yeniden ispatlıyor.
“Enerji” ve “İnşaat” ana başlıkları altında, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere Körfez sermayesine, büyük ilgi duyduğu Türkiye’deki, yatırım fırsatlarını görüşme olanağı sunan zirve ayrıca, oluşturulan ikili görüşme platformlarında, yatırımcılarla, yatırım almak isteyenler için büyük bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Zirvede, “Mega Projeler ve İnşaat” başlığı altında, “Mega projelerin finansmanı” ,  “Türkiye’de yatırım ortamı” ,  “Yatırımcılara sağlanan avantajlar” , “Bölgesel proje tanıtımları” nı tartışan yatırımcılar, ikinci gün  “Enerji ve Enerji Transferi” başlığı altında, “Enerji ve finansmanı” ,  “Enerji transferi ve yenilenebilir enerji” ,  “Alternatif enerji modelleri”  konularının görüşülmesi dikkatleri çekiyor. 
40’a yakın otoritenin dile getirdiği imkânlar, aslında her iki taraf için de “iştah açıcı” görülüyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, siyasi istikrarın Türkiye için büyük önem taşıdığını belirterek, siyasi istikrarın tek başına yeterli olamadığını söylüyor ve şunları ekliyor:
“Türkiye’nin cari açığı var. Komşularımızın  sadece petrol değil, sermaye ihraç etmesi gerekiyor. Türkiye sadece doğal kaynakların bahşedildiği bir ülke değil. Bizim insan sermayemiz de bulunuyor. Eğer Türkiye’de cari işlem açığına bakarsanız bunun oldukça büyük olduğunu görürsünüz. Ekonominin kırılganlığının temel kaynağı bu” .
Bakan Şimşek böylece, 1 saatten fazla konuşarak, sermayedarları yatırım için “ikna” etmeye dil döküyor.
İstanbul Yatırım Derneği Başkanı Mehmet Ulusoy da, Türkiye’nin tarihi ve ekonomik konumunu anlatırken, şunları da söylüyor: 
“Türkiye Cumhuriyeti, yeni ticaret anlayışının çekim merkezi olma yolunda büyük bir yol kat etmiştir.
Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde, İstanbul’u; Avrupa, Rusya, Orta Doğu ve Uzakdoğu’nun finans ve yatırım merkezi haline getirmeyi; Türkiye Cumhuriyeti çevresinde bulunan tüm yatırımcı ve finans uzmanlarını ortak payda da birleştirerek sürdürülebilir organizasyonlar yapmayı amaçlamaktayız.
Türkiye Cumhuriyeti, bu kadar önemli birikimi olan ve gelecek nesillere güvenli yatırımlar yapan bir ülke olarak, büyük bir potansiyel arz etmektedir. Sizlere, istikrarlı bir gelişme gösteren Türkiye’ye yatırım yapmanızı öneriyorum.” 
Zirvenin yabancı konuşmacıları arasında yer alan ve büyük ilgi toplayan Riyad Ticaret Odası Başkanı Dr. Abdulrahman Al Zamil, karşılıklı yatırımlar üzerinde durarak yaşanan gerçekleri samimi bir şekilde açıklıyor.
Bütün, iyi niyetlere ve geniş imkânlara rağmen Körfez sermayesini artık Türkiye’ye gelmemesi için  “ekonomik” engel bulunmuyor. 
Ne var ki, “Arap Baharı” nın etkisinin tamamen silinmediği hatta Mısır ve Suriye’de sorunların devam ettiği de biliniyor.
Sermayenin gelmesi için, zamana ihtiyaç olduğu ve Türkiye’nin çabalarına devam etmesi gerektiği de belirtiliyor.

Yazarın Diğer Yazıları