Millet iradesi, gasp ve adil olmayan süreç

Millet iradesi, gasp ve adil olmayan süreç

Genel seçimlere dair, muhalif seçmenin sonuca duyduğu öfke, mevcut iktidara ve Erdoğan'a oy veren seçmene yöneldi. "Halk hâlâ bunlara nasıl oy verir?" sorusu, seçim gecesinden beri, muhalefete oy veren seçmenin belki de en çok sorduğu soru oldu.

Ancak tercihleri nedeniyle seçmeni eleştirmeden ve bu yapılan seçimleri tam bir demokrasiymiş gibi ele almadan önce, seçmenin iradesinin nasıl oluştuğuna ya da nasıl bir ortamda, hangi şartlarda oluştuğuna da bakmak gerekiyor.

Milletin iradesine dair bir kaç soru

Seçim gecesi boyunca yapılan açıklamalarda en çok duyduğumuz ifade "millet iradesi" oldu. Muhalefet çıktı "millet iradesi" dedi, iktidar çıktı "millet iradesi" dedi: "Millet iradesine saygı duyulması lazım."

Peki ya o millet iradesi nasıl oluştu?

Millet iradesine saygı sadece tezahür ettiği noktada mı gösterilmeli?

Aynı saygı millet iradesinin oluşum sürecine neden gösterilmedi?

İradenin oluşması için seçmenin kanaatinin oluşmasında da serbest, özgür bir ortam yaratılması gerekmez mi?

Böyle bir ortam oluşturmamak da seçmen iradesine saygısızlık değil mi?

Seçmenin kanaat oluşturmasını manipüle etmek de saygısızlık değil mi?

İrade gaspı

Seçim gecesinde, "millet iradesi"nden sonra en çok kullanılan ikinci ifadeyi kullanarak izah edeyim:

Millet iradesinin oluşum sürecinde seçmenin kanaatini manipüle etmek de iradenin "gasp" edilmesidir.

Seçimler, bir süreç içerisinde gerçekleşir ve demokrasi bu sürecin her aşamasında aranmalıdır.

Seçimin öncesinde seçim yasalarında, medya özgürlüklerinde de var olmalıdır demokrasi.

Seçim kampanyası sürecinde, kamu kaynaklarının kullanılmamasında, basında meramını anlatabilme eşitliğinin sağlanmasında da aranmalıdır demokrasi.

Yalnızca seçim günü, oy verme sürecinde ve oy sayımında değil.

Seçim sonrasında seçim sonuçlarının ilan edilmesinde adil davranmayı da gerektirir demokrasi, seçim sonuçlarına itiraz sürecinin adil olmasını da…

Adil olmayan süreç

Yarışın tüm kurallarının bir taraf tarafından konulduğu, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nın haber içeriklerinde bile seçici olduğu, kamu kanalı TRT'nin Millet İttifakı bileşenleriyle Cumhur İttifakı bileşenlerine aynı vakti ayırmadığı, parti kampanyası ve hükümet faaliyetlerinin iç içe geçtiği bir seçimden demokratik bir sonuç beklemek elbette düşük bir ihtimale dayanır.

O yüzden kaybetmenin kızgınlığıyla hâlâ Erdoğan ve partisine oy veren seçmene kızan muhalefet seçmenine sesleniyorum: Seçmene 'ülke bu haldeyken nasıl AKP'ye oy verilir' diye sorgularken, bunları da hesaba katın.

Seçmen iradesinin oluşum süreci adil değildi, unutmayın. Seçmen özgürce kanaat oluşturamadı.

Hemen her gün bir müjde açıklandı. Hükümet kamu gücünü sonuna kadar kullandı. Bunların sonuçta etkisini yadsıyamayız.

"Adil olmayan seçimlerden adil sonuç almayı bekliyoruz" diye yazmıştım bir yazımda, ilk tur seçimleri için de milletvekili seçimleri için de cümlenin taşıdığı endişe, haklı çıktı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için muhalefet, kazanma ihtimalini arttırmak istiyorsa, seçmene derdini anlatma yolunu kendi yaratmalı; bunun için, -seçim gününe kadar- sahaya inip yüz yüze geleceği seçmenle güven ilişkisi kurmaya çabalamalı.

***

Değerli okuyucularım, hepinizin 19 Mayıs, Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutlarım.

Coşkuyla kutlayacağımız nice 19 Mayıs'lar dilerim…

Yazarın Diğer Yazıları